açmazdayım karanlık bir dehlizde
bir uçta kayıtsızlık
öbür uçta parlak bir ışık.
beynimi kemiriyor
uçuşan şüphecikler.
birden karalar içinde
Habermas beliriyor.
ne olur kim olduğunu bilsem pia'nın
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
Devamını Oku
ellerini bir tutsam ölsem
böyle uzak uzak seslenmese
ben bir şehre geldiğim vakit
o başka bir şehre gitmese
otelleri bomboş bulmasam
Şiir düşünce, özellikle felsefeci düşünürleri ele alıyor.. Tamamı ecnebi ...
Aklıma, Cemil Meriç in bir ironik denemesini getirdi yaptığım tespit.
Alıntılayalım:
Kıt'aları atlas bir kumaş gibi keser biçerdik.
Kelleler damlardı kılıcımızdan. Bir biz vardık cihanda, bir de küffar…
Zafer sabahlarını kovalayan bozgun akşamları…
İhtiyar dev, mazideki ihtişamından utanır oldu.
Sonra utanç, unutkanlığa bıraktı yerini, “Ben Avrupalıyım” demeye başladı, “Asya bir cüzzamlılar diyarıdır.”
Avrupalı dostları, acıyarak baktılar ihtiyara, ve kulağına:
“Hayır delikanlı” diye fısıldadılar, “sen bir-az gelişmişsin.”
Ve Hıristiyan Batı’nın göğsümüze iliştirdiği bu idam yaftasını, bir “nişân-ı zîşân” gibi gururla benimsedi aydınlarımız.
Cemil Meriç
karanlığa dinamit yerleştirdim
patlayınca
beni öldürdü ilk önce
sonra bir kuşu...
kutluyorum dost...selam ve sevgiyle...
‘Bana doğru olanı gösteren felsefî bir zihnim var’ - diyordu Charles Baudelaire. O felsefî zihin bazen şiir için gerçek bir gereksinimdir.
Felsefî altyapıyla şiir üretmek, ona felsefeyle yaklaşılmasına zemin hazırladığı kadar felsefeyle algılanmanın yollarını da açar. Bununla beraber felsefî olsun diye, diğer bir deyişle, felsefe bilgisini ön plana çıkartarak şiir yazılmaz. Çoğu zaman yazın sanatına felsefe penceresinden bakıldığı için yazılır ama ille de böyle olması gerekmez. Kimi zaman felsefî değerlendirmelerin farkında olmaksızın yazılabilir veya şiir felsefeyle hiç buluşmamıştır. Kısacası şiir ile felsefenin birbirine olan mesafesi şairine göre değişir. Burada şair istemiş ki felsefe dünyasında ayrıntıya kaçmadan kısa bir gezintiye çıkmış ve açmazlarına dair bir tür sorgulama yapmış.
“Felsefe sınırda durandır. Şiirse sınır ötesidir. Kaçakçıdır kimi zaman. Mayın döşeli sınırları aşmaya çabalar” diyor Ahmet İnam. Şairimiz de çalışmasında sınırları yoklamış. İyi de etmiş bence.
Özet olarak demem o ki, şiir ve felsefe, sözün özüne olduğu kadar insanın, doğanın ve yaşamın özüne yapılan yolculuklardır. İkisinin de ontolojik ve estetik kaygıları var. Arayışçı roller üstlenirler. Bu yüzden kesişir yolları.
Felsefeci, gerçekçi akılcı ve kavramlaştırıcıdır. Şair ise gerçeği düşsel dünyasına taşıyıp imgelem gücüyle orada yeniden şekillendiren kişidir. Aradaki farklılıklara rağmen akrabaların birbirinden etkilendiği sıklıkla görülür…
Şair; karanlık duygulara sahip.Şiirden ziyade bir anıyı anlatır gibi. Şiir okunduğunda okuyucu etkilenmeli. İçinde yaşanmalı.Çok basit bir şiir çalışmasıydı.Emeği kutluyorum. selam olsun.
güzel bir anlatımla
harika dizeler
Kutlarım
Gel Artık
Öyle bir havada kapıma gel ki
Yok demem mümkün olmasın
Mesela yağmur yağsın gök gürlesin
Mümkünse güzel saçların ıslansın
Yağmur suları gözyaşınla karışsın
Hiddetimin şiddeti azalsın
Kapının önünde hasretimiz sonlansın
Ya da kara kışta tanrı misafiri gibi gel ki
Kapıyı kapatmam mümkün olmasın
Tipi olsun dışarıda karlar savrulsun her yana
Buz parçaları olsun kiraz dudaklarında
Taç olsun karlar biriksin saçlarında
Ellerin üşüsün ısıtırım ocağın başında
Gururum boğulur belki göz yaşlarında
Ya da olmadı baharda gel
Umarım aşkımız yeniden doğsun
Yüzümü gülsün
Ocağımız tütsün
İnat ile sevgi yaşar mı yan yana
Seni senden istemek için cesaret ver bana
Nevruzda düğünümüz olsun
Sakın bırakma işi yaza
Dağlar Özügüç
iki ucu isik kure olan bir yolun neresindeyiz acaba dedim,siiri okudugumda...yok ya dedim sonra,kuerenin kuresi olur mu hic:))))))
yasayip gidiyoruz iste kure icinde
kurune,kurune!..
hey mezarci
anladik
kazman var amma
kuregin nerede!?
:))))))
sevgili dost,soylendim biraz,affola...siirin ettigidir bu bana,sucum yok billaha:)))))
kutluyorum sevgiyle....
Nietzsche 'yi ağlatan dizelerin bir iz düşümü de burada. Elbet bizi dehlizlere sürüklemeli mısralar ki şiir olsun. Kutluyorum .
Karanlık dehliz çıkmazı, uçlarında kayıtsızlık ve parlak ışık. Kemiren sonucu olmayan ikilem. Şüphe. Karanlık varoluşta filozof çağrışımları.
Soyuta yakın ruhsal, sosyal ve felsefi.
Konu ve işleme açısından ayrıcalıklı bir şiir.
Ulaşılmamış dehlizlerimize doğru uzanan.
Bu şiir ile ilgili 9 tane yorum bulunmakta