Şimdi derin bir kuyunun içindesin , seni bulamıyorum.
Gözlerim ışık değil artık biliyorum senin için,
Oysa oysa hani geçen akşam
Bile bile kendini kaptırdğın o günün akşamı
Emin değilim, ellerim acıyor artık duvarlara sürtmekten.
Özlemini yazmaktan.
Geçmiş bir saniye gibi avuçlarımda kanıyor,
Siyah saçlarını özlediğim o günün akşamı,
Kırlarda koşan atları özledim, avuçlarıma yazıyordum adını.
Kırlarında at koşturduğum o günleri özlüyorum,
Hani o ilk görüşmemizdeki atları.
Gelmedin bir daha oraya, beklesem de gelmedim.
Atlar da gitti zaten.
Ben mi?
Oralıyım artık.
Sabahları güneşin ilk ışıklarında umudumu besliyorum.
Gecenin son karanlığında umutlarımı tüketiyorum.
Tekrar sabahları güneşin ilk ışıklarında umudumu besliyorum.
Gecenin son karanlığında umutlarımı tüketiyorum.......
Artık arasam da seni biliyorum ki, artık titrek bir vücut
neyin aynasıdır. Artık titrek bir el neyi yazar, neyi taşır.
Kelimelerle oynuyorum bugünler de, adının baş harflerinle
Şiirler yazıyorum, adından oluşan harflerle kalpler yapıyorum,
İçine seni yazıyorum.
Her defasında yanan bir ormandı, birisi kalabalığın ortasında
yolumu arıyordu sanki ama o da bulamıyordu.
Düzenin içinde kaybolmuş bir iğne yi arar gibi aradım.
Her düzenin içinde senden başka sevgi yi tadamadım.
Her defasında kelimelerim şaka yapar gibi yankı yaptı bana geri döndü.
Bende vurdum kafamı duvarlara acıtırcasına, düzelemedim hala.
Derin bir yara var kafamda, adını ben de bilmiyorum.
Ne geçiyor ne de ilerliyor.
Sadece bir yara işte, senden bana kalan,
her defasında acıtan.
Kayıt Tarihi : 16.11.2005 02:02:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!