Hadi tutuştur,
bulutlara gözyaşlarımı.
içime sindir körpe ruhumu
ürkeğim,kırılganım
renk kat düş'lerime
gri tonunda,
karanlığın çarpıntılarındayım,
bu kaçıncı gün bitimi
kaçıncı yokluk zamanın içinde
siyah örtü,yüreğimle birlikte çökmüş koca İstanbulun
yokuşlu loş sokaklarına.
dostlarım nerde
Susmaya susamışken,
kayıp kentin boş yüreklerindeyken
loş karanlıklarına haps olurken
titrek bir mumun sükut'u hayaliyle raks ederken,
susupta susamaya hasret düştüm
susma(nın) dar vaktine düştüm
Hüzn-ü saadet benimki
nice kanlı yaşlar akıttı
damladı yüreğimden
sensizliği akıttı
gecemin sessizliğini dinletti,
susturupta konuşan düşlerimi acıttı
Hayat ki inişli çıkışlı,
ben bilmem ki ne cefalardayım,
sayfalarım kırılgan,
gafletli gözler ki üzerimde,
mecalim yok yokuşlar dan,
ferim yok gafletli gözleri yok etmeye,
karanlığa varmak istiyorum
daracık musallaya varıpta
ince bir örtüye bürünmek istiyorum
bir o kadarda ruhumun daracık heybelerine,
aralamak istiyorum her şeyi..
acı,hüzün,keder..
Yine uykumu yarıda böldün! !
Dürtükleme iki de bir,
Karşım daki sen misin?
Gerçek misin?
Ayrılığın soğuk hissesi,
bir sabır senedi,
parça parça koparıldı
ufacık bir defterden
şimdi ise parça parça
olupta anılarla savaşıp ödeme vakti
Bırakın, bırakın da ölümün soğukluğunu hissedeyim,
Çıldırasıya sevipte,
Kimine göre deli önlüğü giyeyim...
Verin bana düşlerimi,
Bırakın düşlerimi de,
Düşlerim de asılı kalayım...
karanlığın çarpıntılarındayım
loş aydınlıklarda sendeliyorum
irili ufaklı parke parke taşlar..
adımlar attıkça gömülüyorum
her biri katranlaşan ayağıma bir mezar
yarı yarıya gömülüyorum sonra tekrar çıkıyorum..




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!