baharın gelişini kutladık eteklerimizi çevire çevire
parmaklarımızı uzattık yalnızca ufacık bir söz için
sonsuza dek arkadaş kalacaktık, güneş dünyayı yutsa dahi
gök kubbe üzerimize çökse, tozlara boğulsak dahi
her zaman yanı başımda olacaktın, yıkılan binaları tutacaktın
koruyacaktın beni tüm bu insan işi felaketlerden
yabancı olduğum şehirde, yabancı hissettirmeyen sen
ilk dostum, biricik arkadaşım, minik menekşem
vaktim seninle geçtikçe ne iyi anlarım neşeyi, kahkahayı
kısacık ömrümde ilk defa hissettim böylesine sıcaklığı
serçe parmaklarımız düğümlendi, emin olmuştum artık
bahçemden ayrılıp gidemezdi, artık hep benimleydi
takvimin en kara yaprağı, yaşım yalnızca altı
selâ okundu, bir cenaze kalktı köyümüzden
ufacık kara tabut, içinde menekşem
biricik dostum, biricik neşem
sürüyle adam geçti önümden
uzanıp da "götürmeyin" diyemedim
gelirdin gelmez oldun
duyardım seni duymaz oldum
küçücüktüm, körpeydim
nasıl bilecektim tüm bunları
tek mutluluğumu benden alacaklarını
küçük ellerim yüzümde, düşünürüm
biz sana ne yaptık bizi ayırdın
takvimin en gri yaprağı, yaşım yalnızca altı
gözüm yaştan seçemiyordu yolu, arabaları
inan, yanına gelmek istedim bir an önce
sana sarılmak, kollamak seni, kısa sürse bile
şoförün teki bana istemediğim bir hayat verdi
hızlı davrandıysam bile kurtardı beni
her yaz gelişinde serçe parmağıma bir iplik dolanır
sarar boğazımı, gözyaşlarımı, yaşam umutlarımı
vücut büyüse dahi kalp doğru yaşı bulamadı
fakat, hiç endişem yok bir daha görüşeceğimize
bu parmaklarla bir söz daha vereceğimize
şimdilik sadece rüyalarda olsa bile
bilirim, sarılacağım menekşeme
sonsuza uzanan sıcacık bahçemde
Kayıt Tarihi : 21.9.2022 01:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

beğeni ile okudum
TÜM YORUMLAR (1)