dünden bu günü görerek çizgilere işleyen
tavşanla ve kamplumbağa yarışını nalatan
bir karikatürist aranıyor...!
Yıllarca öncesi bir sonbahar güneşi vardı
üzerimde bir ağırlık bir ağırlık rafineriyi
tüpraşın kule alazını sönük gözle seyrediyorum
Batmandayım
seksenli yılların ortaları olmalı sıfırı da
sayarsak beşten beş çıkarsa elde var sıfır
sefil bir hayat yaşıyorum.
üstelik evli ahşap kerpiçten iki odalı toprak
damlı evim petrolkent mahalle de en kenarda
pencerede cam yok naylonla kapatmışım cesurca
suçluluk hisi taşımıyorum yaşama direniyorum
evimde su elektrik yok kuyu suyu gaz lambası
etraf ekili arazi anız kokusu elli metrede bir
tümsek tümseğe giden patika bir yol hava serin
ikindi vakti güneydoğuya karasal iklim hakim
sonbahara doğru rüzgar canlanır nebatlar kurur
tabiat ananın marifeti olmalı-Allahın hikmeti
diyelim
Elli metre uzaklıkta batmanı tüm canlılığıyla
seyretmeye doyamıyorum karşımda rafineri de
beyazsaray tüm güzelliğiyle bana kur yapmakta
devrimciğim,solcuyum,sosyal demokratım rahatım
yerli malı sığara samsundan şaşmam kapitalistin
marlborosunu-kentini içmem alerjim var vatanseverim
işsiz güçsüz beş parasız sefil hayat benimkisi
içim rahat kapitalizmin nimetlerini- marifetlerini
gayet iyi biliyorum yaşlı anamın çapa ve pamuğun
el emeğinin değeriyle çoluk çocuğu geçindiriyorum
Hava sakin ama aniden rüzgar dansa kalkmaz mı
soşe yolun tozunu dumanını dansa kaldırdı aniden
küçük bir hortum oluştu sığaramın dumanına benzer
yerde her ne varsa gücünün yettiği nesneleri bir
bir yukarılara götürdü artık batmanı rafineriyi
değil küçük hortumu seyrediyorum tezekler yukarda
'hay daaa sonbahar yaklaştı demek 'geçdi içimden
birde ne göreyim tam önümde raks eden kurumuş
dikenli otunun dikili dalcıklarına bir gazete
parçası takılı kaldı kurtulması zor 'pııırr pırrr'
sesleri çıkarıyordu sığaramı çoktan bitirip izmariti
nerelere uçtu farkına varılmadan yokolmuş gitmiş
yoksa gazete parçasına batırıp yanan ateşiyle delik
açardım rüzgar engelsiz varacağı yere rahat gisin
diye'...aman allahım bu da ne* bir karikatür? '
Deniz Baykal kaplumbağa tavşanla yarışa kalkmış
kamplumbağa tepeye yavaş yavaş tırmanıp bayrak
dikmiş yamaç ta tavaşan derin uykuya dalmış mışıl
mışıl uyuyor...
Deniz hedefe varmış bayrağı en tepeye dikmiş..!
kaç yıl geçti bende bilemiyorum yediden bir beş
çıkarsa ve kalanın yanına bir artı bir konulursa
tahminim gerçekleşir tıpkı denizin tahminlerini
gerçekle gerçekleştirdiği gibi...
işte o karikatüristi arıyorum.
bulan varsa lütfen haber versinler
dün yaşayıp bugünü gören bu insanın
alnından öper, kalemi önünde eğilmek istiyorum
vefa borcumu ödemek...
kaç yıl geçti dikenli ota takılı kalan naçar
gazete parçasına ve gözüme görünen beynime
yerleşen karikatürü hiç unatamıyorum
elli yıldır yaşıyorum kaç gün gördüm
sayamadım ama o gün yaşadığım anımı hiç unutamıyorum
dersime iyi çalışmışım ama deniz gibi bir yarışçı
olamamışım o başka!
Kayıt Tarihi : 3.3.2007 01:00:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Gerçek bir anım-hatıram. Gerçektende bu zatı arıyorum. Yaşıyorsa ve tanıyan varsa, lütfen bana bildirmelirini rica ediyorum. sevgiler,saygılar,selamlar! .............. Süleyman kaya 03.03.2007
Paçaları hızlı acele sıvamamamız lazım.En az evelki ölçümlerde 7-8 santim yükseldi.Belliki karikatürist rüyası gerçekleçek.....
şiirin dışına çıktığım için özür dilerim. seni kendime yakın bulduğum için bu düşüncelerimi aktardım.
saygılarımla:
rr.akdora
TÜM YORUMLAR (23)