az sonra uyanır kiremit rengi ova
şeyler güne karışmak için yarışır
tamburdan havalanır rüzgarın şiiri
gözlerim yeter mi öte'yi okumaya
kaldığım yerde körüm
gittiğim yerde mahmur
Kara gözlüm bu ayrılık yetişir,
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
Devamını Oku
İki gözüm pınar oldu gel gayrı.
Elim değse akan sular tutuşur
İçim dışım yanar oldu gel gayrı.
Ayların sırtında yıllar taşındı,
annem güneşten önce yükselir
ruhunu üflerdi çocuklarına
çok güzel mısralar...
kaldım iki kapı arasında
imge ve kelime yoğunluğunun birbiriyle çok tatlı bütünleşmesinin oluştuğu bu şiirin sahibini tebrik ederim..yüreğine sağlıkk...
Sn. Nilay Özer saygı ile..Günün şiiri olarak bana iletilen 'Ad Verme Töreni' başlıklı şiirinizi okudum. Herkesin icadetmekte zorlandığı imge-simge sarmalını, siz ustalıkla ve kolayca yaratmışsınız. Kutlarım.
Her okurun, şiirden beklediği bir ikram vardır. Benim beklentim şu: Şiirde imge-simge sarmalı, az-buçuk da melodi (akıcılık) parfümüyle okşanırsa, albenisi yoğun olur. Bir bakıma şiirde de kompozisyon kuralları geçerlidir diye geliyor bana. Yani ben sözcükleri ortalığa savurayım da okuyucu nasıl isterse öyle sıralasın mantığı, şiirin 'bütünlük
'ilkkesini ekşitir.
Bir de şiirde noktalama bence çok önemli. Bestecinin 'fa' notasını 'mi' notasına dönüştürmeye nasıl hakkımız yoksa, şairin vurgu rengini değiştirmeye de hakkımız olmasa gerek. Öteki şiirlerinizi de okudum; tam örnek, modern şiirler. Kutluyorum. Esenlikler..
*Nadir Şener Hatunoğlu: matematikçi-bilim uzmanı*
diril ömrüm!
tebrik ederim çok güzel bir şiir....
güzel şiir üstadı kutluyorum özellikle kıtaların finalleri çok çarpıcı düşünülmüş kutluyorum üstadı eyvallah.mustafa
mevlevi zevk değerlerine ve felsefesine öykünen ve bu konuda başarılı olan bir şiir..
1980 darbesi sonrasında topluma, otantik olmayan, evcilleştirilmiş, soft tasavvuf zerkine (enjeksiyonuna) dönük çabalardan
şair bunun bilincinde olabilir de, olmayabilir de..
Şiirin içindeki kelimeler şiirsel ama, şiire yama yapılmış gibi iğreti duruyor...Şair çık ortaya neden çekiniyorsun...Meyveli ağacı taşlarlar...
Yorumlardan okuduğum kadarıyla Nilay Özer antolojide pek tanınmıyor. Sayfasına özgeçmişi de eklenmemiş. Üye profili tıklandığında Ahmet Erdem’le karşılaşmamız çok doğal, çünkü antoloji editörü olarak pek çok şairin şiirlerini kaydeden kişi kendisidir. Zaten günün şiiri olmadan önce yaptığım ilk yorumda bu yüzden A. Erdem’e teşekkür etmiştim.
II. İstanbul Şiir Festivalinin (2009) katılımcılar listesinden, N.Özer’i tanımayan dostlar için, bir özgeçmiş aktarıyorum…
“ NİLAY ÖZER:
1976 yılında İstanbul’da doğdu. Marmara Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Biyoloji Öğretmenliği Bölümü’nü bitirdi. İki yıl öğretmenlik yaptı. 1995 yılından bu yana çeşitli dergilerde şiir ve yazıları yayımlandı. 1997’de Kocaeli Üniversitesi Şiir Okulu Ödülünü aldı. 1999’da Yaşar Nabi Nayır Gençlik Ödülleri’nde dikkate değer bulundu. Aynı yıl ilk kitabı Zamana Dağılan Nar, Hera Şiir Kitaplığı tarafından basıldı. 2004’te Cemal Süreya Şiir Ödülü’nü alan “OL!” adlı dosyası 2005’te Komşu Yayınları’ndan çıktı. 2002 yılında Bilkent Üniversitesi Türk Edebiyatı Bölümü’nde yüksek lisansa başladı ve Turgut Uyar’ın Divan adlı yapıtı üzerine bir tez hazırladı. Aynı bölümde doktora çalışmalarını sürdüren Özer, Bahçeşehir Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri vermektedir.”
Bunun dışında fevkalade donanımlı bir genç hanım olup, bildiğim kadarıyla Bilkent Üniversitesindeki çalışmalarını Sn. Hilmi Yavuz’la sürdürüyordu. Eşi de kendisi gibi şair ve yazardır.
Bu şiir ile ilgili 27 tane yorum bulunmakta