Millet iradesimi oda ne diyenler var.
Vijdanları hapsedip Hak-hukuk çiyneyen var.
Adalet terazisi artık raflara kalkmış,
Çoğunluğu susturan,yalnız biz diğenler var...
07.06.2008
..
Hukukla guguk heyhat birbirine karıştı,
Hakim ile zalimde birbiriyle yarıştı.
Gelinen nokta zulmün doruğuna varıştı,
Gördüğümüz rüyayı böyle hayra yordum ben,
Hukuk ile adalet en sonunda barıştı.
18,2,2010
..
Hak, adalet, özgürlüğü görmesek de senelerdir;
Zulmün yükü sırtımızda, iktidara her gelenin…
Bunlar ancak olsa olsa kan emici kenelerdir;
Kırım-Kongosu bulaştı; üç-beş tane hergelenin.
15.09.2015
..
SeniAradım insanlığın satırları arasında çok aradım haçlı
Ne kadar aradımsa adalet içerisin de bulamadım da seni
Kaybolmuş gitmişsin nereye de gittiğinde belli de değil
Sayfaları da tekrar çevirdim insanlığın içerindedir belki
Düşmüşsün tarihin bir çukuruna süslemişsin de içerisini
Halil Çolak 15.2.2006 Ankara
..
Her şey bana anlamsız, yaşamak artık zevksiz
Adalet yok herkes birbirinden inan ki farksız
Öylesine çözülmüşüm, öylesine dağılmışım ki
Bu ne bitmez çile, Bu bitmez ayrılık diyorum
..
Adalet-i tam diyen, tasdik etsin Adil’i!
Bu uğurda say edip, düşünmesin tadil’i!
Pek ucuza alınmaz, istenilen o nimet;
Zira onun şu arzda; bulunmaz muadil’i!
Cihat ŞAHİN
..
Bir şiir gbiydi bakışların
Zamanla gözlerin gözlerime kapandı,
Adalet mi bu sevgili,
Şiirimin sonunda üç nokta vardı.
..
Demokrasi sosyal adalet
üst üste koydun oldu demet
belki bize olmaz kısmet
ine deliğinde olur nisbet
insana göre çıkarır yasa
el altında olur masa
..
İstanbul denince gelir akla
Fethettik buraları savaşmakla
Hasretle gelmiş Hazreti Eyyub
Dinmiş acıları kavuşmakla.
Kazanılmış İstanbul yürekle bilekle
Yardımcısı dualar, manevi dilekle
..
ALLÂH(c.c.) ’ın yolu İslam!
Sarsılmayan tek düzen...
Hak, adalet, hürriyet…
Kur’an’da Rab’bi düzen.
(1992)
..
Hayat hakkı mukaddes...hakkınızı savunun...
Adâlet...hürriyet...ilmin...ışığında yunun...
Çabanız,helâl rızka ulaşmak için olsun;
Kanınız kurtlanmasın,çevreye huzur sunun...
..
Burası dünya kardeşim idare et
İsteme n'olur benden adalet
İhsan et olmadı sabret
Düşün sana da bana da ahret
..
İnsanlık bekası, doğruyu öğret
Medeniyet sende, adalet kimde
Neşeyi duyarak, doğruyu söylet
Şaşırtma seveni, adaletinde
Bahattin Tonbul
4.1.2014
..
Toplum, yaşama nesnelerinin üretilişindeki iş bölüşücünü ve bunların üretiminin sonunda paylaşım ilkelerini düzenler. Bu üretilenin, gereksilerin şu kadarını Yüce Ruh tarafından, sana rızık öngörüldü denilebilir mi? Bu tür sözde Ruhun söylemi, Ali, Veli gibi, egemenlerin talebi olduğunu kuşkulanmaz mı?
Nitekim bir inanışın pratiğinde, savaşta ele geçirilen 24000 koyundan, savaşa katılanlara 4 er tane pay, yâda ganimet verilmiş. Ama inanmayan, savaşmayan cephe gerisindeki zenginlere 100 er tane koyun verilmiş. Gerekçede hazır! Mevcut İnanca gönüllerini kazanmak içindir! İnanmış mantık sormaz. Demez ki; biz davaya inanırken, payla mı inandık? Bize neden; eza, cefadan gayri, hiç pay verilmedi? İnanmayanlara illa bir pay verilecekse, birer tana verilse idi, gönülleri olmayacak mıydı? Küserler miydi? Bu tutum açıkça rüşvettir. Hem rüşveti yasallar, hem inandırma konuşma söyleminizin zayıflığını belgeler ki; ancak sözün sağlamlığı ile değil, rüşvetle inanca katılım sağlarsınız, demek olur. Hele ki haldeki inanırlardan ziyade inanmayan akıllı düşman zenginlerin kazanılması daha önemlidir algısını, hiç kuşkusuz ki vermiştir. Bu da tercih edilmemesi gereken yoldur.
İşte hak etmeden kazanmanın yolu zımnen meşrulaştırılmakta belki de bilmeyerek. İlla da o günün mevcut koşulunun pragmatik faydacılığı bu akıllılığı gerektiriyordu aslında. Birileri hem inanacak, hem savaşarak rızkını sağlayacak, ama buna rağmen; üretirken, nasibi azalıyor. Lakin diğeri hem inanmayarak, hem emek katkılığı koymayarak, hem de düşman olarak eza cefa yaparaktan, fazla fazla rızık sahibi oluyordu! Bu da adalet oluyor. Köleci toplumla ortaya çıkan anlayış:”” Çünkü kazanılanda kimine çok kimine az rızık vardır! ”” söylemi, ta Mısır'dan beri söylene gelen inanılan laftır. Ve her inancın temelinde var.
Tabi toplumsal vicdan da, bu yapılanmaya göre olacaktır. Doğru eğri de, bu anlayışa göre, haklı haksız sayılacaktır. Böyle sürdürülmediği için de, böyle yapılaşma, toplumsal talepte yoktur. Rızık nesnel, üretim nesnel, paylaşım nesneldir. Buyurucun adilliği kabule şayan değildir. Nesnel bir talebe, tamamen öznel bir anlayışla, ruhsallık atfedilmiştir egemen çevre anlayışlı dikte ediştir. Adalet anlayışı, her ne kadar “”Yüce Ruhtan geldi”” deseniz de bu söylemler gününün nesnel, çıkarsal, egemenlik sel, insansal, konjonktürlü olmaktan, elini çekemiyordu.
..
Hakikat daima zor, buna tam katlanılsa,
Batıl cazip de olsa keşke aldanılmasa…
Oysa Hak bir yaşansa, adalet hâkim olsa,
Zulümler dindirilse, dünya Müslüman olsa…
(2013)
..
Doğruluk, dürüstlük, üretkenlik, çalışkanlık bir kolunda
Hak hukuk adalet, merhamet İnsanlık öbür kolunda
Türlü menfaatler cazibeler dizilse sağın solunda
Durmadan bakmadan yürümek en doğrusu Allah yolunda
RETOR.
..
Sen hile denesen de hakkı hep gizlesen de
Sen gerçeği hep örtsen Rab’bimi reddetsen de…
Adalet haktan yana, hakikatle ilerler,
Hak da Rab’bi destekler ve batılı men eder…
(2012)
..
Ey adalet sen bana,
Ekmek gibi, su gibi, hava gibi lazımsın
Diz çökmek yakışmaz sana,
Ayağa kalkmalısın.
***
Mehmet Şükrü Baş
..
Adalet,tebdil i kıyafetle geziniyordu..
Gittiği her kapıdan kovuluyordu.
Nedenini oda merak etmişti.
Geçte olsa öğrenmişti...
Çünkü,adaleti kimse tanımıyordu....
..
Hakkı gözetiyoruz, gözetmek zorundayız,
Sen haksızlıktan sakın, adil davranmalıyız…
Haksızlık Rab’be varır, Rabse cezalandırır,
Adaletten yana kal, adalet Hakk’a varır…
(2012)
..