Çocuktuk,
Henüz küsmesini bilmiyorduk.
Yalan riya yoktu.
Cam bilyalarla oynamayı.
Kırlangıçların yuva yapışını.
Gök yüzünün mavi,
Yer yüzünün renk renk,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
...Adam Olduk Sanki
Çocuktuk,
Henüz küsmesini bilmiyorduk.
Yalan riya yoktu.
Cam bilyalarla oynamayı.
Kırlangıçların yuva yapışını.
Gök yüzünün mavi,
Yer yüzünün renk renk,
Olduğunu öğrendik.
Martıların çığlıklarını dinlerken.
Niye büyüdük ki?
Büyüyük şehirler kurdular,
Sokaklarında kaybolduk.
Sonra,
Sevdalandık, yüreğimiz yandı,
Duygularımızı yitırdık.
Sonrada,
Dünya bizimmiş gibi paylaşamadık.
Kime ne zarımız vardı.
Dağların yüceliğine.
Yıldızların parlayışına hayrandık.
Niye büyüdük ki?
Sevgimizi eskittik.
Dargınlıklar başladı.
Değiştik.
İnsanlığı unuttuk.
Halbuki,
Çamurdan evler yapardık,
Telden arabalar.
Gülen yüzlerimiz.
Soğuktan çatlamış elerimiz.
Su çeken ayakkabılarımız vardı.
Ama, mutluyduk.
Niye büyüdük ki
doğduk büyüdük itilip kakıldık ve şimdi sırada ne var hocam
saygılar yüreğine sağlık
kimileri adam oldu kimileri gönüllere taht kurdu kimileri sessiz sedasız yaşayıp gitti...
gönlüme taht kuran şair agabeyimi kutlarım...
yitirilen pek çok değer...anlam dolu dizelerdi..yürekten kutlarım..saygılarımla...
Çocukluk günlerimizi anımsatan anlamlı ve güzel şiirinizi okurken farketmeden içimden bir ah! çekmişim.Ne kadar doğru tespitleriniz ya.Gerçekten kutluyorum sizi.Antolojime aldım.Yalnız puan hanesini açamıyorum nedense, bir hata var galiba ama gönlümden kocaman bir 10 puan.
Neyimiz eksikti?
Çember çevirir top oynar,
Kır çiçekleri toplar,
Taç yapardık,
Başımıza.
Akşam olunca uykuya dalar,
Rüyalarımızda uçardık.
Her şey değişti.
Uçmayıda unuttuk.
Şimdi büyüdük adam olduk sanki…
hüzünlendimmmm evet haklısnız adam olduk bir kaç santim büyüyerek sadece
Çok çok harika tesbitler var,
evet, neden? Hep menfi olan
hissiyatları ve kaba saba bir
beden büyüttük deyiniz, güzel
hislerimizi büyütmeye geldik ama
onlarla ilgilenmedik bile..! Gerçekten
çok doğru..Sayın Çöteli candan
tebrik eder saygılarımı sunarım..
Bedri Tahir Adaklı
'Büyüyüpte çok iyi halt ettik!' demek az bile ama....babalarımızı ve çocuklarımızı düşündükçe böyle bir hakkımız olmadığı da ortada. Anlamlı şiirinize tebrikler, yüreğinize sağlık. Selam ve saygılarımla...
Doğru diyorsun üstat, büyüdükte ne oldu, tüm
masumuyetimizi yitirdik, ve dünyayı yüklediler
sırtımıza..
Güzel vede anlamlıydı kutlarım üstadım tebrikler..
yunus karaçöp..yudumyunus
Yüregine sağlık
Ustad biliyorsun hiç bir şey durağan deyil. Her şey değişken onun için çocok büyür derdide büyür her şey değişir hayat da değişir.
Sayğılar.
HOCAM YÜEREGİNE KALEMİNE SAGLIK NE KADARDA HAKLISINIZ KALEMİNİZ DAİM OLSUN SAYGILARIMLA
Bu şiir ile ilgili 47 tane yorum bulunmakta