Dünen ad günüm idi, unutmuşdun deyesen,
Amma men seninle keçirdim ad günümü sensiz.
Yadıma bextever günlerde keçirdiyim ad günlerim düşdü,
Qapını açanda qarşımda bir deste gül görerdim.
Aldığın başqa hediyyeleri demirem,
Sen mene bir deste gül yox,
bir deste dünya bağışlayardın.
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
tebrik ederim.çok güzel değişik,kulağa hoş gelen bir şiir okudum ve büyük keyif aldım.yüreğinize sağlık...kaleminiz daim olsun....
şiirlerinizi takip edip okuyorum çok güzel tebrikler halide hanım
Ve, BAKI'da yazdığım bu şiire ne dersiniz acaba?
Merak ettim :)
Rüya
Bir qış günü, yolum düşüp bir êle,
Gûya, öz êlimden sürülmüşem men.
Yuxularda, çilem çıxmamış hele
Uca Qafdağı’nda, maralmışam men.
Cüceler, öcüler düşüp ardıma,
Nehirlerden keçmiş, dağlar aşmışam.
Sesim, hele çatmaz olmuş yurduma
Yuxuda bir heyat, yol almışam men.
Ne halay çekmişem, ne toy görmüşem
Öz elim düzeltmiş mezar daşımı.
Göynümde gerili bir yay görmüşem,
Üreyim çarpmadan, qocalmışam men.
Balalar, bayılmış nağıllarıma
Balalar güldürmüş, men ağlamışam.
Balalar ad dahıp sakqallarıma,
Ağca dede deye, nam salmışam men.
Göynüm hele öz yurdumun yolunda,
Ayaqsız qalmışam, elsiz qalmışam.
Çınar çıxmış yârin qehve falında
Fevginde göyermiş, bir dalmışam men.
Yuxum kutarmamış, çilem çıxmamış
Bilmemişem, essah, var olmuşam men?
Torpağ keçmiş olup, quru galmamış
Göyçe bir maviye, yâr olmuşam men...
Bakı (Bakü) - 1990
x ve q ları burada değiştirdim. Hatalı olabilir.
Selâmla...
Azerbaycan'da iki yılım geçti. O dönemde yazdığım Azeri ağzı şiirlerim de var. Ama bu yirmi yıl önceydi. Bakalım ne kadarı kalmış :)
Xalide Hanım, mene göre yaxşı şeirdi. Lâkin şeirin altında Türkiye ağzı ile şerhe ele fikirleşirem ki heç lüzum yoxdur. Çünkü bu şeiri oxuyanların hamısı deyileni başa düşebiler. Bir de şu mevzü vardır ki sizde olan x,q bize lâzım. Göresen TDK bu işe ne vaxt bulacaq?
Bilmem, oldu mu?
Çok mu unutmuşum?
:)
Selam, tebrikler çok çok güzel bir şiirdi...Sizi tanıdığım için çok mutluyum, sizlerin şarkılarınızı şiirlerinizi çok seviyoruz...Yeni haftada huzur ve mutluluklar dileğimle, gönülden kutluyorum...
duygular saf ve olduğu şekilde dile getirilmiş...anlatım dili ilgi çekici...şaireyi kutluyorum....selamlarımla
Kim biler ne bexteverdır ad gününde telefonu zeng eden,yanan şamın odu odasını aydınlatan.Güzel bir şeir oqudum kaleminizden yüreğinize sağlık tebrikler.10-ANT
Azeri lehçesine bayılıyorum. Şiir de enfesti. tam puanımla kutlarım...
Nice sağlıklı, ömürlü yaşlara inşallah sevdiğinle.
Şimdi hatırlamadıysa, diğerinde umarım hatırlar yanlız koymaz seni. Sevgiler.
Ben yıllardır doğum günlerimi yalnız kutlarım...30 aralık doğum günüm çocuklar bile yeni yıl telaşından son anda anımsarlar...Fakat ben yalnızım canım amaan ne olacak demem pek...Demedim de...
Giyinir süslenir hazırlanır çıkarım dışarı yürürüm,gitmekten haz aldığım bir yere giderim,bir yerde bir şey içerim yani beni mutlu edecek bir şey yapmaya çalışırım...Sonra gelirken alırım tek bir pasta...Güzelce de mum üzerine sanki misafirim gelecekmiş gibi hazırlarım masamı,ışıklarımı da,sevdiğim bir müzik açarım canım ne içmek istiyorsa koyarım bir bardak ve bir güzel üflerim mumumu dileğimide tutarak...
Pek çok şey söylenir bu tür özel günler hakkında...
Ticari,saçma,günah...Her neyse...
Kızım 35 yaşında oğlum 22 daha kutlamadan geçirmedim bir doğum günlerini...Hatta oğlumun bir doğum günü askerde denk geldi...Askeriyenin bahçesinde dahi...Anne artık yeter dediler ama yok dedim ne zamanki doğum gününüzü kutlamadım o zaman ben hayatta değilimdir demekki...
O zamanda siz gelirsiniz bana...Yattığım selvinin altına...
Çünkü ben doğum günlerini kendim için herhangi bir amaç güderek kutlamıyorum ki...
İstiyorum ki o gün kendilerini özel hissetsinler...
Her insanın böyle bir duyguyu hissetmeye böyle bir an'ı yaşamaya hakkı ve ihtiyacı vardır bence...
Yalnız dahi olsa...
Bu şiir ile ilgili 43 tane yorum bulunmakta