Şu anda kim bilir kaç dertli,sessizce ağlar evlerinde.
Küflü duvarlara çöken perişanlığın,yoksul gölgesinde.
Garipler yurdundan bir garip koşar,ümidinin peşinde.
Sessizliğine düşen damlayı duyar,gönül derinliğinde.
Gelen zamanları ağlayarak karşılar,açılan kapılarında.
Her gece yırtılmış çilelerini diker,hıçkırığın tezgahında.
Yazın hasretinde yanarken,duman tütmez bacasında.
Islak gölgesini titreyerek seyreder,acıların sofrasında.
Kaynarken dinler,tencere buharında uçuşan dertlerini.
Acılarında inlerken,hep koynunda ısıtır üşüyen ellerini.
Sefaletini göstermez,açmaz ki asla gönül perdelerini.
Hep gecelerinin rüzgarında gömer,sessizce dertlerini.
Gariplerin mezarlığıdır,acıların saklandığı ıssız geceler.
Gönül fırtınalarının durmadan ziyaret ettikleri hep o yer.
Servi dallarından sallandıkça,neşeyle oynarken çileler.
Rüzgarlı viranesinde üşüyünce,nasıl uyusun ki garipler.
Kayıt Tarihi : 24.12.2006 23:27:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Kadir Karakulakküçük](https://www.antoloji.com/i/siir/2006/12/24/acilarin-sofrasi.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!