Ruhum bedenimde sıkıştı kaldı. Bu daralma ruhumu ne kadar sıkıyorsa bedenim maddi olan zahiri yapım bunu fırsat bilip, onu daha da sıkmayı kendine görev biliyor ve bunu öyle güzel başarıyor ki... Ruhum aczini her haykırışında acıyan rengini bir şekilde ortaya çıkarsa da, nefsim onun bu çığlığını zıtlıklarla örtbas etmekte. Aslında çivi çiviyi söker babında saçma sapan bir olaydır bu. Bunu itiraf edebilmem ve kendimi yermem size biraz tuhaf gelse de, ne kadar doğru bilmiyorum ama bu bir gerçek.Belki de ne gerek var diyeceksiniz. Tabii ki biz insanız.Günahta sevapta bizler için.Bunu kabul ediyorum.Kabullenemediğim; aklımız var diyoruz, zekadan, duygulardan ve yeri gelince sezgilerden söz ediyoruz.Aaaa biz her zaman en iyiyizdir, öyle yeteneklere sahibizdir ki... Peki elimizdekilere yani aslında bize verilenlere nereye kadar güvenmeliyiz ya da doğumumuzdan itibaren sahip olduklarımız, hiçbir çaba harcamadan elimizde olan yeteneklerle nasıl övünebiliriz. Biz kimiz? Sadece nefsimize güzel geleni alıyor, aldığımızı da sorgulamaktan kaçıyoruz. Kabul etmediklerimizin de tam anlamıyla manasını bile bilmiyoruz nede öğrenmek için çaba sarf ediyoruz.
Görmüyoruz;
Görülmek, göstermek için görüyor,
Konuşmak için işitiyoruz.
Sevmiyoruz;
Kaçıyoruz sevmekten.
Ve yüzümüze gülümseyen bir maske düşüyor;
Korkulardan, güvensiz kurgulardan.
O kadar aciziz ki,
Sevilmek için seviyoruz.
Bazen de ne gördüklerimiz
Nede işittiklerimiz yetiyor bize
Sanki iğneleyemiyoruz
Bakışlarımız ve konuşmalarımızla
Yaklaşıyoruz ve incitiyoruz dokunuşlarımızla
En ağırı da bu olsa gerek
Sonunda uzaklaşıyoruz öyle yada böyle kendimizden
Nasıl mı?
Kendimizi abartıp göklere çıkartıyoruz. Bunu yaparken de fark edemiyoruz benliğimizi derinlerde bir yerlerde bırakmıştık, unutmuştuk biz yine biz tarafından. Uzaklaştığımız sadece kendimiz değil, bizde manamızda saklı keşfi bekleyen, sınır tanımayan sonsuz bir olgu. Maddeye anlam katan manadır, maneviyattır dedirten o büyük anlam! İşte burada saklıdır esas olan. Evet bir yerden başlamalı ama silmeden geriyi eskiyi. Korkmamalı görmekten, sevmekten, işitmekten, dokunmaktan en çokta düşünmekten. Bıkmamalı üstüne üstüne gitmeli. Biz yapay bir mekanizma değiliz bunu unutmamalı.
17.03.2005
Kayıt Tarihi : 14.4.2008 21:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TEBRİKLER SEVGİLİ FİLİZ . KALEMİN DAİM OLSUN.
SEVGİ VE SELAMLAR
TÜM YORUMLAR (1)