Gel sandal çalalım seninle, kaçalım..
Benim bir adam var, tüm kıtalardan uzak
Ufkunda solgun bir güneş batmada sürekli
Gece olsaydı yıldızlar sahile vururdu
Yükselseydi güneş, tutup indiremezdim
Sonra aklımın bir köşesini kavururdu
Atsam kendimi denizlere, söndüremezdim
Elimi tut, geldik işte, burası benim adam,
Sıkı tut, ıslanma, seni koynumda ısıtamam
Yanarız çünkü, bu nihayetsiz deniz de yanar
Bu ada yanar, denizin kalbinde inciler de yanar..
O yangından bizi, mümkün değil kurtaramam..
Gel bak, nasıl da küçük bir ada
Taş atsak varırdı bir ucundan diğerine,
Fakat taş yok burada, taşları sevmiyorum
Kıyısında durup adanın, gölgemizi uzatsak
Değerdi diğer ucundan yine denizlere..
Sahibinin gölgesi kadar olmalı bir ada,
Gölgemizin değdiği kadar bizimdir bir şey,
Sana neden bundan bahsediyorum,
Bilmiyorum..
İşte, yalnızca iki palmiye ağacı var burada
Anlamışsındır belki, buna mecburdum
Dua eder gibi yaprakları uzansa da göklere
Şu yalnızlığımı birine dayasam düşerdi
Hem kıyamadım, uzak olsalar ikisi de küserdi
Gel, oturup dinlenelim, gitmek için erken
Seziyorsun değilmi ufukta izi kalacak şu yarayı,
Solgun yüzünü, denizi öpen sıcak dudağını
Güneşten bahsediyorum, güneşten..
Sen seyret,
Ben artık senden başka bir şey göremem..
Kayıt Tarihi : 9.6.2025 04:21:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.