Gittin hiç ağlamadım ardından
Tek bir damla gözyaşıma şahit olmadı
ne gece ne de gündüz
Yüreğimin ırmakları hep içine aktı
Her yakamoz yalnızlığında yıldızlar bana bakardı
Yumruk yumruk ağlardı ellerim…dişlerimi sıkmadan önce
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
sizin sesiznizden dinlemek keyifli oldu çok güzeldi yüreğinize sağlık kaleminiz daim olsun
Size her zaman hep gülmenizi gerektiren mutluluklar diliyorum.
Hüzünlerimi gülümsettiniz gözlerimde..Sevgiyle kalın,kutluyorum.
Merhabalar Nedim Saatcioğlu.
Ne bu tevafuk.Ben bu şiirinizi yorumlarken,radyoda da aynı anda şiiriniz okundu.Ve ben şiirinizi dinlerken,nağme eşliğinde bu yorumu yazıyorum.Tebriklerimle,selamlar.
Ahmet Süreyya DURNA
Sitemin buruk ve güzel tadı kalıyor dizelerin ardından...
ne demeliyim ki .
insancıl duygular , başarılı bir çalışma tebrik ederim.
En çok karanlık odalarda gizledim gözlerini
En çok gözlerimde uyuttum seni
Sen çok severdin diye
her gece
uyumadan önce
dokunurdum gamzelerime...
Uykumun düşlerle savaşı için birleşirdi kirpiklerim
Sana sarılmaktı aslında düşlerden tek isteğim
sadece bu dizeler bile beni darmadağın etti..
bana gamzelerimi seven'i özletti..
bir tuz gibiydi, yaram da yeniydi...
bu kelimeler tam da yerine değdi.....
Şiiriniz iz bırakacak kadar güzel.Kutlarım.
Sadettin Deren
Gittim
Düşünmediğimi say bıraktıklarımı.
Akıtamadığın yaşları görmedim say
Gamzelerine dolan kırık gülüşlerde
Parmak izlerimin silindiğini say
Sesinin kestiği
Gecelereydi vedam
Sana değil
Giderken de kadınındım
Çocuk yanındım
Bir o kadar da
Ben, gelincik büyüttüm
O sevdalarda
Onlar adamlığını
Gittim
Ne ağlayan adam vardı
Ne de ağlanası adam
Oysa
Sazlar arasında
kendini gelincik sanan
O kadar çoktu ki
-Hiç bir AŞK
Utanmaz değildir-
ARZU ALTINCICEK hanimdan bu dizeleri hayranligim, hayranligim, hayranligimla kutluyorum. Bu simdi kac kez yazilmadan, kac kez okunmadan nasil gecilir!!! Bagislayin bu hayranligimi, nerede rastlasam orada yine ve her yeniden aynisini yapan yüregime karsi koyamiyorum...
...olmus bir kere, yasanmamasi gerekenlere bu talihsizce rastlantilara dokunumunuzu, bebegin dogusunu bu kutsamasinin, ilk viyaklamasinin bu sempatikligi, bu mutluluk cigligi zaman zaman tekrarlanmasi su gibi hava gibi ihtiyac, aglayabilme yetisinin bastirilmamasi ümidimle tüm ictenligimle kutluyorum degerli Nedim bey...
Bu şiir ile ilgili 20 tane yorum bulunmakta