Bu günü düşünüp düşlüyorsan eger,
''Düş kurmak için bundan daha güzel bir zaman olur mu? '' diye soruyorsan kendine
Geçen günleri bir bir izleyip gözlerinin uçurum kıyısında
Sağa sola baktığın tüm yollar tanıksa düşlerine,
Düşlerine sığmıyorsa hiç bir şey...
Heybene sakladığın umutlarını çıkarmaya kıyamıyorsa minik ellerin,
Aklında o, fikrinde o, beyninin en ücra köşesinde hala o varsa,
Cennet bahçesi tenin o yokken cehennem yangınları yaşıyorsa,
Yatağına her uzandığında yastığında depremler oluyorsa kalbinin çarpıntılarıyla,
Yorgan yaptığın kalbini ellerinle göğsünün ortalık yerine sıkıştırıyorsan,
Yıldızlardan medet umup,
Sen kaydırıyorsan yıldızları gökyüzünde, içinden hep o'na dair dilekler varsa,
Haylaz bir çocuk gibi oyuncaklarım neredenin anlamını
Oyuncaksız kalmışcasına arıyorsan...
İsminden öteye gitmiyorsa hayat denilen koca zaman
Her şarkıda onun adı, her şiirde onun sözcükleri varsa,
Şarapnel parçaları gibi dağılıyorsa o yokken mutlu olmak özlemi içinde,
Ve yaralıyorsa seni en derin yerinden,
Kurulan binlerce hayalin ardına geçip yıkılmasın diyorsan hala,
Aldığın yüz binlerce yaraya rağmen.
Sırtının oluğuna dolan saçlarında bile yakalamak istiyorsan dünü,
Dünde kalsaydı(n) (k) m,
Bu gün böyle olmasaydı'ları sözcük sözcük kazıyorsan tırnaklarınla,
Her günü artık sırf yaşamak olsun deyip yaşıyorsan,
Özenle hazırlamıyorsan bundan böyle kendini yeni günlere
Taramıyorsan eskisi gibi saçlarını
Giydiğin her elbisede aynaya bakıp telaşlı heyecanın olmuyorsa,
Giydiklerinin hiç biri yakışmıyorsa artık sana,
Üzerine sinen kokusu kalmamışsa kazağında,
Ve boynunda atkısı bırakmışsa kendini yere yani yoksa,
Ellerin üşüyorsa eldivensizliği bahane edip,
Kalbin hala çarpıyorsa acıdan kıvranıp,
Midene kramplar giriyorsa belirsiz zamanlarda,
Evde, sokakta, kaldırımda, işte, oturduğun bir yerde,
Hep ona bakıyorsan ki o yoksa,
Gülüşü çarpıyorsa yüzüne, farkına varmadan gülümsüyorsan,
Isırıyorsan dudaklarını sonra kanatırcasına,
Kül tablasındaki sigara gibi yanıyorsa yüreğin,
Gözlerin arıyorsa bulamayacağını bile bile üstelik,
Her an bir haber alabilme telaşındaysan yaşadığına dair,
Kırılganlığın düşüyorsa sonra ortalık yere,
Nedenler bıçak gibi kesiyorsa beynini,
Küfürler savurup lanetler okuyorsan hayata,
kalkıp dolaştığınız yere götürüyorsa ayakların seni,
Kendine söyleniyorsan ve kendin dinliyorsan söylediklerini,
Anlatamıyorsan hiç bir kimseye,
Bir gün göreyim deyip bin gün ölüyorsan,
Telefonlardaki bütün sesleri benzetiyorsan sesine,
Her çalışında ayak parmaklarından saçlarına koşuyorsa ince bir sızı,
Unutmuyorsan yıllar geçse de üstünden sesinin rengini,
Dumanlı bir çift göz sana bakıyorsa her adımda sırtından,
Karanlıkta kalmış çocuklar gibi tiril tiril korkuyorsan yalnızlıktan,
Evin daha bir uzak geliyorsa, her adımın bin geri getiriyorsa seni,
Odanın mahsun yüzüne bakıp,yüzlerce kez yüzünü arıyorsa yüzün,
Yüzünde kalmışsa hala parmaklarının sıcaklığı,
