kat kat giysiler üstünde
katmer katmer
kirden bir kabuk içinde
buram buram buharlanan
bir yürek tütüyor yanmaktan
saçları sakalına karışmış
görünmüyor gözleri çapaktan...
Kış uykusuna yatmış
çöp tenekesinin duldasında
bir elinde şarap şişesi
diğerinde cigara izmariti
çekiyor içine hayatı
ve
zilleti…
Elinde tuttuğu bileti
kessin kim kesecekse
dercesine
uzatıyor sanki…
Kapatmış
meydan okuyuşlara
yüreğini
gözlerini
gönlünü
ve umuda koyduğu son noktayı
ayakucunda görüyorum
görüyorum, seyrediyorum
donuyorum
donup kalıyorum
heybetli yatışın karşısında...
”Ben düzenin aynasıyım”
Diyordu adeta;
Ama bir fark vardı
aralarında…
Düzen kokuşmuş
O kokmamıştı,
kokmayacaktı da…
Kokarsa ölüsü kokacak
Oda,
düzeni bir mızrak gibi vuracak…!
„Kim bilir
kimin delikanlısı
sevgilisi idi
kim bilir kimin yiğidi idi
diyordum ki…“
”Bayramda tatili
nerde geçireceğiz dedi
yoldan geçen bir kaç mirasyedi…!
BirDeli
11.10.2002/19.11.2003
(Bilinmeyen dünyalara bir bakış)
Kayıt Tarihi : 19.11.2003 13:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

O kokmamıştı,
kokmayacaktı da…
harikasınız...............
saygılar
Sizin gibi deliler de olmasa iyi bir şeyler okuyamayacağız. üretiminiz daim olsun muammer Bey...
Fatma Bilkay
düzenin dışında ne varsa idolümüz olarak can bulurlar. Bu kimi zaman bir evsiz, kimi zaman asi bir genç, kimi zamansa dünyanın bir yerinde haksızlığa taş atarken öldürülen insan...
Ama biz ne derece duyarlıyız, ve ne derece hassasız ? İşte bazen bir kafede otururken karşı duvar dibinde gördüğün bu manzara ve o evsiz, hissettiğince sen oluyorsun. Bir anlığına onun hayatını yaşıyorsun...
Ve en sonunda bir avuç tümceye dökülüyor bu tecrübe, beyaz camın arkasında otururken ne kadar da duygusal olduğumuzu anlatıyor bize aslında.
Bilinir ki bir insanda, evrende olan ne varsa her birisinden oransal olarak vardır..çelik, nikel kadmiyum, çinko, bakır..Böylesi maddesel bir yansıma olur da mizaci bir yansıma olmaz mı..
Her bir insanda bütün insanlarda olan huylardan vardır elbet..
Ama sanırım oranları değişiktir.
Ayrıca biz insanlar düşünmeyi kıyasla, benzerliklere ait ilişkiyle yaparız.
Muammer Çelik denilince veya kendisini okumaya başladığımda iki düşün ve edebiyat adamı geldi aklıma ilkin
Birincisi benim Türk romanında özgün ilk ve son kitap olarak gördğüm Amak-ı Hayal in yazarı filibeli Ahmet efendi, diğeri bir şairin ifadesiyle üçbinli yılların şiirini yazmış bir Türk şairi Asaf Halet Çelebi..
Nedir ortak payda diye sordum kendime ve şöyle bir yanıt bulabidim kendi soruma: Varoluşa entelektüel bir hayret nazarıyla bakabilmek...
Deliler ve dahiler sıra ve sürü dışı insanlardır..Varoluşa entelektüel bir hayret nazarıyla bakabilenler için inanılmaz labaratuar denekleridir bu tür varlıklar..
Sürü dışına çıkanı genelde sürü sevmez..Ama bir 'acabayı' barındırır daima bu sevgisizlikten kaynaklanan eleştiri aynı zamanda..
Acaba sürü dışına çıkan bu arkadaşımızı kurt kapmazda sürü içinde hiç kimsenin bulamadığı güzellikte ve lezzette bir ot bulursa...
Yani sürü dışına çıkana bir yandan kızarken bir yandan da kıskanırız..
Şiire konu olan DELİ kavramına bu ön bakış sonrasında...
Ele aldığımız şiire dönersek bilinen tüm geçerli hayat postülalarına meydan okuyan birisine gıpta ediş var şiirde..Ve bir ''monoton hayat/ vazgeçiş, reddediş'' kıyasına dayalı bir yüceltme..
Monoton hayat, akıllıların hayatı ve düzen geçişkenliği içinde kavramlar verilmek suretiyle ''deli'' nin yaptığı veya yapmak zorunda kaldığı seçime bir neden, bir suçlu bulunuyor.
Bence bu mantık böyle görkemli bir konuyu zayıflatıyor.
Aslında ''dünyada asla güzel bir düzen olamaz '' Dünyanın varoluş kurgusu buna müsait değildir, dünya ilşkilerinden soyutlandıkça bize gerçek hayatın ipuçları verilir şeklinde bir anlayışa dayalı inanış sistemleri vardır yeryüzünde.
Benim bildiğim kadarıyla ''Melamilik'' bizim ülkemizde buna örnek verilir ve Neyzen Tevfik melamiliğini veya melamiliğe yürek bağlılığını bu nedenle ifade etmiştir zaman zaman şiirlerinde..
Şiir, rahat söyleyişi ile şiiri dayandırdığı olayı bir olgu (Bir genel hal) haline çevirebiliyor..
Anlık duyuş, yoğun duygu zirvesi şiire ayrıca güzellik katıyor.
Bu konu uzar ama şu ana kadar anlatabildiklerimden, ne söylemek istediğim de anlaşılmıştır sanırım..
Saygılarımla
TÜM YORUMLAR (29)