Vahşi bir hayvan sesleniyor içimden
Gözlerini avucumda buluyorum aradığımda
Bir mahzun oluşun var,
Bir çağırışın var ellerimi
Ve sonra ansızın gidişin var
İçimde kalan yokluğunla.
Göz göze geldiğimiz oluyor bazen.
Sen ürpertiler içinde tutkun, ışımış.
Bense korkulu düşler içinde ağlamaklı…
Sen!
Evet sen!
Karşımda sabah akşam dikili duran hayalet!
Bana karşı tutumuna bayılıyorum biliyor musun?
Sevgini çok güzel saklıyorsun doğrusu.
Bir bakıyorum anlayışlısın, incecik.
Sonra bir bakmışım,
Kan akıyor sırtımdan.
Sen hayır dedikçe vazgeçemiyorum.
Soluk soluğa koşuyorum peşinden.
Bir boş verebilsem kendimle didişmeye…
Şöyle bir nefes alsam adam akıllı…
Vursam kendimi çılgın yaşamlara…
Ama nerde!
Şimdi hep gölgedeyim
Esmer bir gölgede…
Elimde yüzümde hicaz;
Gözümde nihayet nihavent...
Sırtımda kamçılar şaklıyor acı acı…
Topu topu on iki metre karelik bir bölgede…
Derinlerde, taa derinlerde,
Burgu burgu sancısı özlemenin,
Kirpiklerin kana bulanmış bıçaklar gibi…
Anladım,
Hiç düzelmeyecek bu şekilsiz yaşam
Zamansızlığa eşit bir yalnızlık var içimde,
Sensizliğe eşit bir baş dönmesi.
Sallayıp sallayıp duruyor beni
Günün her saatinde.
Mart 2003
Hamza ÇelikKayıt Tarihi : 18.1.2009 16:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)