Acı çekmek bize dolaşmış özgürlüğü verecekse eğer bulut bulut dolaşarak verdi sanırm.
Bir yağmur hüznü. Bir güneşin sıcağı. Bir bahar havası. Kavgaların son bulduğu bir barış akşamı. Yüreğin derinlerinde bir gün. Yıldızların kaydığı gecede tutulan dilekler. Kimse bilmez yüreğin nerde olduğunu. Cebinde taşıdığın umutları. Bir gariptir vurulduğun zamanları başka zamanlara sığdırmak. Hiçbir yerde hiç ağlamadan, ağladıklarımı kendine hapsederek. Yanağımda akan göz yaşımda olmasaydı böyle yaralanmalar. Hiç yoktan kafesimdeki kuşuma yüklemeseydim yüreğimin kanamalarını. Yüzümün yaşlarını ateş yapmasaydım. Doğmayan ceylanın göğsüne yüklemeseydim kaybolanlarımı. Tesadüfler beni kandırmıyor artık. Bitmesini istememiştim bu öykümün, kandırılmışta olsam. Göğsüm yanıyor, yüreğim kanıyor, yaşamın zorluğu olmasaydı böyle...
Yağmur ıslatır beni. Başım öne eğik. Yinede severim ölüm kahretmez beni. Yinede selamımdır bahtiyarsız aşkıma. Unutmak, unutulmamaktır aslında. Selamımdır o bahtımın güvermiş sevgisine. Uzaklıksa; adını uzaklık koyalım n'olmuş. Cehennemleri bu güne yazmışız. Baksan n'olur gözüme öylece. Biz geceleri öbür yan olarak kabul etmişiz.
Bu sabah yağmur yağsaydı. Merhaba deseydik yeniden. Adını koyduğun geceden-sabahtan olsaydı.
Nazlı güvercin gibi son dileğimi sunsaydım merhaba diyerek. Yok olmadan sensiz geceler.
Kuşlar uçuyor doğduğum yere gam demeden, ormanlar yaşatıyorum koynumda demeden, dikenler içinde mavi gökleri yaşatıyorum gönlümde demeden. Kuşların kanat özgürlüğünde.
Görsen benim içerden hallerimi. Elimdeki sigara, duvarıma asmadığım resmin ne gülüyor, nede gül deniz oluyorsun. Gör ne haldeyim. Yüreğim bıraktığın deniz, bakışların umarsız duruyor bıraktığın çocuk hallerimde.
Bir ninnilerin yoktu bebek hallerime. Bebek türkülerini ezberledim çocuğum için.
Ezberlernek istediğim türküleri senden.
Gülüm senin yüzünden deniz bu gün taştı, sevgi gemisi battı. Ben sensiz sen bensiz bu günde yarın olacak, mavi dediğin gemi gelmeyecek, git artık evine yarın neler olacak bilirmisinki diyeceksin, olmaz be gülüm olmaz diyemeyecek kadar bu gemi seni benden uzağıma götürür...
Benim özgürlüğüm acı çekmekte yatıyor. Ben özgürlüğümü ikiye böldüm. Sevmek ve acı. Oyuncaklarımı çok seviyorum. Bir yalanmış gerçek. Yalanda gerçekte ayrı yerde duruyormuş. Günlerimi susarak kısacık kargaşalarda birkaç yıl yada bir çok yıllarda gün batımına değin yaşam bir ayrı ölümmüş meğer.
Ağlama demek ne fayda getirir. Kırgınlık, dargınlık, dargınlık uzaklarımı getirir. Bir hayat varsa senin bilmediğin benim uzağımda...
Yarınlara dalmak, düşünmek, bize uzakları getirir mi ki?
Gecelerimi içimden alıp giderken ay yok olur, gün yüzünü bana ters dönüyor. İçime ateşi konduruyor sessizce avlumuza. Kolumuza takıp gelir bizden önce gül yüzüne yazdığımız yıldızların.
Saatlerim yirmiüçten sonra seni çalar. Bu gün görüş günümüz. Çünkü ayrı zamandayız. Sen benim uzağımdaki yakınımda; ben sende yakının uzağında... saatse her ikimizin gök uzağında. Avutulmuş çocuklar kadar tenha avuntulardayız.
Acı çekmek bize dolaşmış özgürlüğü verecekse eğer; bulut bulut dolaşarak verdi sanınm.
Yüksel DAYANÇ
Yüksel DayançKayıt Tarihi : 16.11.2009 01:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!