Acının Hafızası Yoktur.. Şiiri - Yorumlar

yazılan 'harbiden' yazılmışsa eğer; adına bir şeyler takarak 'şiir, düzyazı vs' otopsi masasına yatırmak sadece beni mi yaralıyor, sadece beni mi hırpalıyor ?

güzelim cesedi olduğu gibi bıraksak aynen bulduğumuz gibi hani, hiç ellemesek onun şahsında kendi acılarımıza ağlasak kendi ağıtlarımızı söylesek ince kırmızı bir nehir kuşatsa her yanı

beyhude şarkıların sufli nakaratlarına gömdüğümüz dudaklarımızdan kimlik analizleri çıkmadan, ölü teşhirlerine geçmeden sadece ağlasak, ağlasak, ağlasak.

neşterin deriyi yırtarken çıkardığı ses bozuyor ölümün ahengini.

ölü muayene tutanakları hazırlamaya meyilli buruşuk parmaklarımızı küflü hikayelerimizin tozunu almaya bıraksak 'sonra çok sonra dönüp alırız'

'belli ki ölene kadar annesinin besmeleyle eğirdiği kederli ahlarla örülmüş ömrü esmer sancılarını yelesinde savrulmuş'

ellemeyin çok güzel ölmüş, çok yakışıklı.
ve 'harbiden' yazılmış.

Unutmak...Nasıl bir anlatımdı bu değerli şair,nasıl bir sitem ve isyan estirmiş yüreğiniz.
Yalnızca kendiyle ve aşkıyla değil...yaşadığı toplumun acısı,açlığı,aşkı ve sızısı yansımış dizelere.Siz değerli kaleme yorum benim pek haddim olamaz ama şiir dokundu yüreğime.

Kutluyorum.

Gönül dostu; bu güzel şiir için kutluyorum sizi. Gönlüne sağlık. Tebrikler. Selamlar...

harika ötesi bir eser olmuş kutluyorum saygılarımla

şiirinizi hem okudum hem o ebruli kadın sesinden dinledim... beni unut diyen herkese güzel bir cevap olmuş, ve türkçenin tüm kelimeleri kaleminizde nasılda deli fişekler gibi sağa sola çarpıp durmuş... şaire hak ettiği puanı hayat zaten vermiş fakat bizdeden bir 10... saygılarımla....

Yahu biri iyi şair olmaya görsün, övgüler ardı ardına geliyor da...

şiirin içerisinde gereğinden fazla kullanılan imgesel tamlamalara kimse değinmiyor...

neresi mi... örnek 1

ve efsunlu morluğu ruj lekesine kurban edilmiş dudakların gölgesi
teslim olmuş şehirlerin izbe damarlarımdaki kılıçlarla dansıydı zaman

örnek 2

ve soluğum terkedilmiş peygamberlerin üşümelerine sarktı ( sarktı hiç hoş durmamış mesela... kulak tırmalıyor )

ee bu benim fikrim... ( ama tan bir şairdir, inkara gerek yoktur... )

Aşağıdaki diğer yorumları da ancak görmüş bulunuyorum ama okumadım henüz.
Bunun da bilinmesini istedim nedense...

Yorumunuzu görünce bir şiirini okuyayım bu arkadaşın dedim.
Vurguluyorum; bir tek şiirinizi okudum.
İddia ediyorum: heceyi de aruzu da çok iyi biliyorsunuz.
Sonra birleştirdim Günün Şiiri sayfasındaki yorumlarınızla bu tek şiiri:

Müstesna bir şahsiyetsiniz vesselâm.
Ve böylece kestim sizi kör bir kılıçla...

Sevdiklerimi boşa sevmediğimin haklı gururunu sürekli bana yaşatan Allahıma hamd ediyorum..

Sizler tıpkı antolojideki diğer dostlarım gibi ne güzel insanlarsınız sevgili Gönül, sevgili Tan

Bir şey söylmemem gerekir mi bilmiyorum; Gerekmez mi, onu da bilmiyorum..ancak bildiğim ve hissettiğim bir doğrum varsa o da;

Sinyali Ağabey'imin Antolojiye uğrama referansım olduğudur.

Yaşadığım hayata, hayatın tarihine, hislerime ve köklerime dokundurmalarda bulunarak bir şeyler karaladığımda aklıma geliverir Sinyali Beyefendi.. Ve sırf o ne der diye dikkatini çekmeye çalışırım.. hiç bir eylemde bulunmadan ama.. Hissettiğim zaman hissedileceğimi umud ederek.. varlık felsefesinin idealar dünyasıyla harmanlanarak içime ve düşünceme hücum edişi gibi bir şeydir bu durum..

Saygıdeğer Sinyali Ağabeyi bu noktada hayatımın ve düşüncelerimin Eflatun'u kabul ediyorum sanırım..Tarihimin kelimelere dökülüşünden hareketle Sinyali Beyefendinin ruhunda diyalektik devinimler başlasın istiyorum sanki: Bilgi, idealar, ruhun ölümsüzlüğü, kâinatın doğumu gibi sdalınımlardan sentezler oluşturarak dış dünya ile ilişki kurma bağları..

Tüm bunlar dünyadaki hiyerarşiye, daha doğrusu benim dünyamdaki hiyerarşiye uzanıp oradan da devlete, siyasete değindirmelerde bulunarak ve de hepsini red ederek bilgime bilgi katsın, devinim ve dönüşüm devam etsin ruhumda diyetarafımdan ciddiyetle irdelenir, üzerine düşünceler geliştirmemi sağlar..

Yazdıklarımın şiir olup olmadı konusunda Sevgili Yasarfangönül'le aynı fikirde olmayabilirim ama bu durumu da 'iyi' kavramına bağlamak istiyorum. Çünkü bir eylem sözkonusu ve bu eylemin doğru bir yaşantının kesin ölçütlerinden biri sayılabilmesi için iyi olması lazım.. En azından yaptığımı 'iyi' olarak kabul ediyorum. Bu sofistike bir haz olayı olarak algılanmasın lütfen.. Belki de öyledir aslında, adını tamamıyla koymuş da değilim..

Saygıdeğer Sinyali'nin benim iyi olarak kabul ettiğim bir olgudan öğrenerek ve ona öğreterek katkıda bulunuyor olması, en alt noktan en üste-en üstten en alta uzanması ölümsüz ruhunun eski yaşantısından kesitler hatırlaması gibi geliyor bana..

İçinden çıkamayacağım bir konuya daldım Yasarfangönül yüzünden:) Biri beni duyular dünyama geri itsin; değillesin söylediğim her şeyi..!..

Velhasıl-ı kelâm içinde bulunduğumuz andan sıyrıldığımız zaman ruhun köklerine kadar uzanıyoruz... uzun bir yolculuk oluyor; dağılıyoruz, uzaklaşıyoruz her şeyden ve herkesten..işte o zaman 'iyi' oluyoruz çünkü, her şeyden ve herkesten uzaklaşan artık umursanmaz, umursamıştır çünkü kendisi dışındaki her olguyu..

Saygılar sunuyorum..