Acıda Zaman Aşımı / Yüz şiir - Yüz Yorum

Sedat Demirkaya
212

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Acıda Zaman Aşımı / Yüz şiir - Yüz Yorum

bir yerim hasret
bir yerim gül bahçesinde
benim gibi bölünemezsin sevgilim zamanda
kar göğüsleri dağlar
emzirir serin kayalara
seslensem ürker sesimden
çeker göğüslerini
yaramaz çocukluğuydu zamanın
rüzgar
yerdi kayaların serinliğini
elmalışekerce enfes
- esen rüzgarda
serinlenilmezmiş ikinci kez

benim dilimde
döngüsüz olur zaman
biçimi bile aynı kalmaz şiirimin
Çekip de yaylalara konulmaz
Gövkırından ak atlara binilmez
O dağlarda hükümdarlık sürülmez
Geçivermiş Köroğlu’mun zamanı

benim gibi bölünemezsin
sevgilim zamanda
çoçukluğumda
bir çemberim olsaydı zamandan
ön tekerine cant olurdu
bisikletimin
İsmet'in bisiklertine binerdim ödünç
ve ben ona
borçlu kaldım çoculuğumdan

benim gibi bölünemezsin
tüketirse aşkı aşk
öperken esnerse aşık
sevişmeler zevksizdir
ur büyür zaman nikahında
diken gibi acıtır
içe düşen pişmanlık
seviyorum desem de şimdi
alışkanlığıdır yılların

hukuksal bir sorunum ben
zaman aşımlı
sayfa sayfa bölünüp kaldırılır günlerim
yatağında eskir
göremem düşüncemi
çıktım ucuna acımı görmek için
yediuyurdum
duymayan zaman aşımımı
bahçesine boşalttım yılları
yaşamın nefes nefes
-“ akan suda yıkanılmazmış ikinci kez”

Sait Açıkgöz

ACIDA ZAMAN AŞIMI

Bazı şiirler hayatı, doğayı ve insan ilişkilerini ‘anlatmayı’ seçer. Kimi şiirlerde ise damıtılmış bir hayat ve duygular… Bu şiirde dış dünya ile iç dünyasının dengeli bir iç içeliğini veren şair, kendi iç dünyasının şiirsel bir anlatımını ortaya koymuş; iç dünyasını somutlamış:

bir yerim hasret
bir yerim gül bahçesinde
benim gibi bölünemezsin sevgilim zamanda

Daha sonra doğadan yararlanmış kendi hayatından izleri somutlamak için. Dağlarda karların erimesi, yavrusunu emziren bir ana… dağlarda koşturan rüzgar, yaramaz çocuktur gözünde.

kar göğüsleri dağlar
emzirir serin kayalara
seslensem ürker sesimden
çeker göğüslerini
yaramaz çocukluğuydu zamanın
rüzgar
yerdi kayaların serinliğini
elmalışekerce enfes
- esen rüzgarda
serinlenilmezmiş ikinci kez

Şair, kendi zamanını, zaman anlayışını ortaya koyar. Ne var ki “döngüsüz zaman” deyişi şiiri aksatan bir ifade olmuş. Tam tersine “bitimsiz bir döngüdür zaman” olmalıydı belki. Bu devinim ve hız her şeyi değiştirir, öyle ki şiirinin biçimi bile değişir zaman içinde… “Döngüsüzlük” durağanlık demektir. Ama “donmuş bir geçmiş zaman”, “eski bir fotoğraf” gibi kalıveren zamanlar, dökülüveren kuru yapraklar… zaman ve geri alınmaz saatler, anılar… birlikte düşündürülmek istenmiş belliki..

benim dilimde
döngüsüz olur zaman
biçimi bile aynı kalmaz şiirimin
Çekip de yaylalara konulmaz
Gövkırından ak atlara binilmez
O dağlarda hükümdarlık sürülmez
Geçivermiş Köroğlu’mun zamanı

Şairler, bir gurbeti yaşar çoğu kez. Bu gurbet gerçek anlamıyla yaşanabildiği gibi, kendi evinde sokağında, sevdikleri arasında bile olsa bir “gönül gurbeti” veya “düşünsel ve düşsel bir gurbet” de olabilir… Bu ise “bölünmedir.” Yiğitliğin artık dağlarda ve bilek gücüyle olamadığı saptaması ise ustalıkla çevrilmiş şiir diline.

benim gibi bölünemezsin
sevgilim zamanda
çocukluğumda
bir çemberim olsaydı zamandan
ön tekerine cant olurdu
bisikletimin
İsmet'in bisikletine binerdim ödünç
ve ben ona
borçlu kaldım çocukluğumdan

Yılların çözülememiş ilişkileri ve sorunları birikmiştir. Hayat muhasebesi yapıldığında berraklaşmayan konular, gerçekleştirilemeyen sözler, projeler, beklentiler… Birçoğu şiirlere dökülmüştür… Hayat “büyük bir dalgınlıktır” bazen… Yıllar sonra uyanıverirsin daldığın o bitimsiz telaşlardan, ve o yoğun uykudan… Anlamlandır bakalım şimdi yaşananları, çöz bakalım sırları çözebilirsen… Son dize ise yaşananların akıp giden bir su gibi bizi terk ettiğine işaret ediyor ve akıp giden zaman karşısında büyük çaresizliğini düşündürüyor insanın ve insanlığın…

hukuksal bir sorunum ben
zaman aşımlı
sayfa sayfa bölünüp kaldırılır günlerim
yatağında eskir
göremem düşüncemi
çıktım ucuna acımı görmek için
yediuyurdum
duymayan zaman aşımımı
bahçesine boşalttım yılları
yaşamın nefes nefes
-“ akan suda yıkanılmazmış ikinci kez”

Yedi uyurlardan söz ederek bir telmihte bulunuyor şair, aynı zamanda bir benzetme yapıyor hayatla kendisi arasındaki ilişkiye… Acıda Zaman Aşımı, elimizden kaçıp giden hayata, fırsatlara ve güzelliklere bir ağıttır, geç fark edilen…

Sedat Demirkaya


Yoruma İlişkin Yansımalar

Emek vererek irdelediğiniz şiirimle ilgili yorumlarınız için teşekkür ederim. Sedat Bey ve Sibel Hanım'ın ve tüm grup arkadaşlarımın şiirle ilgili yorumları o kadar güzeldi ki ben de bu yorumları büyük bir şaşkınlıkla okudum. Şiiri yazana 'bunu mu dedin ya da demişsin şunu mu dedin/demişsin' yaklaşımları için Berna Moran'ın Edebiyat Kuramları adlı yapıtından anımsadıklarım oldu. Şiir çözümlemelerinde şairlere şiirleriyle ilgili 'şu dizede bunu mu söylemek istemiştiniz' sorularına şair,'hayır ' yanıtını verirmiş.

Sonuç olarak okuyanın ve yorumlayanın yorumladığı neyse o oluyor şiir. Yorum ne kadar zenginse bu, şiir kadar yorumlayanın birikiminden kaynaklanır. Bu yönden yapılan yorumların güzelliği ve okunurluğu bana grubumda ne kadar birikim zengini arkadaşlarımın olduğunu gösterdi ki şiirle,sanatla uğraşan biri olarak aranıp da bulunamayacak kadar büyük bir şans benim için. Sizlerin yorumunda gözlemlediklerimse şöyle sıralayabilirim:

Henüz pek az da olsa, usta şairler bir şiirin nelerden,nasıl doğduğunu söyleyebilecek cesarete ulaşıyor.Şiir oluşurken karalamalar, düzeltmelerden çok bir takım mahreme sahip bulunuyor. Bu şiirde de mahreme çok yaklaşılmış gördüm yorumlarınızı.

Bildiğiniz gibi, biçimle içerik birbirinden ayrılmaz bir bütündür.Her içerik kendi biçimini,her biçim de kendi içeriğini yaratır.Söz ve sözcük öbeklerinin oluşturduğu kalıp biçim; bu biçimin taşıdığı duygu ve öz de içeriktir. Şairler, sözcükleri seçip kullanırken onların anlam değerini, ses özelliğini, çağrışım gücünü, duygu yükünü göz önünde bulundururlar. Onları bir dizede yan yana getirerek alışılagelmiş bağdaştırmanın dışına çıkarlar. Bu bağdaştırmalar da şiirsel söylemi kurmadır.
Şiirin imgesel örüntüsü yine şairin dış dünyadan duyu organları ile yani duygu gözüyle algıladıklarını dilde yeniden biçimlendirilişidir. Bir çeşit zihinsel resim oluşturmaktır. İmgelere yaklaşımlarda ve çözümlemede çok başarılısınız.

Bu imgelerimden biri “zaman”dır. Ahmet Hamdi Tanpınar zamanı bir çembere benzetir. Bu ise “Geçmişin tekrarı” anlamına gelir ki idealist bir yaklaşım olur. Bu yüzden geçmişe, Osmanlı dönemine özlem duyar. Bense onu, eğer çember olsaydı yani zaman akıcı ve geri gelmez olsaydı, bisikletime cant yapacaktım. O hep ileriye akar. Bu durumda akıp giden bu zaman, döngülü değil döngüsüzdür. Çünkü diyalektik gerçektir bu. Devinim ile döngü farklı birer kavramdır. Zaman akıp giden bir sonsuzluktur. Bu değişimdir. Ama her insan zamanın karşısında çaresiz olduğu kadar direnendir de. Bunlardan biri de ben ve benim bu şiirimdi ki çok güzel ve özel tespitlerinizle şiire eleştirel bir bakış kazandırdınız.
En derin saygılarımı sunarım.

Sedat Demirkaya
Kayıt Tarihi : 20.11.2008 23:47:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Aşık Alemi
    Aşık Alemi

    'Harikaydi Ustadim severek okudum guzellikler seninle olsun saygilar***Tam Puan***'

    Cevap Yaz
  • Aşık Alemi
    Aşık Alemi

    Harikaydi Ustadim severek okudum guzellikler seninle olsun saygilar***Tam Puan***

    Cevap Yaz
  • Aşık Alemi
    Aşık Alemi

    Harikaydi Ustadim severek okudum guzellikler seninle olsun saygilar***Tam Puan***

    Cevap Yaz
  • Sedat Demirkaya
    Sedat Demirkaya

    'Yoruma İlişkin Yansımlar' şair Sait Açıkgöz'ün geribildirimidir. Eksik kaydedilmiştir. Saygılarımla.

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (4)

Sedat Demirkaya