Adalalet ve hukuk, aslında birbirini bütünleyen kavramlardır. Bu kavramlar birbirini bütünlemezse arada açılan gedik hızla büyür. Öyle ki bu açılan gediği zamanla kapamak da mümkün olmaz. Yasama organı denilen TBMM yasa yapar. Bu kurumu oluşturan milletvekilleri başta, önceden belirlenmiş olan bir yemin üzre göreve başlarlar. Milletvekilleri aynı zamanda anayasaya sadık kalacaklarını da beyan ederler. Anayasa, aslında bu oluşan kümenin küme elemanlarının oluşmasını da sağlamıştır. Hal böyle olunca bu kurumu oluşturan milletvekilleri anayasayı korumak ve onun yazılı kurallarına uymak zorundadırlar.
Lakin bu kurum anayasaya sadık kalmayıp, onda onarılmaz gedikler açmayı kendilerince bir görevmiş gibi kural tanımamazlıklarını her ortamda ortaya koymaktan çekinmezler. Bu hal diğer anayasal kurumların da hızla dejenere olmasına yol açmaktadır. Bu anlamda, bugün ülkede anayasa mahkemesi, yargı, danıştay, yargıtay, sayıştay ve de daha bir çok kurum ve kuruluş kendilerini töhmet altında kalmaktan kurtaramamaktadır. Hal böyle giderse kurtaramayacaklardır da.
Karaçalılar gibi yardan bitme bir çocuk
Çarpık bacaklarıyla -ha düştü, ha düşecek-
Nasıl koşarsa ardından bir devin
O çapkın babamı ben öyle sevdim
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta