çevrende herkes şaşırsa bunu da senden bilse
sen aklı başında kalabilirsen eğer
herkes senden kuşku duyarken hem kuşkuya yer bırakır
hem kendine güvenebilirsen eğer
bekleyebilirsen usanmadan
yalanla karşılık vermezsen yalana
kendini evliya sanmadan
kin tutmayabilirsen kin tutana
düşlere kapılmadan düş kurabilir
yolunu saptırmadan düşünebilirsen eğer
ne kazandım diye sevinir
ne yıkıldım diye yerinir
ikisini de önem vermeyebilirsen eğer
söylediğin doğruyu ve gerçeği büken düzenbaz
kandırabilir diye safları dert edinmezsen
ömür verdiğin işler bozulsa da yılmaz ve
yeniden koyulabilirsen işe
döküp ortaya varını yoğunu
bir yazı turada yitirsen bile
yitirdiklerini dolamaksızın diline
baştan tutabilirsen yolunu
yüreğine, sinirine “dayan” diyecek
direncinden başka şeyin kalmasa da
herkesin bırakıp gittiği noktaya
sen dayanabilirsen tek başına
herkesle düşüp kalkıp yine de erdemli kalabilirsen
unutmayabilirsen halkı krallarla gezsen de
dost da düşmanda incitemezse seni
ne küçümser ne de büyültürsen çevreni
her saatin her dakikasına
emeğini katarsan alın terine
hakçasına bölüşürsen vicdanındaki adaleti
her şeyiyle dünya önüne serilir
korktuğun yerde el öpmez
hükümran olduğun yerde ezmezsen
oğlum adam oldun demektir
üstelik adam gibi bir adam.
Rudyard KİPLİNG
Adam Gibi Adam Olmak
Gençlerimizin sağlam bir kişilik oluşturmak için sancılar çektikleri ve arayışta oldukları dönemde mutlaka okumaları ve her satırında uzun uzun düşünmeleri gereken bir şiirdir bu. “Akıllı kişi” olmak ile “kurnaz kişi” olmak arasında bir seçim yapma eşiğindeyken özellikle…
Zeki insan, ‘akıllı’ da olabilir, ‘kurnaz’ da… Akıllı insan, zekâsını, yeteneğini kendisi, ailesi ve ülkesi için, giderek insanlık için kalıcı ürünler ortaya koyma yolunda kullanır. Onurlu yaşamayı ilke edinir; yalan söylemediği gibi yalanla mücadele eder, sabırlı ve çalışkandır, doğru bildiği yolda tek başına da olsa yürür, kuru kalabalığın arasında erimez aydın kişi, insanları tarihsel gelişim içinde ve olduğu gibi kabul eder. Karanlığa küfretmekle zaman harcamaz, bir ışık yakar ve örnek olur. Doğruyu bilmek ile doğruyu, doğru zamanda yapmak, uygulamak arasındaki farkı bilir. Akıllı kişi vicdanlı ve adaletlidir. İnsana ve insan emeğine saygılıdır.
Akıllı kişi,zamanın değerini ve iyi kullanılması gerektiğini bilir. Hayatın uzun bir yolculuk olduğunu anlamıştır. Kurnaz ise uzağı görmez. Zekâsını “anlık çözümler”, “anlık ve bireysel faydalar” oluşturmak için kullanır. Üç adım sonra da tökezlemeye başlar.
Her alanda büyük adamlarımız var. Sanatta, bilimde, tıpta, basında,tarımda, denizcilikte, eğitimde, ekonomide, siyasette… Ülkemizde ve dünyada hayatı yaşanılır ve anlamlı kılan binlerce, milyonlarca güzel insan… Bu değerli insanları tanımak ve ışığa yönelmek bir insanlık görevidir.
Sedat DemirkayaKayıt Tarihi : 4.12.2008 19:19:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
'Güzel şiiriniz için kutlarım... Batı ve Hıristiyanlık dünyayı ele geçirmeye bu kadar hevesliyken biz neden öbür dünyaya meraklıyız; ya da birileri bizi öbür dünyaya sevk ediyor? Önden buyrun beyim?
