Adak Şiiri - Yorumlar

şiiri olumsuz değerlendiren arkadaşlara soruyorum, ne yaptığınızı bileceksiniz; eğer ne yaptığınızı biliyorsanız, sizde bu şiirden daha başarılı şiirlerle 'Türk Kadını'na övgü dola dizeler yazın ki, başka milletler şiirlerinize özensin, onlar olmayacağızın olabilirliği onları ne kadar Türk'leştirdiğize bağlıdır.

AŞK Sınır tanımaz ŞAİRLERDE Öyledir.

Saygılarımla.

TuranKOÇ

Şiirin ismini görünce,okumalı dedim.
Şiiri okuyunca da biraz gülümsedim.
Hey gidi Sn.Mehmet Akif ,Necip Fazıl,
Bir bilseniz sizleri nekadar çok özledim.

Saygılarımla.

Ve aylardan sonra ilk defa yazılan bir yorumun ardından...
Her şair farklı bir güzellik katıyor üslup farklılıklarıyla...Şiiri okudum ama pek bir şey anlamadım diyenlere; Şair o an hangi duydu ve düşünceleri besliyor bilinmez.Biz beyaz anlarız fakat o siyah düşünmüştür belki...Şiir bence demekse eğer-ki öyle zaten- bence okuyucu şiiri farklı bir yöne ve duruma çekebilir.Bu, isterse şairin düşünmek bile istemediği bir durum olsun, hiç önemli değil.

'Ve yıllardan sonra sevgili 'Marya'................ bizim buralar da halk arasında bir söz vardır! 'Yabancı şey çekici gelir' Bizim sokaklarımız da dolaşan yabancılar iş yerlerinin önüne asılan levhaları okuyunca yabancı isimlerden dolayı burası 'Türkiye'mi ' diye biraz düşünür, Toplum karşısında Vatandaşımıza sorsan Müzik olarak ne dinlersiniz? Kılasik veya yabancı der. Oysaki tek başına kaldığında ya Müslüm yada benzeri dinler. Kıyafetini nerden aldın sorsan; ünlü bir maza ismi söyler. Oysaki en uzuz mazadan almıştır..Zevkleriniz nedir sorsan; kitap okumak, tiyatro veya benzeri sanatsal etkinlikleri sayar, Oysa ki kadınsa dedikodudan, Erkekse kahveden veye bezeri yerlerden zevk alır...Hagi sanatcıyı seversin sorsan; bayansa en yakışıklı Yabancı erkek sanatcıyı, Erkekse en güzel bayanı sevdiğini söyler..Oysaki sevdikleri sanatcı tipleri farklıdır...Nefret ettiğiniz şey ençok nedir sorsanız; Çoğu yalandan nefret ederimder, oysaki en çok yalanı o konuşur...En çok neyi seversiniz sorsan; Dürüstlüğü açık sözlülüğü der, oysa ki yanından geçmemiştir..Kısaca hayranlıklarımız yapmacık,,sevdiklerimiz sosyetik,,çekiciliklerimiz özentilik,,ve dikkat çekmek için yaptıklarımız ve yazdıklarımız bile artık özün dışına çıkmışken bu şiiri de özünün dışına çıkmış fakat kula hoş gelen sosyetik bir değerle yapmacık duygularla yabancıyı sevme havası atmak için yazılmış görüyorum....Saygılar

açmış yelkenleri yüzdürüyor şair gemisini
isteseydi zeplin gibi asardı ufka şiirini
ama geriden gelenler izini sürebilsin diye kıyılara alarga durmuş

bu şiir asla paçoz sayılmaz sayılamaz çünkü
çağdaş şiir tekniği açısından ayağını sağlam basan
temeli kuvvetli ve hatta yazıldığı yılları çoktan aşmış bir eser, bu gayet açık, ancak içimizdeki eleştirmen b. z...ları modern Türk şiir estetiğinin ulaştığı noktayı bilmedikleri gibi eserin de ne olduğunu bilmiyorlar

kafiyeye uysun,
buda benden olsun,
Vak - vak...

Her adı büyük şairin her şiiri büyük şiir,
her adı küçük şairinde her şiiri küçük şiir değildir...

Şiiri, şaire varsa ilham perisi yazdırır ve bu peri her şaire her zaman gelmez geldiği anda yazdırdığı satırlar ise onun satırları değildir diğer satırları ile aralarında kaf dağı kadar fark vardır.İlham perisi eşliğinde yazılan şiirlerde, duygu vardır, his vardır, öz vardır, binanın temelleri, taşıyıcı direkleri, şiirin asgari unsurları vardır. Şair bilerek veya bilmeden bu unsurlara uyar, diğer şiirlerde ilham perisi yoktur şiir yazayım diye yazılan şiir benzeri nesirvari satırlardır,
Haydi buyrun şairin hancı şiiri ile bu satırlarını yan yana bir koyun,
Salt bu şair için değil bilinen tüm şairleri ve şiirlerini bir gözden geçirin bakalım aynada neler görülecek dersiniz ?

İşte size geröçek,
Şiirde,
şiiri isim değil,
ilham perisi eşliğinde, ruh yazar,
onun olmadığı yerde hep nesirvari satırlar...

Orta halli bir şiir bence ne berbat ne muhteşem.

Çok kişi tükürmüş

ama yazanı birşey anlamamış

Bir de ben tüküreyim

Belki birşey anlar yazanı.....

Tüh senin yazdığın şiire

Eğ şiir,moktan bir şiir, kaka şiir

belki utanır da çeker şiirini

Bir umut işte...


Tanrı isteksizlik yaşarken
Kadın peygamber gönderme konusunda
Şarkıcı kız zengin olmuştur ve çoktan ‘ester’ rolü oynamaktadır

Dokunduğu yerden su fışkırır.


Mağara köşelerinde bir örümceğe duacı olacak durumlara düşer.
Yeri gelir çarmıha gerilip çivilenir.
Ya da bir firavundan korkup denizleri bile yarar.


Sonra, ayrılığın kendine koymuş olduğu hayat intikamı biçiminde
‘’ulan zor iş bu peygamberlik..koşarak ibadet eden bir dinin
kimseye faydası olmaz’’ der.

Tek çaresi şarkıcı kızı kucaklayıp ’son’ yazdırmaktır perdeye.
Ne var ki son sahnede karşısına geçip
‘’nasıl koydum ama! ’’ demesi muhtemel eski sevgili ester'dir.

ESRA SU '
Kamera arkası 'ndan