Şu gerçekler hicran dolu bir destandr;
Yirminci asır oldu halen savaşlar var,
Yakıp yıkıyorlar sağı solu hoyratlar,
Medeniyet yok,insaf yok,sevgi kalmamış.
Şu dizeler,mısralar,satır satır feryat dolu,
Nice yüreklerde gözyaşı,acılar var…
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
tebrikler kutlarım muhabbetle
buda benimki
Anadolu Benim
Altın medeniyetlerin kurulduğu yer,
Boz bulanık suların durulduğu yer,
Çağlara zincirlerin vurulduğu yer,
Anadolu benim, ben Anadolu’yum.
Lalelerin, nergislerin boy attığı,
Ol Leyla Mecnunların aşkı tattığı,
Al alların alını bala katığı,
Anadolu benim, ben Anadolu’yum.
İstanbul İstanbul’da kutlu rüyanın,
Doğduğu yerim gecenin üstüne ayın,
Tek gözdesi hala şu fani dünyanın,
Anadolu benim, ben Anadolu’yum.
Türkün ebedi yurdu mavi otağı,
Yunus, Mevlanaların sevda ocağı,
Ana kuzularının ana kucağı,
Anadolu benim, ben Anadolu’yum.
Bir, bir başkadır, dağım, toprağım, taşım,
Buluta değer Elif haykıran başım,
Hak yolun yolcusu yiğitler yoldaşım,
Anadolu benim, ben Anadolu’yum.
Su misali ki zaman benimle akar,
Bir hasret ki Elif, geceleri yakar,
Gönlüme nur u nurdan ırmaklar akar,
Anadolu benim, ben Anadolu’yum.
Gaye! Şehit düşmek vazgeçilmez heves
Gül yolunun yolcuları nefes nefes,
Allahuekber dağlarında meşhum ses,
Anadolu benim, ben Anadolu’yum.
Fatihim, Yavuzum, Mustafa Kemalim,
Arşı alada dalgalanan hilalim,
Öz can nur u tülden, tül dendir cemalim,
Anadolu benim, ben Anadolu’yum.
Bilal ÖZCAN
tebrik ederim elinize kolunuza sağlık kutlarım
özlemlerin dili.
kutlarım değerli kalemi.
namık cem
gerçekleri güzel işlemişsiniz tebrikler dostum saygılar
tebrikler şairim saygılarımla
Gerçekleri yansıtan güzel bir şiir okudum.
Tebrikler.
Finalde Kılıçdaroğlu ile sıkıntılar bitecek, diyeceksiniz gibi algıladım:)
Kaleminize sağlık.
Anadolunun Özgürlüklere yol olması dileğiyle kalemine yüreğine sağlık.Çok güzel dizeler
Gün gelecek çalanlar,soyanlar gidecek,
Kula kul olmayın diz çökmeyin neolur;
Çobanoğlu söyler gözyaşları sel olmuş;
Gün gelir Anadolu özgürlüğe yol olur
Diline ve yüreğine sağlık can kardeşim çobanoğlu. Şiir gündemi dört yönlü yakalamış. 10
Üstadım;
inşallah o özlenen ve mutlu günler gelir.
anlamlı ve güzel çalışmanızı beğenerek okudum.. çok çok güzeldi..
kutlarım saygın kaleminizi ve sevgi dolu yüreğinizi..tam puan 10.
akçaydan selam ve saygılarımla.
İbrahim Yılmaz
*********
** ATLAS **
Şiir ve şarkı sitesi eserlerinizi paylaşmak için sizi bekliyor.
** ŞİİRLERİNİZİ
** ŞARKILARINIZI
** SESLİ ŞİİRLERİNİZİ
** VİDEOLARINIZI
** RESİMLERİNİZİ
** VE DİĞER TÜM ESERLERİNİZİ
Sitemize KAYIT OLUP, DUYURULARI okuduktan sonra paylaşabilirsiniz.
www.atlassiir.com
http://www.atlassiir.com/atlas/
Bu şiir ile ilgili 35 tane yorum bulunmakta