Edip Cansever için
Kadını bir gürültüye sapladılar.
Evler tıkırtıydı, tıkırtıydı, tıkırtı
kahkahamın düşürdüğü çiçekleri bulamadılar
fırtınalı bir geceydi çünkü bulamadılar
bombalar, bö sesleri, savaş alaborası...
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Devamını Oku
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Bu gün yaşam standartı yüksek 'kokoş'ların da şiir okuduğunu ve bir yüreklerinin olduğunu anlamaya zorladım kendimi...
İsmet Özel saçmalamış dersem kaç martı ötüşünü, kaç kadın aklını yitirir bilinmez..!?
yine de yine'dir işte.. İsmet Özel de bilir ki ; kadın tanrının ayıbıdır..şiirin şairde durduğu gibi eğreti durur yaşamda.. velakin!?!
şşş sükunet iyidir, sakin olunuz, sakin..
Şiirin altına yazılan yorumların bir çoğundaki (diğerleri lütfen alınmasın, tabii bu yazıyı okuyan varsa) cahillik ve kalitesizliği görünce bir 'bö' sesi de benden çıktı. Bu kadar.
Şairlere, edebiyatçı, ve sanat severlere, saygım sonsuz; Lakin naçizane keşke bu şiir fransızca yazılıp, türkçeye çevrilseydi de acaba şu markut sarkıt tekerlemesi daha az mı gözü ve kulağı tırmalardı? Şairi herkes takdir edebilir, üstelik sevilen kariyer yapmış bir şair; ben ancak insan ve şair olduğu için emeklerine kişiliğine saygı duyabilirim...Madem şiiri pazardadır herkes bir fiyat biçer kesesine ve iç sesine göre...Çok güzel dizeler var aralarda bu yüzden kutluyor, yüreğine sağlık diyorum duygularından dolayı ayrıca paylaştığı için teşekkürler...
İlk bendin üçüncü ve dördüncü dizelerinin bağlantısında gramatik bir ifade bozukluğu mevcut. Küçük bir operasyonla ya da bir imle düzeltilebilirdi aslında. Fakat şair bunun bile farkına varamamış... Ayrıca; 'Markuuuut! Torbanı sarkıt.'' benim bildiğim, böyle bir dizeye, amatör bir şair bile yer vermez şiirinde. Baştan sona popülizm kokan bir şiir, bu şiir! Bu köşeye kondurulmasının nedeni de, popülizm olsa gerek...'
sanki birşey anltıyorsunuz ama tam kavrayamadım
yinede tebrikler
Üfff be kardeşim...ammada sıkıldık yanii.
Biraz şiir gelsin...nedir bu...dibe vurmuşluk..!!!
Eğer gömlek altında bir yüreğiniz varsa ve o yürek zaman zaman fonksiyonunu yerine getirerek bir kuş sürüsünü havalandırıyorsa ve monoton giden hayatı değişterecek umut dolu kuş seslerinin titreşimlerini kimseler görmezken gömleğiniz algılayarak size hissetiriyorsa ve bu sesler artık gömleğinizden taşacak kadar çoğalmışsa devrim yakın demektir.
Demek istemiş olsa gerek şair..
Sayın ismet özeli eleştirmek haddim değil
ama ' Gömleğimi zorlayan kuş sesleri.'
ne tür bir imgedir anlamadım bağlantı kuramadım. Biri bana açıklayabilirmi?
Üstad-ı Azam'ı eleştirmek bizim hattimize mi?..Bütün büyük şairler gibi, onun da önünde saygıyla eğiliriz...Selamlar...
Türk şiirinde erkek gözünde kadının ne anlama geldiğininin bir tarihsel dökümünü yapma isteğini kamçıladı şiir
Kadının anlatımında tema görünümünün değişim evrelerindeki dönemeçlerinden birisi olması bakımından dikkate değer buluyorum bu şiiri..
Şark edebiyatında genel anlamda ''leyla ile mecnun'' kalıbına uygun şiirlerde; insan diye belirttiğimiz kapsayıcı kavramın, erkek ve kadın olarak ikileşmesi erkek penceresi ve duyarlılığı içinde anlatılır..Bu şiirlerde kadın erişilemezdir, kutsaldır, erkeğin soyutu tanıması ve fizikötesine geçişinin bir basamağı olarak algılanır..
