Neden içeriye doğru açılır tüm pencereler,
Düşündünüz mü hiç?
İçeri hava girsin diye, değil mi?
Değil!
Çünkü pencere dışarı doğru da açılsa,
Bulamaz mı azotlu hava,
Kestirme bir yol kendine?
Peki ya tüm kapılar,
Kapılar neden içeri doğru açılır?
İçeriye davet edilsin diye mi misafirler?
O da değil!
Çünkü yürümesini bilir herkes az çok,
Açık bir aralıktan geçmesini,
Yeter ki bir davet gelsin içeriden.
Birşeylerin içeri girmesini sevdiğimiz için
Olmasın sakın tüm bunlar?
Oksijen mesela,
İçeri girerken tatlı tatlı yakmaz mı ciğerlerimizi?
Suyu da içeriz değil mi kana kana,
İçeriye doğru?
Gün ışığı girmese gözlerimizden,
Nasıl tadarız sümbülün güzelliğini?
Hoş bir seda girmeyecekse kulaklarımızdan,
Ne gerek var ki bu kadar gürültüyü çekmeye?
Tüm kapılarımızı, camlarımızı açarız ki
Ardına kadar;
Girsin diye içeri
Bizi ferahlatan ve mutlu eden şeyler.
Ame en çok da
Sevgi girsin isteriz galiba,
İçeriye giren olmayınca,
En çok üzülen köşemize;
Kalbimize.
Zira açmazsak kalbimizin kapısını
Ardına kadar,
İçeriye bir bakıp kaçar herkes,
Uzun ya da kısa süreliğine.
Kalası gelmez kimsenin.
Velhasılı;
Açmak bir sanattır.
Yerinde, zamanında,
Ve...
Ardına kadar.
Hakan YILDIZ, Ekim 2010
Hakan Yıldız 3Kayıt Tarihi : 2.11.2010 21:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Ne gerek var ki bu kadar gürültüyü çekmeye?
Niyeyse bu kısma takıldım kaldım. En güzel mısraları bence :)
TÜM YORUMLAR (1)