Yıldızlar kayar diye Güneş'le hayal kurdum:
Gök kubbeden de olsa görmek için yüzünü.
Posta güvercinleri bekleyip durdu yurdum,
Sonsuz yasla bağlarken geceyle gündüzünü.
Güneş'le hayal kurdum yıldızlar kayar diye,
Masmavi umutlarla aşılırken hudutlar.
Ne güneş yüz çevirir ne aşık cayar diye,
Yollarıma simsiyah kümelendi bulutlar.
Güneş'e sarılmışken bulut anlamaz niçin
Bir şarkının güftesi yeter üşümem için!
İnsanın ateşle zor sınavında,
Elimi dağlayan elin nerede?
Dağlarda zemheri sürek avında,
Nevbahar sağlayan belin nerede?
Işık gölge oyunu nihayete ererken,
Bulutu eyerleyip kırbaçladım atını.
Ufukların sis tülü perdesini gererken
Gökler niçin saldı ki fırtınalı katını?
Nihayete ererken ışık gölge oyunu
Arar bulurum derken yedi iklim dört bucak,
Rüzgâr esip dağıttı bulutların soyunu;
Menzilim fersah fersah, hasretim kucak kucak.
Bulut yâr olmayınca, rüzgârın yelesine
Yapışıp uçuyordum gönül meselesine.
Rüzgâra tutulan yangının külü
Savruldu, bahtına duvağı tülü.
Gönüllü bülbülle rızasız gülü,
Kaderden bağlayan telin nerede?
Layık mıdır yenilgi, sevda engel tanısın?
Vuslata erdirmeden rüzgâr korlu düşümü.
Ey nârıbeyza dedim, ateşin sultanısın
Düştüğü yeri yakar hasretin izdüşümü!
Sevda engel tanısın, layık mıdır yenilgi?
Binbir mana çıkarken tek hecelik tabirden
Yazılan yazı vuslat, üstünden geçen silgi;
Anlamadan sarsıldım rüzgâr durunca birden
Sordum: Menzil yakınken neden durdun ki rüzgâr?
''Heyhat dedi, önümde zincirlenmiş dağlar var! ''
Felekten iksirin ful şişesini
Yitirdim gönlümün tüm neşesini.
Paslanmış kapımın menteşesini
Güllerle yağlayan yelin nerede?
Madem ki aşamadı rüzgâr heybetli dağdan,
Bir başıma vurayım kendimi sarp yamaca.
Ferhat gibi bir örnek daha çıksın bu çağdan,
Ölse de delsin dağı varmak için amaca!
Rüzgâr heybetli dağdan madem ki aşamadı,
Yamaçta sendelenip zirvede sürüneyim.
Farzet ki bedenim hiç doğmadı yaşamadı,
Bembeyaz dorukların sisine bürüneyim.
Böyle karar vermişken suskun volkan püskürdü,
Yanardağ lav selini dört bir yamaca sürdü!
Ateşbaz dağların dehşet oluğu,
Avuçlar dolusu diken yoluğu,
Canıma yeterken alev soluğu;
Boranla çağlayan selin nerede?
Ateşin buzla dansı zulme çalan zarafet,
Giden lav gelen buzul yamaçları kavurdu.
Dağlar gelinlik giymiş bu ne ölümcül afet?
Filizlenmiş düşleri dört mevsimlik kış vurdu!
Zulme çalan zarafet ateşin buzla dansı,
Diyet hükmü kılınmış kırk yeminli adağın.
Aşktan yana küskünmüş âdemoğluna şansı,
Dağlar buzul kuşanmış düşlerim darmadağın...
Beyaz ölüm belinden yol vermezken tek karış
Şarkımızda tükendi sorgudaki yakarış:
Nazenin salınıp tutkuyla sevil
Demeden, bozulmuş yeminli kavil.
Bembeyaz tüllenen pembe begonvil
Gülerken ağlayan gelin nerede? ...
Zümrüdüanka kuşu kanat çırpmaz enginden,
Kaderde yem olmak var; kurda, kuşa, çakala.
Sis çöküyor hülyama ateşle su cenginden,
Bir mucize beklerken donmama ramak kala.
Kanat çırpmaz enginden Zümrüdüanka kuşu,
Bir ses duydum uzaktan: ''Yol uzun, yükün ağır;
Aşılır sanma dedi, ahlı dağın yokuşu.
Buzlar çözülsün diye hemen Güneş'i çağır! ''
Bulut, rüzgâr, dağa mı; nelere darılayım?
Kısır döngü için mi Güneş'e sarılayım! ...
Kayıt Tarihi : 15.9.2016 23:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
15.09.2016. Turgutreis_ BODRUM.
Demeden, bozulmuş yeminli kavil.
Bembeyaz tüllenen pembe begonvil
Gülerken ağlayan gelin nerede? ...
Zümrüdüanka kuşu kanat çırpmaz enginden,
Kaderde yem olmak var; kurda, kuşa, çakala.
Sis çöküyor hülyama ateşle su cenginden,
Bir mucize beklerken donmama ramak kala.
Kanat çırpmaz enginden Zümrüdüanka kuşu,
Bir ses duydum uzaktan: ''Yol uzun, yükün ağır;
Aşılır sanma dedi, ahlı dağın yokuşu.
Buzlar çözülsün diye hemen Güneş'i çağır! ''
Bulut, rüzgâr, dağa mı; nelere darılayım?
Kısır döngü için mi Güneş'e sarılayım! ...
İrfan Yılmaz
Şiirinizi beğeniyle okudum kutlarım...duyguları yerinde şiir
şimdi asıl konuya geleyim sitede tüm şairlerin şiirleri bir birine çok benzerlikler var kalıp gibi herkes o kalıpta yazıyor farklı olmayı önersem hatamı emiş olurum acaba?
en azından araştırıp denemenin yolunu tıkamadan bulmalıyız diye düşünüyorum,yıllar önce çok sayıda kısa şiirler yazardım fakat her şiirim farklı farklı kalıplarda olurdu,tekrar yazayım dedim eskisi gibi değilim ama arayış içine girdim diyebilirim.
iyi çalışmalar..
Antolojide, sayfasına gidince elim, gönlüm boş dönmeyeceğim, şiirlerine dalınca kendimi o sayfalarda unutacağım çok değerli şair dost... Sn İrfan Yılmaz. Tekrar döndüğünüz görmek çok güzel. Yeniden şiirlerinize kavuşmaktan mutlu oldum.
Üstelik gerek duygu gerekse kalıp ve işleniş yönünden çok emek verilmiş değerli bir şiirle gelmişsiniz. Okumaktan büyük haz duydum. Şiir içinde iki ayrı hece kalıbı, zarif pekiştirme dizeleri ve nakarat gibi olan dörtlüklerin, işin kolayına kaçmayarak her bölümünün yeniden düzenlenmesi şiirin değerini kalıyor.
Muhteşemdi üstadım... Nicelerine... Emeğinize, yüreğinize sağlık...
Usta kaleminizi kutlarım.Güzel şiirinizi okumak benim için ayrıca zevkti.Nice güzel şiirlere.saygılar...
TÜM YORUMLAR (7)