Zamanı zamanla dilimlemek ve ucuz Pazar fiyatına harcamak
Sonra şikayetleri peş peşe dizerek karamsarlıklara giyinmek
Uğraş vermeyi kahve içlerinde kağıt oynamakta arayanlar
Sonra boş elle dönenler evlerine zamanı zamana ucuz dilimlemek
On üç yaşımdaydım tomruktan mertek biçtiğim yıllarda
İlk ceketimi, ilk ayak kabımı bu kazandığım parayla almıştım
Yeni elbiselerimle dimdikti başım, gururluydum, umut vardı ufkumda
Küçük yaşta alıştım mücadele vermeye, fakirliğe doğuştan alışmıştım.
Sonra güllerin rengini ayırt etmeye başladım büyümüştüm galiba
Kızların saçları, kızların gözleri ilgim oldu yaşadıkça o günleri
Büyüdüm galiba zamanla baktım madenci oldum göğüs gererek korkuya
Bir baktım emniyete sorgudayım, sorgulanmakta işçi kardeşlerimle dost sohbetleri
Ne ucuz, ne kırıcı zamanlar yaşadık biz, hep hedefi olduk nice asılsız iftiraların
Evimizin mutluluğunu,
yemeğimizin tadını, düşüncelerimizden özgürlüğümüzü çaldılar
Gözyaşımızın tuzunu süzdüler, tükürdüler gülüşümüzün gamzelerine
ampullerin ışığını aldılar
Akrep koydular rakının acısına,
küf gönderdiler suyun saydamlığına,
Uzun bir tarih var ceddimin arkasında,
şerefi var, gururu var, her dönemin ayrı bir huzuru
Pusulara kartal dalışı, art niyetlere zeytin dalı, namussuzluklara namusu
adaleti vardı, Mustafa Kemal’i vardı cephelerde
İşte ben, ben bu ceddin uzantısı soyuma uygun yaşadım ömrümü…
25.11.2014
Rahim Recep AkdoraKayıt Tarihi : 26.11.2014 00:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Zaman 'dar...' Giderek daralıyor da.. Farkına varan var, varmayan da...
'puşt' günlere kaldık... Elini cebine daldıran, yüzüne o sahte gülüşü kondurup, arkadan dolanmaya çalışan 'uğursuzların' bini bir para...
Biz hala 'cephede...' Hala ceddimizin emanetlerinin başındayız, nöbette...
Yılmak, yorulmak bize yasak!
Bir yandan düzene küfredip, bir yandan 'kendi çakal düzenini' kuranların tepesindeyiz!
Ta ki o tuzakları, pusuları bozup, utanmadan eşkiyaya kol kanat gerenlerin hakkından gelene, 'GÜNEŞİMİZİN ÖNÜNE GERİLENLERİ' yok edene kadar...
Tebrik ve takdir ile Rahim Bey, değerli kardeşim..
Bütün sosyal geçişler sancılı olur biliyorsunuz Sayın Akdora..... Bizim toplumumuz da tarihindeki en hızlı sosyal geçişi son birkaç on yılda çok hızlı ve tabii sindiremeden yaşadı.... Kuşaklar arası her zaman olan açık ve fark büyüdü.... Gençler, aileleriyle sosyal yapı arasında kaldılar....
Bu açığı fark eden 'karanlık güçler' devreye girdiler ve sizin şiirinizde söz ettiğiniz geçmişine - kültürüne yabancılaşma, kendine ait olmayan değerlere öykünme, böylece kendini modernleşme tarafına geçtiğini zanneden 'şekilci' bir toplum oluşmasına 'yardım ettiler!'.....
Siz toplumu içinde yaşadığınız dönemler itibariyle irdelediğiniz için, yetiştiğiniz değerlere çok aykırı buldunuz haklı olarak..... Ama sizi temin ederim, bu değişimden önce her şey çok farklıydı....
Kim ne iş yaparsa yapsın, emekle kazanılan her para ve iş değerliydi.... Oysa 'yozlaşma' kapitalist kültürü dayattığı için şimdi kimin ne kadar para kazandığı önemli artık..... Bunu hangi emekle ve işle kazandığı sorgulanmıyor bile ne yazık ki!......
Bu konuda yazacak ne kadar çok şey varmış Sayın Akdora.... Paylaşımınız için teşekkür ederim..... Saygılarımla....
Kaleminize., yüreğinize sağlık sayın Akdora...
TÜM YORUMLAR (8)