Kuzey buz ülkelerinin birinde,
Ellerimizin donduğu,
Burnumuzun hareketsiz kaldığı anlarda
Çikolatayı ısıtıp içmek gibi sıcak,
Beşiktaş’ta gezerken
Benim en çok çayı
Seninse araba kullanmayı
Sevdiğini bilmemiz kadar
Derindi dostluğumuz derdin.
Söylemek derdin;
Her makamı aynı tatta:
Hüzzam,nihavent,kürdili hicazkar…
Söylemek derdin Çarşamba’yı sel aldı
Kırım’lının biri kalbimi çaldı.
Sonra ağlamak derdin;
Yufka yürekli analar gibi
Şefkat memba’ı bebeler gibi
Utanmadan ağlamak.
Ağlamak derdin;
Yıldız sırtlarından boğaza bakarak.
Sevmek derdin;
Terk-i diyar etmek gerçek dünyayı
Umudunu bağlamak en umutsuz anında
Maceraya koşmak.
Bazen seksen yedi model yeni toplanmış
Bir şahinle.
Bazen kalın lastikli gıcır gıcır
Motosikletinle.
En önemlisi de:
Bulgarca obicamte
Yunanca sagapo
Ve en güzeli Türkçe’si
Seni seviyorum dediğin sevgilinle.
Sonra bana sen derdin;
Sen, yaşamak denen kavganın
Bitmek tükenmeyen itleriyle boğuşmamda
Yanımdaki nadide insan.
Ve ben sana derdim;
En masum anında fikrimin,
Cumanın kör seherinde
Dua ederken
Ellerime dökülen gözyaşı kadar temiz dostluğumuz
Cihana ibret olur
Adam dediğin seni gibi olur.
2004
Haluk Cenk BaturKayıt Tarihi : 21.8.2005 22:22:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!