gecenin geninde zakkum
alevlerini de yaktılar uykularımın
bacaklarını kesiyordu kırkayaklar rüyalarımda
koştum, azaldığıyla kaldı sonra adımlarım
uzandım
yine bir serinlik uyku diledim geçmişten
şeffaf bir pençe
kan benekli yatağım
ben büyüklüğündeydi tavandaki her akrep
reçeteli kapsüllere gizlenen zehir
boğazımda ölüyordu diken dikli çığlıklarım
uyandım
yine parıldamıyordu uyandığımda sabah
ıslak sigara izmaritleri kokuyordu
başucumdaki bardak
kilit kilitleniyor
kirli daha da kirleniyordu dolabımda
su ağlayış
ama büyümüyordu çiçekler yastığımda
onlar geliyordu aklıma
benim yok adamlarım
çok acılarım
silinmişti ağzımın kenarına bırakılan her işaret
uzun gitmiştim kendimden
bırakarak kırıntılarımı kargalara
uzun gitmiştim gerçeklerden
kalıyordum hikayelerinde ama
anlatmaları için daha daha sonra
kendilerine şık görünmek isteyen o kadınlara
ah onlar geliyordu aklıma
boyunlarının üstüne olsun
bu kuyu
bu uyku
bu ölüduyu
hala susuyorsam
boyunlarının üstüne olsun
bu karanlık su
kırıldı atların toynağı
öldü bensesli sevişmeler
dökülmüyor saçlarım omuzlarıma artık
dağılmıyor aynalarımın buharı
ağlamak gibi görünüyor her şey
anlamak ise yokun da yok noktası
şimdi biri dokunsa
ağzımda çamurlaşacak her öpücük
saklanacak güneşin altına buz
katran çiğneyecek dişlerim
çırptılar çünkü bana ölümü
sırçrattılar kendi cehennemini
ama mezrımın altında gizli gökyüzü
altında gizli uzay
nefes alıyorum, siz öldü sayın
derin dikildi herkese bu gidiş
umduğum gibi olmadı hiçbir seviş
Kayıt Tarihi : 22.6.2018 10:37:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)