kaç kez ölüm selam verdi almadım
pimi çekik günlerde
eğilmeden ilerledim
adım
adım
gözlerini güneşte yakaladım
yıldızlar düşlerin
kırık zeytin dalıydı gülüşlerin
yurdumun üzerinde uçan
güvercindi zaten yüreğin
kaç kez munzur’a vardım
kaç kez kaçkarlarda aradım
beşparmak dağlarında
toroslarda
varoşlarda dolandım
bildiğim madden ocaklarına daldım
acını dicle’den fırat’tan
seyhan’dan çoruh’dan kızılırmak’dan
acını akdeniz’den karadeniz’den
eğe’den marmara’dan topladım
acın acısıydı halkın
en sonunda seni
dilleriyle susan
yürekleriyle konuşan
mutluluğun dalından hep düşen
ve bu teknoloji çağında perişan
insanların yüreklerinde buldum
senin gibi
ak alınlı yiğidi yetiştirdiğinden
gururluydu yurdum
kalmamıştı kaybedecek çok şeyimiz
bize kalan canımız
yarımağız yaşamımız
ve yerden kalkmayan başımız
gün durma günü değildi
ne de kurtarıcı arama
onların mutluluk masaları
yine kuruktu harama
ama
şimdi tükenen insan
güzel olan ne kalırki geriye
insanda tükendiği zaman
tanığımsın yurdum
yürüdüm
tutunup insanlık onurumdan
aramızda olsan
insanca yaşanası günlere
sende yürümemizi isterdin güzel insan
öğrendim ki hayat denen öğretmenden
sen aslında birer bizdin
bizler sen
kendinin kurtarıcısı olmalı her insan
vererek elele
yürümeli o güzel günlere
daha fazla acılara savrulmadan
çarpacağı kadar çarptı toprağı kan
Kayıt Tarihi : 3.4.2004 16:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)