‘Her darılış birbirimize yeniden acıkıştı. Aşkın kıyametleri kopuyordu çok uzak bir yıldız koyağında. İşte öylesi anlarda yaşama sarılmak ve tenlerimize dokunmak bize kıskanç bir bakıştı’.
Kaygusuz bir çocukluk kavgası gibi masum ve asildi özlem
Üst üste istiflenmiş acıların yorgun halatlarını taşıyan güçtük
Geceyi aydınlatan bir ışık huzmesi, karanlıkta uçuşan kıvılcım
Ve bakışlarının zemherisinde kozadan çıkan kelebek gülüşüydük
Demiştim sana şiir bakışlı, perdenin ardındaki ışığı her göz göremez
Yıkılmış duvarları birbirine eklemeye çalışma, acıları kireç tutmaz
Yapışkan düşünüşlerin merdivenleri kaygandır, aşksız çıkılmaz
En masum gülüşünle sokul yâdıma, kışı atlatamayan bahara erişmez
Hecelerle sarıldığımız gecelerde lilaydı peçenin her rengi
Geminden ayrılmış özlemler yanardı terlemiş avuçlarımızda
Adresi yoktu düşlerimizin, özlemin kollarında dilimiz üşürdü
Yangın sarardı tenlerimizi, öpüşlerimizle saatler anı bölüşürdü
Sesini sıvayıp duvarlara, yolardım kayıp giden günlerin saçlarını
İltica haykırışlarla sokulurduk birbirimizin dokunmasız ücralarına
Sorguyla aralanan dudağının çizgilerinde dolaştıkça kaybolurdum
Aşkın kervanları geçerken, ben gözlerinin vahalarına hapsolurdum
Bulut doldurup ceplerimize ışıklı günlere ışınlanırdım seni düşündükçe
Cakalı sözlerimiz inzivaya çekilir, kahırlı örslerde o an aşkı döverdik
Uçuklara bölünürdü vebalimiz, yılgın sızılarla biz hazlara sürtünürdük
Dağ olurdu mesafeler, iç içe geçer, dargın seyrinde anlara sobelenirdik
Kayıt Tarihi : 21.10.2013 00:39:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)