Fatma Avcı 2 - Adam ve Ateş Şiiri - Anto ...

Fatma Avcı 2
226

ŞİİR


4

TAKİPÇİ

Köze dönmüş ateşin karşısında oturuyordu. Yanan yüreğine bakarken yaşanmışlıkların ardına sığınmak gibi bir niyeti yoktu aslında. Lakin alevin her alazı yüreğinin bir köşesine dokunuyordu. Bazen kızıl bir saç bazen de dudak olarak. Gözlerinin önünde dans ederken alevler bir yanı onunla ısınıyor diğer yanı da yalnızlıktan üşüyordu. Konuşmayı unutmuştu. Sözcükler gidenin ardından dökülen yaş sağanağında yitip gitmişti. Kabullenmek gelmiyordu içinden terk edilmek ona ağır geliyordu.

Sus diyordu gözleri, konuşma artık yüreğinle bak ne hale geldik. Yüreğin kaldıramazken acıları birde dillendirme acıyı. Yoksunluk, yoksulluk içinde mecnuna döndük. Yaşlar kurudu, yürek irtifa kaybetmekte ve beden deprem sarsıntıları içinde çökmekte. Kapanmayan, kangrenli yaranın sızıları ile yoğruluyoruz. Kapanmayan göz kapaklarımın ardında sevgilinin görüntüsünü saklamaktan yoruldum. Diyordu ağlamayı unutan gözleri.

Düş görmeyi bile unutmuştu. Yaşadıklarının hayal mi gerçek mi olduğunu bilmiyordu. Yaşamış olmak için mi yaşıyordu, yaşadığı için mi yaşamış oluyordu bunun farkında bile değildi. Sessizliğinin ardında aslında ne büyük çığlıkları vardı. Haykırışlarının yankıları kulaklarına doluyordu.Yaşadığı mutluluğun ardında dibe vuruşlardaki bataklığın içinde kayboluyordu.

Gün ışığını bilmeyen körden farksızdı, sadece sevdiğinin gözleri ile bakıyordu hayata. Onunla görüyor onunla yaşıyordu. Gördüğü her nesne sevgilisinden bir anıydı dokunduğu her ten de sevdiği oluyordu. Sarındığı benlik kendisinin olsa da böyle yaşamaktan mutluydu. Arafta kaldığı anlar çok oluyordu hangisi kendisiydi? Söylenmemiş sözler mi? Yaşanan anlar mı? Sessiz sözcüklerin harmanında savruldukça kendini biraz daha kaybediyordu.

Tamamını Oku