Aşk yarım kalmaktır bazen...Bazen onun mutluluğu için uzak kalmaktır...Bir gülümseyişi uğruna ömrünü heba edebilmektir kimi zaman...Aşk bencil olmamaktır...Seninle ya da sensiz mutlu olduğunu bilmekle yetinmektir sonra...Sensiz mutlu olacağına inandığında adam gibi çekip gidebilmektir Aşk...Ardında hiç bir iz bırakmadan,kalp kırmadan...Öyle sessizce,öyle ansızın,belki bir gece yarısı çıkıp gitmektir...Hiç uyandırmadan...Veda bile etmeden...Ayrılıklar zordur bilirim...Veda etmek acıtır içini..Ayakların götürmez seni sevdiğinden bir adım bile öteye...Arkanı dönüp bir andan gidemezsin,her gidişinde bir kez daha döner için sevgiliye...Son kez dersin,son bulmaz bir şekilde...Son kez! Son kez gözlerine bakmak belki,belki son kez sarılmak hem de doyasıya...Son kez! Son bir kez kokusunu içine çekmek istersin...Ayrılıklar zordur bilirim...Veda etmek acıtır yüreğini...Kanayan bir yara tırmalar içini...Ayaklarına görünmez prangalar vurulur...Gidemezsin...
Onun içindir işte...Öyle sessizce,öyle ansızın,belki bir gece yarısı çıkıp gitmektir aslolan Aşk...Hiç uyandırmadan...Veda bile etmeden...Sensiz mutlu olacağına inandığında adam gibi çekip gidebilmektir Aşk...Gitmek! o her şeyden çok sevdiğin sevgiliden,bu şehirden,anılarından çıkıp gitmek...Adam gibi çekip gidebilmektir Aşk...Ardında hiç bir iz bırakmadan,kalp kırmadan...Ardında ne varsa yanında götürmeli adam dediğin...Geride boynu bükük kalmamalı sevdan...Gözünde bir damla dahi yaş olmamalı bir tek an...Öyle hain sebeplere yüklemelisinki belki de gidişini...Nefreti aşkından ziyade olmalı ardından...Değill seni geri getirmek,değil yüzünü görmek adını bile anmak istememeli bu apansız,bu vedasız gidişinin ardından...
Dedim ya; Aşk yarım kalmaktır bazen...Bazen onun mutluluğu için her şeyden vazgeçmek,her şeyden uzak kalmaktır...Onun sevmelere doyamadığın yüreğinden,bakmalara kanamadığın gül yüzünden,tutkulu bakışlarından,sıcacık ellerinden,belki tümden bu şehirden...
Adam gibi çekip gidebilmektir Aşk...Giderken ne içten gülüşlerin,ne sesin kalmamalı ardında...En güzel şiirlerini yakıp,gözlerine baka baka okuduğun gecelerin hatıralarını içinde bir yerlere gömüp gitmeli...Söylenmemiş merhabaları,içinde büyüyen sitemleri ve daha ne varsa sevdalının yüreğine dokunmamış ölüm kadar derin bir susuşla saklamalı...Her köşesinde vedalar bırakmış olsanda şehrin sokaklarında...Sen vedalarını yare duyurma...Çık ve git bir gece yarısı aniden...Sessiz,usulca...
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta