Acı Kahve Şiiri - Şahin Ertürk

Şahin Ertürk
1619

ŞİİR


22

TAKİPÇİ

Acı Kahve

Acı Kahve

---İste o zaman gördüm Aysun'u. Salonda bir çek yatta üstü örtülü ölü gibi yatıyordu...

---Herkese tepeden bakan Aysun artık gülmüyor güldüremiyor acınacak bir haldeydi...

Bakımsızlıktan kemikleri sayılacak kırılacak kadar zayıflamış beli bükülmüş yaşlı kadının arkasında markette sıramı bekliyordum.On onbeş dakika sonra en nihayet sıra yaşlı kadına gelmişti.Sepeti fazlaca dolu değildi ama titreyen elleri aldıklarını kasiyere uzatacak kadar bile güçlü değildi. Kasiyer kız yaşlı kadının aldıklarını birer birer makinaya okuttuktan sonra :

---- Teyze Bin yedi yüz elli lira...

Dedi. Yaşlı kadın eskimiş cüzdanından çıkardığı paraları kasiyere uzattı. Kaslyer kız paraları saydıktan sonra:

----Teyzeciğim bu paralar çok eksik. Bin lira daha vereceksin....

---- Ama kızım bende bu kadar var. Sonra versem olmazmı?

-----Olmaz Teyze ben burada bir çalışanım. Birkaç lira olsa sorun değil ama akşama hesap vermek zorundayım ...

Yaşlı kadın o zaman şunlar bunlar kalsın diyerek aldığı şeyleri ayırmaya çalışıyordu. Dayanamadım,

----Teyze hiç zahmet etme. Hepsini al. Senin paraların sana kalsın. Aldıklarının tamamının ücretini kabul edersen ben ödemek istiyorum. Daha alacağın birşeyler varsa söyle alayım.

Yaşlı kadın bana dönerek biraz şaşkın titrek bir ses tonuyla:

-----Allah senden razı olsun evladım. Borcum olsun...

Kasiyere yaşlı kadının aldığı seylerin ücretini ödedikten ve onun kasiyere verdiği paraları kendisinin eline tutuştururken,

-----Ne borcu Teyze. Borcun falan yok benim hediyem olsun. Nerede oturuyorsun ben bu aldıklarını evine götürmek için sana yardımcı olayım.Sen zahmet etme yorma kendini...

Yaşlı kadın kabul etti.Kendisine verdiğim paraları eski cüzdanına yerleştirdi ve,

----Sana zahmet olacak ama haydi al poşetleri zaten ev fazla uzakta sayılmaz...

Az sonra marketten çıkıp elimdeki poşetlerle birlikte yaşlı kadının evine varmıştık. Poşetleri kadına uzatıp ;

----Teyze benden bu kadar.Allaha emanet ol. Rabbim sana kolaylık versin..Dualarını bekliyorum. Duacında olacağım...

Demiştimki yaşlı kadın kolumdan tutup,

----Olmaz evlat olmaz bana bu kadar yardımcı oldun. Bir kahvemi içirmeden asla seni bırakmam göndermem....

Ne kadar evine girmemek için dirensemde yaşlı kadın benden daha inatçı çıktı ve zorla adeta sürükleyerek beni evine soktu. Keşke evine girmeseydim. İşte o zaman gördüm Aysun'u.Salonda bir çek yatta üstü örtülü ölü gibi yatıyordu. Annesini bekler gibi bir hali vardı ama kıpırdamıyordu. Aniden birdenbire karşımda onu görünce donmuş kalmıştım. Onunda beni tanıdığından emindim zira salona girer girmez gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Ben şaşkın,Aysun şaşkın..Bir müddet birbirimize öylece bakıp durduk. Bende birşey söyleyemiyordum.
İkimizin şaşkınlığı yaşlı kadının marketten getirdiğimiz poşetleri mutfağa bıraktıktan sonra az sonra iki kahve fincanı ile salona gelmesiyle son buldu.Benim birşey sormama gerek kalmadan;

---- Kızım Aysun. Kötü bir evlilik geçirdi.Onca seveni isteyeni olmasına rağmen gitti bir sarhoş ile evlendi.Onu bu hale o sarhoş getirdi. Birgün üçüncü kattan aşağıya attı. Aysun felç oldu.Şimdi kalkamıyor ,yürüyemiyor, konuşamıyor. Allaha çok şükür yaşıyor. Konuşulanları anlıyor ama cevap veremiyor. Babası öldü ben dul kaldım. Hayırsız sarhoş kocası hapiste...Başka kimsemiz yok beraber yaşıyoruz.Engelli bakım maaşıyla geçiniyoruz..

Aysun'un annesi yaşlı kadın anlatmaya devam ediyordu ama benim gözlerim kulaklarım beynim başka başka yerlerde idi. Bir zamanların güzelliği dillere destan paylaşilamayan kızı ne hale gelmişti.Tipimden başka hiç bir şeyimi beğenmeyen, ismimi köyümü ailemi beğenmeyen Aysun'un beğenilecek bir yeri kalmamıştı.Herkesi hakir gören tepeden bakan Aysun artık gülmüyor güldüremiyor acınacak haldeydi. Havalı laf ebesi kimseye sözü bırakmayan,

" Ben kalplerdeki sevgiye bakmam. Cüzdanların doluluğuna şişkinliğine bakarım. Bu devirde parasız sevgi aşk karın doyurmuyor. Aşk dünlerde masallarda kaldı. Cüzdan aşkı tuş etti görmez misin bilmezmisin Hasan "

diyen kız gitmiş yerine sus pus olmuş zavallı bir kız gelmişti. Ne oldum değil ne olacağım misali...Kader ona pusu kurmuş gibiydi.Kader bana bu acıyı göstermiş Aysun'un evinde kahve içmeyi ama kahvenin en acısını içmeyi nasip etmişti.O gün yaşlı kadına bende bir zamanlar kızınıza deli gibi aşık olan ama sevgisinin karşılığını bulamamış ihanete uğramış cezalandırılmış adamım diyemedim.
İşte o günden beri yani o Acı Kahveyi içtiğim Aysun'u o halde gördüğüm günden beri kendimde değilim dostum.Kendimde değilim.
Arkadaşım Hasan Hüseyinin anlattıklarının fazlası var eksiği yok. Aysun'u görmeye gitmeye bir daha cesaret edememiş.İtiraf etmeliyimki bu olayı dinledikten sonra bende pek kendimde değilim.Bu olayı bir türlü unutamıyorum. Aysun'a ve annesine ne oldu merakı içindeyim.Artık ne zaman kahve içecek olsam hemen bu olay aklıma geliyor ve her içtiğim kahve bana çok pek çok acı geliyor...

Şahin Ertürk/Tavsanlı-Kütahya

Şahin Ertürk
Kayıt Tarihi : 7.8.2025 09:57:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!