yüzbinlerce insan beyni umutsuzca
otuz haziran günü dizildiler sıralara
yıl bindokuzyüzyetmişyedi
ve üçyüzkırkbeşbinbeşyüzbeş aday
yarış atları gibi sıralara konmuştuk
her birimiz ayrı yerlerdendik oysa
kimimiz doğudan, kimimiz batıdandık
becerilerimiz içimizde patlamaya hazır bir volkan
bense sorulara bakıp duruyordum
ama göğsümde bir şeyler feryat ediyordu
bilmek isterdim karmaşık soruları
ama ne çare
yıkıldığım anlardı
bir zaman sonra
beton yığınının merdivenlerinden iniyordum
yüzümde garip tebessüm
hava kasvetli, kaldırım ne kadar dardı
yollarda yürürken paramparça duygularla
aklım düştü kaldırıma
kaldırmadayken aklımı
göğsümden bir ses yankılandı
-bırak onu bırak!
dudaklarımda garip tebessüm
feryatlarla doluydu her yer
tepeler, ağaçlar, kuşlar
delirten esintiyle karmakarışık
çok şey ağlıyor gibiydi
bende hüzünlüydüm, ağlamaklı
ve İstanbul boğazında sahil yolu
yürüyordum kayıtsızca
özel yaşamlar, yalılar arasında
kaldırımlarda aklını düşürmüş aday…
“Üniversite adayından”
30 Haziran 1977
Sarıyer İst.
Yılların tortusu çökmüş yüzüne
Alnını güneşe serecek adam
Uykusuz ranzalar suskun voltalar
Geride kalacak ve ah hüzünle
Bir gül gibi savrulup gülecek adam
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta