Tutuklu! ..
Tutuklu (olmayan!) listeli suçlardan! ..
Adalet Hanım kesecek diye bekler,
Adalet denilen bu kahpe hep dolandırıcıların, sahtekarların, ihaleye fesat karıştıranların, kalpazanların, vergi yüzsüzlerinin aydın yakan cani ve telle fidan boğan katillerin, hep kötülerin işine yarar;
Bir türlü iyilere, doğrulara, toplumcu düşünenlere, aydın ve devrimcilere em olmaz bu Adalet Hanım;
Aylar yıllar geçer kesilmez bir türlü,
Ama hep acır bu parmak!
Adalet Hanım’ ın terazisi şaşmış, gözü şaşılaşmış bir kere.
Hep acır, hep kanar, kangren olmuş bu parmak!
Kör Adalet Hanım, bir türlü görmez! ..
..
5-ABD’ nin ipine sarılarak, kafamıza çuval geçirenlerin kucağına oturduk. Hep Amerika’ nın çıkarına olacak şekilde / ABD’ den gelen buyruk üzere görüş bildirir olduk. Liberal gözü dönmüş kapitalist işbirlikçi sermaye ülkeleri; Irak’ a getirdikleri (!) özgürlüğün aynısını Libya’ ya, yakında Yemen’ e, Bahreyn’ e getirecek! Sömürgeci iki yüzlü kalleş ülkeler defolup gitsinler Libya’ dan. Utanmadan ve alçakça, “bizim işimiz Kaddafi ile değil, O’ nu devirmeyeceğiz” diyorlar. Peki ey namussuzlar, sizin ne işiniz var öyleyse orada? Libya halkı, Kaddafi’ nin zulmünden, yolsuzluklarından, keyfi ve baskıcı eylemlerinden bıkmış onların bitmesini, Kaddafi’ nin gitmesini istiyorlar. Neden her yanı yıkıp harabeye çeviriyorsunuz? Libyalılar böyle demokrasi mi istiyor? Böyle demokrasi mi olur?
6-Hanefi Avcı’ nın yazdıklarını görmezlikten gelip, O’ nun hakkında soruşturma açılarak, susturulmaya çalışıldı. O’ nun gösterdiği devlet içindeki çete örgütü gizlenmeye çalışıldı. “Esas T.C. ni yıkarak, okyanus ötesi sömürgeci güç ve onun kolladığı kaçakla ve O’ nun gözü dönmüş çanak yalayıcıları ile Ulu Önder Büyük Atatürk’ ün kurduğu devleti yıkarak yerine Ilımlı İslam adı altında, ne olduğu belirsiz bir devlet kurmak için silahlı/silahsız bir çete örgütünün kurulu olduğunu ve bu örgütün şu anda hükümet içinde bir kısım yargılamaları yönlendirdiğini, yürüttüğünü; bir kısım yasama, yürütme ve yargılamalarda baş rol oynadıklarını” bildikleri için, hatta kendilerinin de bu tezgahın içinde oldukları gizlenmeye çalışılmaktadır. Hanefi Avcı’ nın, Nedim Şener’ in, Ahmet Şık’ ın kitabında yazdıkları ne zaman sorgulanacaklar, yargılanacaklar? Böyle bir niyetiniz var mı?
7-Yargı bugün kimin, kimlerin elinde? Yargı siyasallaştı. Kimsenin yargıya güveni kalmadı. Mustafa Balbay, Tuncay Özkan, Doğu Perinçek, Mehmet Haberal, Hanefi Avcı, Nedim Şener, Ahmet Şık ve daha bir çok yazar ve gazeteci neden içerideler? Daha yayınlanmamış bir kitabın yazarını içeri tıkmak, ileri demokrasi dediğiniz zırvalıkla mı bağdaşıyor?
8-Toplumda yaşamın her evresinde, her yerde, her şeyde bir baskı, bir sindirme, bir susturma diktası neden? Nerede özgürlük, nerede bağımsızlık, nerede hak, nerede adalet? Parti adında adalet geçmekle adalet sağlanıyor mu? !
9- Basın yayın sektöründe 50 bini doğrudan gazeteci olmak üzere 100 bin kişi çalışıyor. Yurdumuzda, dünyada az ülkede görülür bir şekilde 15 bin gazeteciden yalnızca 500’ ü sendikal haklardan yararlanıyor. 14.500’ ünün sendikası yok. 2000 Gazeteci tutuklu, 1000 gazeteci soruşturma geçiriyor, 64 gazeteci içeride yatıyor! Gazetecilerin çoğu sorgusuz sualsiz, suçunu bile bilmeden içeride yatıyor. Suçum ne diyor, delil göster diyor; “sen hele içeri gir bakalım suçunu sonra söyleyeceğim, gizli çünkü, delilleri sonradan çıkaracağım” diyorsun! Böyle bir hukuk, adalet, yargı nerede görülmüş? Daha basılmamış kitap hakkında yazarını suçlu ilan edip, içeri tıkıyorsun! Ardından da “ Bizde, ABD’ dekinden daha özgür basın var” diyebiliyorsun, utanmadan bu ne aymazlık, bu ne yüzsüzlük!
10-Bizim vergilerimizle çalışan TRT senin borazanlığını yapıyor, bize bakmıyor, görmüyor bile! Sözünü tutmayan, yasalara karşı gelen ve çalışanlarını yasalara karşı gelmeye yönlendiren, eşini ve daha bir yığın tanıdık, eş dost, akraba, partiliyi TRT’ ye dolduran; sahte haham Tuncay’ ı okyanuslar ötesinden bizim paralarımızla konuşturarak bizim paralarımızı çarçur eden; katil Ağca’ yı yaptığı programlarla kahraman ilan eden Genel Müdür’ ün kime ve neye hizmet ediyor? Yayınlara bakın, doğru bir şey var mı? Hep yanlı, hep siyasi, hep bir partiyi kayıran yayınlarıyla, yalan makinesi oldu!
Ayrıca onlarca TV ve radyo sürekli senin borazanlığını yapıyor da seni eleştiren hiçbir TV ve radyoya göz açtırmıyorsun, hemen çalışan ve sahiplerini içeri tıkıyorsun! Bu mu ileri demokraside basın yayın özgürlüğü?
..
Adalet adalet diye aradım sordum
Bulacağımı sanıp bekleyip durdum
Tam buldum derken kayboldu gitti
Ne gören var ne duyan yok sesini
Geçti aylar geçti yıllar
Ne ben Onu bulabildim
Ne de O geri geldi
Kestim umudumu Adaletten
Ne ufukta izi
Ne gelmeye yüzü var anlaşılan
..
Adalet Hanım’ ın Parmağı!
Bir daha açar mı dersin kırmızı karanfil?
Uçar mı bir daha yeşil boyunlu güvercin?
Karartılmış gök yüzü, simsiyah bulutlar ağmış üstümüze…
Kurutulmuş toprak çorak, yer yer çatlak, Anadolu’ lu topuğu gibi! ..
Kalmadı ne kelaynak ne ebabil.
Bir zamanlar vardı sarı çiğdem, mor menekşe.
Şimdi boyunları bükük belki, tepinmiş üstünde filler!
Atmacalar saklanıyor çakır dikenleri ile ayrık otlarının koynunda kırlarımızda…
..
11-40 Bin kişinin katili Apo’ ya nerede ise villa yapacaksın, hava alsın, etrafı rahat görsün diye pencereler yaparsın da, Balbay ile Özkan nemli, soğuk, tek kişilik hücrelerde yatıyorlar neden? Haberal, Balbay, Özkan….ve diğerleri “suçumuz ne diyorlar” neden yatıyorlar sahi?
12-189 Kişiyi domuz bağı ile bağlayanları ne ettin? Nerede şimdi onlar? Neden sahip çıkmadın? Uyarıldığı halde hükümet neden önlem almadı? Herkesin telefonlarını dinlerdin de onlarınkini neden dinlemedin?
13-Referandumda halkı kandırdın, “hani 12 Eylülcülerle hesaplaşacaktın? ! ” Hesaplaşıyorsun ama ” hesap sormanın önünü kapattın, hesap sormuyorsun! ”, “ çıkar hesaplaşması yapıyorsun! ”
14-Erkler ayrılığı, birliğe dönüştü. Yasama, yürütme ve yargının tümünü tek yürütmeye bağladın, bu nasıl bir ileri demokrasi?
15-Yargıç siyasi iktidarın memuru durumuna getirildi! Savcılar, ancak iktidarın yararına çalışıyorlar bu nasıl adalet, nasıl yargı?
16-Adli Tıp’ tan 5 yıl sonra verilen ve yalan yanlış, kasıtlı, yanlı raporlara ne demeli? Suçlu suçsuz, suçsuz da suçlu bulunuyor, bu nasıl tıp, nasıl adalet tıbbı? !
17-Adli kolluk oluşturmuyor, yürütmeye bağlı polis (devleti) ile adalete müdahale ediyorsun, durum böyle olunca nasıl adalet sağlanacak?
18-TCK’ daki 44 madde değişikliğinin nedeni neydi?
19-Yargıçlara tazminat sorumluluğu neden kalktı? O yalan yanlış, kasıtlı karar verecek, ölümüme bile neden olacak, ben ona dava açamayacağım! Devlete dava açacağım. Haklı çıktığımda kendi tazminatımı kendim kendime ödeyeceğim ha? ! Bu nasıl saçma bir mantık, ne ahmaklık? Böyle bir yasa çıkarken el kaldıranlar utanmadılar mı? Allah’ tan korkmadılar mı? İnsanız diye aramızda dolaşabilecekler mi?
20-DGM’ ler yerine ÖGM’ ler niye kuruldu? Yapılan bir sürü gerekçesiz iş ve işlemleri demokrasilerde yapamayacağını bildiğin için, ileri demokrasi mi getirdim diyorsun? Yargı üzerinden bir yığın uygunsuz işleri yürütme gücü ile (polis devleti ile) yapıyorsun, bilmiyor muyuz sanıyorsun? !
..
Bir adalet vardı gönül verdiğim
Ta bir zamanlardı bu dediğim
Koştum durdum onun peşinden
Kan ağladım gizli gizli içimden
O ne düşünürdü ki bilemem
Sevmiştim onu canı gönülden
Ona ikimiz evlenelim dedim
Umutla hep yolunu gözledim
Önce adaleti emekli ettim
Toprağına dönmüş duydum
..
Adalet mülkün temelidir demişler önce
her şey onun üzerine kurulmuş
kiminin ağasının oğlu olmuş
kiminin atıcıeri
isyan etmiş kimileri
avazı çıktığı kadar bağırmış
adalet isteriz adalet isteriz
kimileri bağıramamış
bükmüş boynunu sakince
adaletin bu mu dünya
..
Açlık grevine başladığınızı duyuruyor dostlarınız. İnsanları size destek vermeye, birlik olmaya, birlikte olmaya çağırıyorlar. Ne mutlu onlara.
Bakın bakalım aranızda gerçek Müslüman var mı? ! . Ya da kaç kişi çıkar? !
Allah sevgisi, hak eşitlik, adalet, alın teri, zekat, fitre, farz, sünnet.. gibi dinsel sözcük ve değerleri dillerinden düşürmediği halde görmezlikten gelen; bu değerleri komünizm-sosyalizm bağlamında görmeye ta küçüklükte kuran kurslarında koşullanmışlar, şimdinin sonradan görme, sömürgen, vahşi kapitalist-liberal sermayedar, iş adamı, sanayici ve tüccarları ve hükümet üyelerinden olan var mı hiç aranızda? Kokuşmuş kapitalist düzenin üzerine çullanmış, gününü gün ederek köşe dönenlerden, iş birlikçilerden, hain, satılmışlardan, döneklerden? ! .
Yok değil mi? Neden? İlginç değil mi?
Müslümanlık = kapitalizm = liberalizm = faşizm = sömürü = haksızlık = hukuksuzluk = adaletsizlik....midir?
Bu işçilerin hepsi komünist-sosyalist mi (keşke öyle olsalar!) ? Yok mu içlerinde AKP' ye oy veren? Yarıdan çoğunun AKP' ye oy verdiğini bir anket yaparsanız göreceksiniz!
Adında adalet olanlar bunu kendilerine nasıl yakıştırırlar acaba? Demek ki adaletleri de Müslümanlıkları gibi sahte, yalan, iki yüzlü, çıkarcı... mıdır diye bir soru aklınıza gelmiyor mu?
Ey Türk halkı bunlar biber gazı, cop, kış kıyamette soğuk dere suyu, lağım suyu banyosu (!) , aşağılama...gibi kötü şeylere maruz kalırlar! Bunlar bir şey göster mi yor mu sizlere?
Üstelik bunları uygun görüp, uygulayanlar kimler? Bunlar da mı bir şey anlatmıyor?
Bir şeyler yapmanın zamanı gelmedi mi daha? Silkinip gerçekleri görmenin, sorgulamanın? ! . Bulunduğumuz yerin doğru yer mi olduğunu sorgulamanın? Kimlere körü körüne destek verdiğimizi anlamanın? Yalancılara nasıl kandığımızı görmenin, nasıl kandırıldığımızı anlamanın? ..
..
Sincan 1.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Osman Kaçmaz' ın ALNINDAN ÖPMEK GEREK. Çok doğru, yerinde bir karar vermişti. Herkes adalet önünde hesap verebilmeli. Ayrımcılık niye? Suçlular korunmamalı. Saygı duymalıyız. karara.
Meslekten ihraç edilme talebini değerlendirecek olanlara ise diyeceğim: “Keser döner sap döner, gün gelir hesap döner! ”, 'Bu gün bana yarın sana! ', 'Hitler zamanında da böyle olmuştu, sıra bir gün sizlere de gelecek'. Müfettişler bu şekilde yanlı ve yağdanlık kokan kararlarla, yaptıkları yalan yanlış işlemlerle terfi falan edeceklerini sanıyorlarsa, YAZIKLAR OLSUN. Ben de müfettişlik yaptım. Yaptığım denetim ve soruşturmalarda verdiğim doğru, adil kararlar sayesinde, alnımın akı ile göğsümü gererek dolaşıyorum. Onlar nerelerini gerecekler merak ediyorum! ..
“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar! ” Atasözümüzü unutup, namussuzluk, vicdansızlık yapmasın kimse.
Ergenekon Kutsallığımızı vatan hainliğine döndürmediler mi? Gazeteci, aydın, bilim adamı profosörler, düşmana karşı savaşan askerler, açıkça ABD, AB ve onların iş birlikçi uzantıları AKP' ye karşı olan ya da olma olasılığı bulunanlar; suçu nedir bilmeden içeride çürümeye bırakılmıyorlar mı? Amaç, sesleri çıkmasın, uyuyanları uyandırmasınlar.
Yarsav Başkanı’ na da aynı şey uygulanıyor. Bu bir şey anlatmıyor mu? Oysa Yarsav Başkanı da bütün gerçekleri olduğu gibi, tüm çıplaklığı ile ortaya koyuyor. Kokuşmuş düzenin, ABD liberal kapitalist sömürgen sisteminin, yerli işbirlikçilerle nasıl harmanlandığını; nasıl bir hırsla, gözü dönmüşçesine, cahil cesareti ile kalleş güreştiklerini göstermiyor mu birilerinin? ! . O birileri de yılan zehrini akıtıyor.
Nerede kaldı AB üyeliği mangal külleri, hak, adalet, DEMOKRASİ? Neredeler AB DEMOKRASİ HAVARİLERİ, NEREDE İNSAN HAKLARI HUKUKÇULARI? !
ABD Babaları F’ nin yanında yerlerini ayırmış, kucak açmıştır ya! ..
Biz de diyoruz ki “EY TÜRK HALKI, KÖR MÜSÜNÜZ? Bunca dönen dolapları görmüyor musunuz? Yatağınıza od düşmüş, siz hala uyur ha uyursunuz! Bakın görün ki, dinle imanla ilgileri yok bunların. Müteahhit, ihaleci, sat sav, at ver, peşkeş çek, köşe dön üzerine kurulu tüm iş ve eylemleri.
Çocuklarına çalışacak iş yeri kaldı mı? İçecek temiz suyun, soluyacak temiz havan, dertleşecek komşun kaldı mı? Ata çocuğuna, kadın kocasına yad kaldı! Okullarda eğitim öğretime bak. 30 bin öğrenci sıfır çekiyor! Üniversite bitiren işsiz geziyor. İmam hatipler, kuran kursları her yerde mantar gibi türetildi. Amaç ne, KÖRÜN GÖZÜNÜ AÇMA! Açarsan dönen dolapları görür! Öyle değil mi ha, ÖYLE DEĞİL Mİ?
GÜN GELİR HESAP SORULMAZ MI SANILIYOR?
..