Adam evine girerken son bir kez arkasına dönüp ay ışığına baktı umarsız ve esrik gözleriyle.
Anahtarı çevirdi ve evindeydi artık. Perdeler açıktı, içeriye giriyordu sokak lambalarıyla sevişen ay ışığı. Mutfağa girdi önce ve dolabı açtı, baktı; şarabı soğumuştu. Ev sigara kokuyordu salona girerken.
Adam hırkasını çıkartıp attı koltuklardan birine. Sonra evde kapısı kapalı olan tek odaya yürüdü. Zaten kaç oda vardı ki?
ve kaç şişe şarap?
ne kadar olduğunu hatırlayamadığı savaşlardan çıkmış gibiydi, ne zaman bittiği belli olmayan yazılar gibi
paradokslardan açılan paradoks
tünellerdeki tünel gibiydi. bir tutam akasya çiçeği çocukluğundaki, havaya atıp dönerek düşmesini seyreden
İzin ver hey ağam ben de gideyim
Ah çekip de arkam sıra ağlar var
Bakarım bakarım sılam görünmez
Aramızda yıkılası dağlar var
Coşkun sular gibi akıp durulma
Devamını Oku
Ah çekip de arkam sıra ağlar var
Bakarım bakarım sılam görünmez
Aramızda yıkılası dağlar var
Coşkun sular gibi akıp durulma
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta