Aklını, fikrini harcarsın boşuna,
Sadece zevki sefa gider hoşuna,
Azrail gelir, bir gün çıkar karşına,
Kendini Hakk’a sevdir sen insanoğlu.
Çıkarın için, tanımazsın kimseyi,
Bu alemin gerçek nuru,
Hak Mevla mın güzel kulu,
Peygamber i ve resülü,
Peygamberi, Muhammedim.
Hasan, Hüseyin dedesi,
Bırak günahı baştan sil,
Her şeyde bir hayır var bil,
Sende Hakka kulluk et gel,
Korkma artık bundan sonra.
O Yaradan bağışlayan,
Yine ışıdı, Hak Mevla’mın Dünya’sı,
Sanki o Cennetin kendisi aynası,
Sanki onun fotokopisi, aynısı,
Senin dünyan, senin ile cennet Mevla’m.
Varsın o kötüler anlayıp, bilmesin,
İşte geldim gidiyorum,
Sona doğru yürüyorum,
Şimdi artık ölüyorum,
Güzel Dünya, güzel Dünya.
Bir bebektimde büyüdüm,
Şair gönlüm, tabiata bakınca duygulanıp, algılanır,
Rüzgar vurur ağaçlara, yaprakları ılgıt ılgıt sallanır,
Allah’ım senin aşkın ancak Aşıklarca bilinip anlanır,
Rüzgarların, ağaçların seni anar, seni söyöler Allah’ım.
Allah’ım yarattığın aleme bakınca ben seni görürüm,
Dur be ey, yeryüzünün büyük belası!
Şu insanın insandan üstün neresi?
Yarım kaldı, hep iyilerin hevesi.
Sen dostlarınla, zulüm müsün ırkçılık?
Sen bir gün Bosna’dasın bir gün Irak’ta.
Ey gözlerim, her rastgele yerlerde ağlama,
Senin gönlün aşık, içli, ağlarsın ama,
Ne ederler, ne derler şu kötüler sana,
Sen Mevla ya ağla gözlerim gizli gizli.
Başka dostun yoktur senin hiç ağlamaya,
Yatma, ey benim gönlüm, yatma kalk otur!
Al da beni Yaradana, Hakk’a götür,
İnsanın ondan başka, hiç dostu yoktur,
Sen Mevla’yı söyle, an ey benim gönlüm!
Bırak sen, şu insanlarla uğraşmayı,
Bin atlı geçti buradan bir Rüzgar gibi,
Toza,Dumana katarak dövdü hep yeri,
Kaçıştı bütün canlılar ileri, ileri geri,
Kalmış nallar altında, bir yılan yavrusu.
Zerre kadar hali yok, yerinden kalkmaya,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!