gecenin karanlığı
ağır ağır çökünce şehre
bir fısıltıdır başlar suları koynunda
senin seslenişlerine sürükler beni
sonra hafif bir rüzgar dağıtır saçlarımı
bir kıyıdan bir kıyıya savrulur yalnızlığım
yağmurlarla yıkanırken gecenin namahrem teni
dilimde bestelenir yanık sevda türküleri...
acı bu şehirde aşkın rehberidir biliyorum
şimdi, adınla başlayan her söz hançer yüreğimde
kırık dökük hayat hikayeleri arasında
düşlerim hep yenik bendeki sana
her gece,hasret sızısı düşüyor göğsüme inceden inceye
bir nehir gibi yatağımı bulmak arzusuyla
ben sana akıyorum hayatın canımı acıtan yollarında...
yüreğim figan halinde şimdi
gece susuyor,ben susuyorum
sustukça adın batıyor dudaklarıma
özlem kokuyorum ve kan kızılı bir kırgınlık
ve içimde üşümede ateş çemberi bir yalnızlık...
şimdi seninde gözlerin yaşlı biliyorum
ve biliyorum aynı anda düşüyoruz birbirimizin aklına
şimdi sen beni hatırlayınca aç pencereni
derin bir nefes dokundur yaralarına.
İşte o an aynı havayı soluyor olacağız unutma!
09.Ekim.2006
Seval KemertaşKayıt Tarihi : 9.10.2006 00:14:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!