Ada kumsalı-1 Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Ada kumsalı-1

Şiir bileşenleri:
a-İçeri (Kürsü) -Yeni,Çocuk basım XYVII II2
b-Ada kumsalı
bb-Kasım 18 fırtınası
cc-Gelen
dd-Köprüdeki yol
-
a

‘El tutuş
askılık durakta
ya da bir sehpa üzerinde
çaylar, kahveler telvesiz neskafeler,
eller, kafelerin birinde;
göz göze geliş
el tutmak isteyiş.’

‘İçeri girdim seninle,
hummalı bir düşe.
Düş,kapısıydı; kapı kulbuna aşina çevre duvarların.
Düşügeçince içeri girdik;
bir göz oda
ki itiş kakış ilik.
Öyle ki, felaket bir şenlik.
Beraberce sömürdük.
Kimse kimseyi, göz gözü görmez orda.
O kadar aydınlık ki her yelken fora;
hiçbir gizli saklı yok
ondan bundan
ama biz, içerdeyiz.
Çıkmayız.

Cereyan etti
hepsinin gözü önünde;
gördüler nasıl.
Yüzyıllar önce yaşanmış
mesnetli efsanelere inanan gözleri kör oldu
orda burda sallapati
aşağıdan yukarı beyaz
sayfanın soyut lejyonerlerinin.
İşte, hiçbir gizli saklı yoktu.
ama biz, içerdeyiz.
Ve iç içe..
Çıkmayız.

Ne olduysa oldu,
ama biz içerdeyiz.
Çıkmayız.

Aşağıdan yukarı beyaz;
ak pak ama dejenere bi hayatın
emir erlerinin, uygulayıcılarının -ne
anlarlar ki,
kendileri olmaktan!

Ama biz içerdeyiz.
Çıkmayız.

Hüzün yazdılar hüzün çizdiler;
bükülmedi panteonu tutan sıra kolon.
Anımsa hayatın kakılmışlarını;
öyle ki,
başka bizden
kimse yoktu.
Ama biz içerdeyiz.
Çıkmayız.’

b
‘Ada kumsalı
yenir mi yutulur mu? ’ dedi.
Dedi de, sonrasında da;
bu kumları, ağaçları,
az uzaktaki sıra dağ tepeleri,
o tepelere teğet geçen gök-güzellikler’i..
didiledi!

Sazlıklardan
kulübe inşa ettikten sonra,
buldu bir gece köpüklü dalgalarda
o şişeyi, şu şişeyi,
İçinden şu cümleleri çıkaran o şişeyi:
yukarıdaki o şiiri.

Ah,
ada edebiyatlarını bağlayan
Robinsonad’lar, yüzyıllarca önceden
yüzyıllarca geleceğe;
Platon’un Atlantis’inden, Arcadia’lardan,
Robinson ve Cuma’lara…
Pikaresk roman, ah Picaro,
ya sen bildin mi
alt toplum katmanlarından yollanışını
aynı bir sondaj aracı gibi;
sen ki, başıboş sergüzeşt, ve etkileşimsiz bir nevi,
-boğukluğunu İspanyolcanın;
gerçekliğiyle detaycı anlatımının-
robinsonadlarla
bir alıp veremediğin
olabilir miydi!

Keçinin postundan giysi…
Yüksek bir sebat skalasında, mesela Stoa.
Ama başımıza ne gelirse gelsin
katlanırız demek de değil bu, Romalı Seneca!

İşte;
şişeyi bulduktan sonra,
içinde kıvrılı gelen
pembe granitten huzmeli kırmızı kağıttaki
okudu o şiiri.
Sabırla tutarak
gece ve sabah,
yaktı çalı çırpıları
ve tuttuğu balıklarla
yemi yemeklerini hazırladı.
Yaşamayı yeniden öğrendi
afyon bağımlısı.*

Yüksek dağlar sarıyor orayı,
yüksek dağlar
sarıyor burayı.
Üzerlerinde, ne bitkiler yetişiyor?
çıkmak gerek,
çıkmak ve bakmak
ve önemlisi incelemek…

Belki bir gemi gelir;
belki de ‘ilk’in kelime anlamı varsa şeklen,
sonuncusu…
Ama ilk ve sondur bazenler,
bu yolun yolcusu.
-
*burada kastedilen mecaz anlamlıdır

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 25.11.2008 05:05:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Akın Akça