Adam Olmak... Şiiri - Deniz İnan

Deniz İnan
8

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Adam Olmak...

Geceden kalmıştı ışık. Asılı ve amaçsız öylesine. Ben geceden de değil, çok öncesinden kalmıştım. Tanıdık ve de aynı oranda yabancıydı her şey. Camlar günün ilk ışıklarıyla oynaşıp buğulanmışlardı. Kontağı çevirdim. Tekerler ağır ağır çıtırdatıyordu kuru otları. Her şeye baktım, hiçbir şey görmeden.. Hızlandıkça ağaçlar ip gibi dizili, akmaya başladı iki yanımdan. Gaza bastıkça ezdim acılarımı, öfkemi kabarttım, besledim içimdeki hafızası güçlü adamı.

Saatlerdir bu koltukta oturmuş, uyumuş, uyanmış, için için ağlamıştım. Bedenim ne de ağırdı ruhuma. Öylece çakılıp kalmıştım çaresiz ve yılgın. Sanki şimdi bu yolda ben gitmiyordum da, yol tüm benliğimin üzerinden geçiyordu. Yükümün altında kalıyordum, dizlerim karnıma batıyordu. Daha dün geçmişi yaşarken nasıl oldu da bugün gelecek oldu anlayamıyordum. Her şey bu kadar hızlıyken nasıl bu kadar ağır ve acılı olabildi bir anda? Düşündüm, bir yolu olmalıydı. Elimi kalbime bastırıp kanı durdurmanın bir yolu.. Organlarım yer değiştirmişti sanki. Gözümü kapattığımda kalbim gözümde atıyordu. El ve ayaklarımı yitirmiştim, yerine çirkin uzantılar gelip yerleşmişlerdi. Saçlarım gibi uzanan bu süprüntüler de neydi?

Çoğu insanın acıklı aşk öykülerine çıkıyordu yolum. Bir adam bir kadını sever, bir kadın bir adamı sevdiğini zanneder. Kadın adama inanmaz, adam kadını yeterince umursamaz… Ve bir gün bütün öyküler aynı noktada birleşir, herkes aşk adına muzdariptir.

Üç yıl önceydi. Aniden çıkıvermişti ortaya. Tesadüflere inanmazdım, hala da bunca acının bir tesadüf eseri olduğuna inanmıyorum. Sıcacık gülüşüyle sarmıştı beni. Sesi ruhumu ısıtmıştı. Bütün kötülüklere iyi geliyordu onla konuşmak, ilk kez kendimi alıkoyamıyordum. Doğru ya da yanlış olması mühim değildi, o “ben”di. Birgün kırmızı ayakkabılarıyla karşıdan gelip beni kucaklıyordu, diğer bir gün başımı omzuna yatırıp saçımdan öpüyordu, bir gün beraber uyurken ağladığını hatırlıyorum, bir gün yemek yerken üzerine döktüğünü.. Farkında olmadan ne çok gün biriktirmiştik, ne çok an yuvarlamıştık.

Ve bir gün gitti… Valizine sığdırdığı gibi anıları, düştü yollara. Hâlbuki arkada bıraktığı yük, sırtlanıp götürdüğünden ağırdı. İyilik mi yaptığını zannediyordu? Ben ona sarılmadan nasıl yaşardım? Son kez onu sevdiğimi bile söylememe fırsat vermeden ezmişti yıllarımızı. Doğuracağı çocuklarımızı da alıp gitmişti. Kızımın gözleri ona benzeyecekti, oğlumun burnu bana. Bu ev ilk kez annesiz, öksüz kalmıştı ve ben buna dayanamıyordum. Mutfaktaki rende ilk kez gözüme anlamsız ve ne işe yaradığını bilmediğim bir obje olarak görünüyordu. Yıldızları saymayı da işte o gün bırakmıştım..

Dün gece yine arabada uyudum. Yatak fazlasıyla büyük, ev fazlasıyla küçük geldi bedenime. Tükettiğim alkolü saymazsak günlerdir bir şey yiyip içtiğim de söylenemez. Arada bir halüsinasyonlar gördüm sanıyorum. Bir gece camı tıklatıyordun, uyandım, uyanana kadar gitmiştin. Buna güleceksin ama biliyor musun bir gece de bir ağacı sen sandım. Dalları kollarındı, az daha boynuma sarılacaktı. Sen olmadığını, gözlerini göremeyince anladım.

Birkaç kez aynaya baktım yokluğunda. Yüzü gözü kirli, sakallı bıyıklı bir adam baktı gözlerimin içine. Bu adam kimdi de haddini bilmeden karşıma geçip alay edercesine bana bakıyordu. Bu derin çizgiler ne münasebetle yüzüme oturmuştu ya da nasıl olmuştu da ben, ışık saçan bir adamken böylesine korkunç bir adama dönüşmüştüm!

Şimdi hırsla seni götüren yolları çiğniyorum. Hızlandıkça sağım solum yeşil ve mavi çizgiler şeklinde kayıp gidiyor hayatımdan. Canımın acısını hafifletmeye yetmese de bu dünyayı affetmiyorum. Evimden çok uzaktayım ve cesaretim yok geri dönüp elinin değdiği bardaktan çay içmeye. Hiç kızmıyorum sana. Sen benim her şeyimdin, her şeyimi alsan da kızmıyorum, her şeyimi veren de sen değil miydin? Yaşamak gözümde büyüyor. Bazen öldüm de hiçbir şey hissetmiyorum zannediyorum. Tam da bu anlarda bir rüzgâr kokunu getiriyor burnuma, ılık ılık içime çekerken seni, yaşadığımı anlıyorum. Her şeye göğüs geriliyor da, bir tek yokluğuna alışamıyorum.

Hayat devam ediyor diyerek avunmaya çalışsam da hayat bile farkında içime çöken enkazın. Gözyaşlarım ciğerime ciğerime akıyor. Küçücükken düşüp dizimi yaraladığımda öğretmişlerdi ilk, erkek adam ağlamaz diye. Ta o zamandan beri ağladığımı biri görecek diye korkar ve hatta utanırım. Serde erkekliğin gururu var tabii. Ama bilmezler ki gözümdeki sel akmaya kalksa yüreğimdeki yanardağı susturması mümkün değil. Şimdi bir kez daha anlıyorum, ne zor şeymiş şu adam olmak…

Deniz İnan

Deniz İnan
Kayıt Tarihi : 28.7.2009 17:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Deniz İnan