Bir kuş kadar ürkeksen yine,
Yatağının baş ucunda duruyorsa hala düşlerin bir fırtına gibi hazır,
Evrenin bütün gözyaşını döküyorsa gözlerin,
Yanakların yanmasını unutmamışsa kızarmış nar gibi,
Hatırladıkça ilk öpüşleri utangaçlığın düşüyorsa yine aklına,
Hayatını an'ların içine sığdırıp,sebepsizce mırıldanıyorsan en sevdiğiniz şarkıyı,
Her satırına yeni bir satır daha ekliyorsan ve ardından şiire takılıyorsa dudakların
Konuştuğun her insanda bir kelime yakalıyorsan ondan
Tanıdık tanımadık her kese sormak istiyor ya da anlatmak geçiyorsa içinden onu
Durduğun durakta oda duruyor,
Bindiğin her otobüste yan koltukta oturuyorsa,
İndiğin durakta karşına çıkma olasılığı geçiyorsa aklından,
Yaşamak onunla güzel,cennet kapısı o varken açılır,onsuz cehennem diyorsan,
Her baktığın renk onun rengiyse,
Maviyse gökyüzü, gece mavi, gündüz mavi,
Nerede bir mavi görse gözlerin giydiriyorsa üzerine gülümseyip,
Her kitabın başlığında adı duruyorsa,
Kahramanıysa hala yüreğindeki ülkenin
Hasretini nefes nefese büyük biz acıyla içine çekiyorsan,
O olmadan geceler soğuk, gündüzler anlamsızsa,
Kimselere duymasın tanımasın diyorsan
Avaz avaz adını haykırmak geliyorsa içinden,
Ayrılığı ölüm gibi kucaklamak düşüyorsa,
Yoluna baş koyup o yokken,
Onun adımlarının olmadığı sokaklar ıssız,
Öfke öfke yumruklarının izini bırakıyorsan duvarlara, kıskançlık krizleri tutup sarsıyorsa bedenini,
Dudaklarının tüm kirazı hala onun için saklıyorsa kendini,
Onca bekleyiş, bunca sabır taşları örüyorsa teninde duvar duvar,
Resmi bile yoksa duvara çiziyorsan her gece kirpiklerini,
O olmadan çiçekler sulanmıyorsa bahçenizde,
Saksılarınızı kırıyorsa balkonunuzda esen ayrılık rüzğârı,
Bir gece bile onu düşünmeden yatağa girmiyor,
Ve iyi geceler demeden uyumuyorsan
Hatta bütün bir gece uyumayıp
Sabahları uyanmaya korkuyorsan yatağından,
Bütün papatyaları koparıp fal bakıyorsan,
İçtiğin suda onu anıp,
Sofraya her daim bir tabak daha fazladan koyuyorsan,
Yediğin bir lokmada ona da yediriyorsan en sevdiği yemeği,
En sevdiğin mevsim onun mevsimiyse,
Varsın kış olsun kar yağsın diyorsan,
Doğduğu günü unutmayıp yine hediyeler alıyor ve saklıyorsan,
Biriktiriyorsan üst üste koyup
Her kes uyuduktan sonra özenle açıp izliyor ve tekrar sarıyorsan,
Ve engel olamıyorsan ağlamalarına gözlerinin,
Ve dahada önemlisi
Şimdi nerede? Ne yapıyor? Nasıldır?
Diye soruları mıhlıyorsan yüreğinin beynine,
Sonra acıya sarılarak yalnızlığı alıp karşına,
''Keşke'' diye burkuluyorsa avuçlarında dudakların
Ve dudakların gecede hayalini öpüp
Yüreğin bir mucize olmasını diliyor
''Gel'' (se) diyorsa....
Acın, yalnızlığın kutlu olsun;
Nice yıllara...
01.01.2007/İstanbul
Deniz EkremKayıt Tarihi : 1.1.2007 00:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Çok güzeldi yüreğinize sağlık
Saygılar usta kaleminize.
Yeni yılınız kutlu olsun, nice nice mutlu yıllara...'
Karamanlı Âşık Çağlari
tebrikler.
harika bir üslup. tebrikler.
TÜM YORUMLAR (15)