Derin bir telaşın yankılandığı duvarları vardı,
şehrin bir köşesinde emanet gibi duran tenha bir hastanenin...
Acil servisin kapısına fırlatılmışçasına konuşlanan bir cankurtaran ve
bir cankurtaranın soğuk çığlıklarıyla kundaklanmış gariban bir sedye...
Yol alırken üçü beşinin dermansız dermanlarıyla koşturdukları umutlarının üzerinde,
yoldaşları olan damlalar vardı,
Ben sana mecburum bilemezsin
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.
Devamını Oku
Adını mıh gibi aklımda tutuyorum
Büyüdükçe büyüyor gözlerin
Ben sana mecburum bilemezsin
İçimi seninle ısıtıyorum.