Gecenin gamlı vaktinde durmuş zaman
Uyku dinlemez, kapanmak bilmez gözlerim.
Bir melal ki keskin, ve yorgun yüreğimin içinde
Soğuk, ve yapayanlız kalmışım bir odanın içinde.
Ya rab bu nasıl bir lahzadır.
Bu nasıl bir acı, bu nasıl bir beladır.
Göğsümün üstünde bir ağırlıki yatıyor.
Ne tam öldürüyor, ne de sağ bırakıyor.
Odanın orta yerinde bir meftun yatıyor.
Soğuk, sesiz ve lal kesilmiş, sesimi duymuyor.
Odanın orta yerinde bir cenaze yatıyor
Başında hüzün, herkes çığlık atıyor.
Babam sesiz, kardeşlerim hüngür güngür
Tüm tanıdıklar misafir, herkes ayrı bir hüzün.
Bir kadın ki görünmez, yoklluğu beni delirtecek
Gözlerim arıyor nedensizce, bir sarılsa geçecek
Hani girse kapıdan, hani ses verse sağımdan
Sarılsa bana, bir nasihat etse arkamdan
Hani görsem masmavi gökyüzü kadar güzel gözleri
Bir duysam, hani bir duysam ahenkten o sesini.
Dakalar geçiyor, zaman adım adım üstüme basıyor
Yok, gelmeyecek bu kadın, ses vermeyecek sanırım.
Ya rab, duy sesimi, gönder kulunu bana geri
Sabretmek bana aykırı, duygularım serseri.
Güneş yükseliyor, karanlık bir aydınlığa gömülüyor
İçimdeki ıssız orman cayır cayır yanıyor.
Kalabalıklar, çığlıklar, ve acı dolu haykırışlar,
Evin önünde tüm sokağı baştan aşağı inletiyor.
Ya rab bu neyin düğünü, herkes adım adım aheste
Herkes kapkara üstlerde siyah bir elbise
Kapı aralanıyor, üç beş tahtayı tutmuş adamlar
İçerden bir acı geliyor ki, beni her daim yakıyor.
Babam tahtaların en ucundan tutmuş
Sanki dünyaların yükünü omuzuna tutuşturmuş.
Dizleri tutmakta zor, eleri tir tir titremekte
Gözleri gökten aşağı bir yağmuru indirmekte.
Bir çukur ki kazılmış, daracık ve soğuk
Vaveylalar ardı ardına, taşlarki yanyana ve kopuk
Anneme beyaz bir elbise giydirmişler
Nur üstüne değil, kendisi nura inmiş kadar boncuk.
Bir bedenki küçücük, bembeyaz ve solgun,
Kürekler ki ardı ardına, herkesin elinde vurgun
Annem toprak altında, yüreğim baş ucunda
Ya rab bu nasıl bir hız, herkes bir koşturmacada.
Toprak, kara toprak, nasıl insafsız
Toprak ki anneme soğuk ve vasıfsız
Toprak, kara toprak, nasıl ağır ve kaleşçe
Annemi kucaklıyor, avuç avuç, ve sertçe
Önce babam annemin başında
Kardeşlerim bir ayrılığın koynunda
İnsanlar acımalı, koldan kola geziyor
Annemin sesizliği tüm diyarın kulağında.
Ayrılıklar ki bölüm bölüm, kelamlar ki icaz
Annemin gidişi avare, yüzü toprak ile yaz
Hazan dört bir yandan sarmış, bir ayrılık ki nale
Feryatlar ki çaresiz, bir gidişi varki kabustan bir girye
Gelecekti bir vakit, sofrayı hazır edecekti.
Beni bir bakışı ile, hemen adam edecekti.
Gelmeyecek demeki,bu gidiş ayrılık demeki
Anladım işte o vakit, anesizlik tüm kederdende ileri..
Kayıt Tarihi : 11.1.2023 10:31:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Annesinii kaybeden ve annesine hala" seni seviyorum "diye bilen herkese gelsin bu şiir.
![Selçuk Arslan](https://www.antoloji.com/i/siir/2023/01/11/acilar-duraginda-olum.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!