Harçlık vereni şefkatli bildiğim zamanlardan geçip, uyuyakalıp üstümü örtenleri sevmeye başladığım yıllara geçmiştim.
Çok sevmiştim bir keresinde.
Annem yanlışlıkla sanki içime pulbiber dökmüştü. Öyle bir acı...
Sıcaktan üstüme yapışan pantolon gibi sıyırıp atmıştım bir telaş bir nefretle sonra.
Çok yakmıştı.
Her köşede bir çiçek biriktirdim zamanla
Tüm duvarlarıma aile fotoğrafları astım.
Sevinç mayalamıştım geceden,
Umut bana çok yakışmıştı.
Bir rüzgar gibi esecekti cümlelerin kulağımda
İçimde şehirler oyacaktı.
Bir tül perdenin içinde döndüm sanki yanında uzanırken.
Çocukluğumdaki gibi,
Ömrümün en güzel gelinliğiydi
Kornişe takılı güpürsüz duvağım.
Sesinden öpüp
Ellerine üflüyorum şarkımı her kuşluk vakti.
Affet der gibi kapatıyorum kapıyı sırtına.
Yeter ki
Kabul olsun ahdım
Adakların gırtlağından öperim
Günahına koşarım bir avazla
Bir duaya bin defa yemin eder gibi.
Bir dağ var karşımda
Dışı serin
İçi ateş.
Aynaymış baktığım
Rüyaymış gördüğüm.
Yalanı güzel
Gerçeği leş.
Kurşun renkli sabahlardan kaçtım
Derken
99'un Şubat'ına takıldı aklım.
En çok küstüğüm şarkıdır, hatta notasına dargınım...
Acımıyor Sezen bir mendil dahi uzatmıyor sanki dinlerken.
Gül kurusu odamdan bağırıyorum apartman boşluğuna,
Güvercinleri uçuruyorum;
"Ben sende tutuklu kaldım!"...
Yasemin İskender Işık
Kayıt Tarihi : 16.2.2021 14:54:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!