Adam evine girerken son bir kez arkasına dönüp ay ışığına baktı umarsız ve esrik gözleriyle.
Anahtarı çevirdi ve evindeydi artık. Perdeler açıktı, içeriye giriyordu sokak lambalarıyla sevişen ay ışığı. Mutfağa girdi önce ve dolabı açtı, baktı; şarabı soğumuştu. Ev sigara kokuyordu salona girerken.
Adam hırkasını çıkartıp attı koltuklardan birine. Sonra evde kapısı kapalı olan tek odaya yürüdü. Zaten kaç oda vardı ki?
ve kaç şişe şarap?
ne kadar olduğunu hatırlayamadığı savaşlardan çıkmış gibiydi, ne zaman bittiği belli olmayan yazılar gibi
paradokslardan açılan paradoks
tünellerdeki tünel gibiydi. bir tutam akasya çiçeği çocukluğundaki, havaya atıp dönerek düşmesini seyreden
Haliç'te bir vapuru vurdular dört kişi
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
Devamını Oku
Demirlemişti eli kolu bağlıydı ağlıyordu
Dört bıçak çekip vurdular dört kişi
Yemyeşil bir ay gökte dağılıyordu
Deli cafer ismail tayfur ve şaşı
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta