çocukluğum çok zenginmiş..şimdi anlıyorum...insanların sığınmak istediği bir bağım ve evim vardı ama bağevi değil olmasın... kerpiçti en azından,nefes alırdı ve canlıydı...sabah pencerem yemyeşil bahçe ve horoz sesine açılırdı.tavuklar yumurtalarını payla...şmayı bilirdi en azından..sakar buzağım az sonra zıpır zıpır çıkardı yerinden...o benden çocuk nasıl oynardı avluda...sarıkız akşam üzeri çıngırağının o notasız makamıyla, binbir edayla gelir,nasılsa babam ekmek getirmiş ya... bende süt getirdim der, ahhhh o inek haliyle nasıl caka satardı.. bakır helkelerde o ılık süt... çocukluğumun ılık ve güzel hatıraları...az önce fatih' te yürüdüm biraz, her beş apartman arası bir insan yalnızlığı, kaybolmuş bir ömür, insan bedenleri merdivenlerde, gündüz neş' e ye kucak açan parkta acı, kahır, insan yarıları.... tamamlanamamış ömürler, öyle hiç eski ve yoksul bir gramofon çalmıyor... kadınlar gördüm yalnız ve de adamlar, her yer kalabalık ama yalnız...bir gün merdivenin birinde öylece aç ve boş gözlerle umarsız kalmak...ben çok zenginmişim aslolan çocuk kalmak..korkuyorum...
Erol BörekçiKayıt Tarihi : 6.6.2011 23:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!