Bir papazla bir imam sohbet ede ede yürüyorlarmış. Bir uçurumun kıyısında ayakları kaymış ve yuvarlanmışlar. Son anda bir çalıya tutunmuşlar ama çalı da söküldü sökülecek.
-İmdaaaat! Kimse yokmu?
- Can kurtaracak kimse yoookkk muuuu?
Bulutların ötesinden bir ses duyulmuş:
-Sevgili evlatlarım. Sizler iyi kullarım oldunuz. Vakit tamamdır. Gelin sizi cennetime alayım...
- Başka kimse yok muuuuu? ? ? ? '
Yukarıdaki süprüntüyü şiirimin altına değil de cevabınızı guruplara yazmanızı tercih ederdim. Madem ki bir şeyler söylemeğe heveslisiniz bunu yolu budur.Ya da özelden tartışırsınız. Şiirler bu gibi işler için kullanılmaz.Ama medem ki yorum olarak bir şeyler yazdınız... Onu da yüzünüze gözünüze bulaştırdınız.
İnançlı bir insan için (Bu ister hıristiyan isterse müslüman ya da bir başka dinin mensubu) elbette ki bir Ahiret kaygısı vardır ve buna göre tavır almak gereğini hissederek yaşar. Yine inançlı bir müslüman için bu dünya bir nefes mola verilen bir handır, zamanı geldiğinde kalkılıp gidilecek olan... Asıl mekân için hazırlık yapılan. İnananı da inanmayanı da buradan hiç bir şey götüremiyor öteki tarafa.Öyleyse niçin?
Size bir şey söyleyeyim mi İslam dini çalışmayı, paylaşmayı olanın olmayana vermesi ilkesini her zaman birinci planda tutmuş,Peygamberi vasıtasıyla da 'Bir günü bir gününe eşit olan ziyandadır ' sözüyle bu temel prensibi adeta kanunlaştırmıştır. (Müslümanların buna uyup uymamaları meselesi ayrı bir konudur.) Ama bunu yaparken de her an itidalli olmayı hak yememeyi, haram kazanmamayı da öğütlemiştir.
Hıristiyanların,yahudilerin ya da bilmem kimlerin bu dünyayı ellerine geçirmek isteyişleri ise ne ilktir ne de son oacaktır. Ama beyhude bir çabadır da üstelik.Hani nerede Hitler, Musolini, Stalin? Bütün dünyaya ferman okuyan Sovyet imparatorluğu? Ve dahi tarihin çöplüğündeki binbir güçlü krallar,sultanlar,şahlar,şabazlar ve onların hükümranlıkları?.. Aynı akıbet hiç kuşkunuz olmasın A.B.D. nin ve yine diğer kendisini bu dünyanın hakimi görenlerin de başına gelecektir merak buyurmayın.Çünkü hem pratik, hem de teori bize öğretmiştir ki her çıkışın bir inişi vardır.(Diyalektik mantık bunu gerektirir.)
Size eski bir tescilli komünist (aynı zamanda ateist) olarak naçizane tavsiye: Temel kaynaklara yönelerek sistemli bir okuma yapmanızdır.(Tabiki böyle bir sabra sahipseniz)Onun bunun dürtmeleriyle ve dolduruşuyla bir yere kadar gidersiniz.Geldiğiniz yer emin olun hiç de hoşlanmayacağınız bir yer olur.
Şiirimin altına yazmış olduğunuz şu yukarıdaki fıkraya gelince. Ona hiç gülmedim.Zerre kadar zeka kırıntısı yok.Hatta aptalca bile diyebilirim. Ölüm var ve bilin ki tek gerçek o. Kaçamazsınız. Ne siz ne de yaratılmış olan her şey ve ne de ben... Selamlarımla.
Not:Özelinize mesaj kabul etmediğiniz için bu şekilde yazmak zorunda kaldım. Bir bakıma sizin yönteminize başvurmuş oldum.İsterseniz silersiniz. :)))
TÜM YORUMLAR (1)