Mistik ve ezoterik bir tad içindedir aşkın öyküleştirildiği bu şiirlerde kadın kavramı
Belki de en özlü söylenişine nedimde ulaşmıştır.
yok bu şehr içre senin vasf etdigin dilber nedîm
bir perî-sûret görünmüş bir hayâl olmuş sana
Şark edebiyatının en ana kollarından birisi olan Osmanlı merkezli divan edebiyatında kösnül-şehevi- duygular oldukça gizli,örtülü ve sanat değeri yüksek estetik benzetmeler halinde yer alır..
Ancak şark edebiyatının önemli diğer parçalarının bulunduğu uzak doğu ve daha ziyade hindistanda kadın temi işlenirken üstüaçık bir kösnüllüğün de yer aldığını söyleyebiliriz.
Tekke edebiyatında ise daha çok peygamber ailesinden olan kadınların yüksek erdemlerinin vurgulanması vesilesiyle kadın temasına yer verilmesine karşın genel anlamdaki halk edebiyatında kadın öğesi daha diri bir görünümle yer almıştır.
Bu edebiyatta kadın uzaklaştırılmış ötelenmiş mistik bir görünümden ziyade yaşayan ve ulaşılabilir sevgili olarak ve yer yer kösnül göndermelerle vurgulanmıştır.
Ölüm dedikleri gelmez aynıma
Sıva ak kolların dola boynuma
Soyunup eğnimi girsem koynuna
Sabah oldu diye kandırma beni
(Öksüz Aşık)
Bu şiirlerde kadının diğer oluşları anne, abla ve aşiretin kadınları olarak sosyolojik bir muhtevayla da görünür hale gelmiştir.
Modernleşmenin başladığı Tanzimat döneminde özellikle savaş ve çöküş psikolojisi ile hak, adalet, vatan, millet kavramları öncelenmiştir tema olarak
kadın erkek ilişkileri cinsel aşk ve şehvet ekseninden daha çok şefkat duygusu vurgusu ile yer almıştır bu döneme ait şiirlerde.
Abdülhak Hamitin ölen eşine yazdığı makber örnek verilebilir.Devrin önemli bir hastalığı olan vereme yakalanmış hemşirelere-kızkardeşlere ait görünümler de yansımıştır bu şiirlere kadın teması olarak.
İkinci meşrutiyet ve Cumhuriyetle birlikte kadın teması batı ile olan ilişkilere de bağlı olarak çok farklı görünümlerle tezahür etmeye başlamıştır şiirimizde
Faruk Nafizin şiirleri başta ve öncü olmak üzere orhan veli, necip fazıl,nazım hikmet, ahmet muhip dranas hatta arif nihat asya da kösnül unsurlar bulunan, tutkulu sevgiler, heyecanlar, kıskançlıklarla dolu dizelere ve hatta bütünü bu biçimde olan şiirlere sık sık rastlanır olmuştur.
Kadın objesi hayatın içinde yer aldığı şekilde tüm paradokslu yanlarıyla işlenirken hayat kadınları sembolizasyonuyla hem bir toplumsal konu, hem de erkekte psikososyal bilinç karmaşasının resmedildiği şiirlere dönüşmüştür.Kimi zaman kadındaki uçarılığın kimi zaman çaresizliğin ve toplumsal baskının anlatımında bir vesile olmuştur.
Bu şiir ise iki toplumcunun- İsmet ve Edip daha özel adıyla iki devrimcinin ne olacak bu emperyalizmin presi -baskısı- altındaki kadınlarımızın hali nidasını arkasına alan dertleşme nev'iinden bir şiirdir.
Baştan sona ideolojinin penceresine uygun ama idelojik şiirlerde görülen sloganist'likten kendisini kurtarmış yönetmen tarkoviski filmlerinden alınmış kareleri anımsatan görselliği muhteşem bir mitoloji kurgulanarak yazılmış bir şiir.
Ama bu şiir, arayan bir şiirden çok, şairin şiir yazmaya karar verdiğinde aşağı yukarı neleri yazmayı hedeflediğini bildiği bir şiirdir
Diğer yönden ismet özel için kadın kavramının bu şiirle sınırlı olmadığını da belirtmek gerekir..Belki de bir başka yazı konusu olarak ismet özel şiirlerinde kadın kavramının anlaşılmasında ve yansıtılmasındaki evrelerin incelenmesi gerekir.
Şiir okuyanlara sevgilerimle...
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta