*
Eyy güzel ülkemin
Avukatları, savcıları, yargıçları, hâkimleri…
Hakkın, hukukun adaletin sesleri
Biliniz ki:
“ Uçurtmalar, rüzgâr gücü ile değil,
O güce karşı koydukları içindir yükselişleri. ”*
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
şiir cesaret ve bilgi birikimiyle yazılınca böyle değerli eser oluyor. seve seve okudum.++ tebrik ederim. selam SANA.
Naime hocam teşekkürler böylesi bir çalışma için..omuz omuza arayacağız hakkı adaleti , biz bunun için varız..sonsuz saygıalrım duyarlı yüreğinizedir hocam..+++
Toplumun hakkını arayacağı ortak tek sığınağı 'adalet'.... Her soruna çözüm arayan, kokuşmuşlukları ortaya çıkaran ve temizleyen...... TUZ gibi.....
'Et kokarsa tuzlanır da TUZ kokarsa n'apılır?'.... Sözün bittiği yer burası!....
Düşündüren ve toplumu uyanmaya davet eden şiirinizi ve sizi yürekten kutlarım Naime Öğretmenim........ Sevgilerimle.......
Şiirdeyim..
Adalete çağrıdan, adaletsizliğe alışmaya doğru giderken...
Bir kez daha kutluyorum Öğretmenimi..
Kalem kırmak hünerse doğru yer doğru zamanda kırılmalı. Muzlumun kırılgan bedeninde kalem kırmak mazlum bedeni kadar kırar onur sahibiyim diyenlerin onurunu.
Doğrulara imza atan kalem tutan ellerinize saygılar.
“ Uçurtmalar, rüzgâr gücü ile değil,
O güce karşı koydukları içindir yükselişleri. ”
Ne güzel söylemişsiniz sevgili şairim. Bu adaletsizliklere karşı koyanların yükseldiği günleri görüyoruz, her şeye rağmen, satılmışlara rağmen.
Tebrikler yüreğinize
Kanun dediğin neki!
Sanki bir örümcek ağıdır,
Ancak güçsüz sinekleri yakalar.
Deler geçer tanımaz onu güçlü sarıca arılar.
Hükmetmek için adilane,
Menfaate mahkum aklı terk edip,
Hak adına olmalı deli ve divane.
Delirmedikçe zulme karşı çıkmanın imkanı yok.
Zulme rıza göstermek için alçak nefsin bahanesi çok.
Zor değil, Pehlivanları meydanlarda yenmek.
Zulme baş kaldırıp, zalim nefsi mağlup etmek için,
Adil bir vicdanla muhabbet dulu bir yürek gerek.
Dünyanın hali ile ülke gerçeklerini bütün çıplaklığı ve çarpıcılığı ile resmeden harika çalışmanız dan dolayı tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim.
o kadar çok şey anlatmışsınızki bu şiirinizle her mısrasında bir güç görüyorum kutlarım ..........
Sevgili Şairem, bu şiiriniz bir şiir. Mevzu güzel işlenmiş. Alıntılarla zenginleştirilmiş. Hocanın iyice hazırlanıp üniversitede vermiş olduğu bir ders gibi. Siz yazarken neler hissettiniz bilmem ama bana, ne bir duy- gusal şok, ne beklenmedik bir viraj ne de size has 'öldürücü son vuruş' gelmedi. Hayatın gerçekleri ve hele nahoş gerçekleri hep böyledir.
Selam, sevgi, saygı ve dua. İdris Esen
Hanımefendi Üstâdem;
Olabildiğince açık ve net söylenmedik söz bırakmamışsınız. Liyâkat ehliyetle birlikte değer kazandığı için, buraya bir şerh ekleme hakkını kendimizde bulmuyoruz. Yasalarımız, yargı erkinin vicdanına hiçbir şekilde müdahele edilemeyeceğini düzenler. Bu düzenlemeye harfiyyen uyulduğu farzedilse bile mevcut sorunlardan kurtulma şansımız yoktur. Ülkemizde vicdan eğitimi verecek etkin ve yetkin bir müessese bulunmamaktadır.Saygıyla selamlıyoruz.
Bu şiir ile ilgili 86 tane yorum bulunmakta