Bilseydin yel estimmi gelen çimen kokusunu,
Koyun kırkını, harmanın tozunu.
Fırınında pişirdiği köy ekmeği, hamuru.
Acaba o yaylaya sis yine çöktü mü.
Kağnı sesi kaldı kulaklarımda.
Çamurlu yolu hala ayaklarımda.
Pınarda durulan suyun tadına.
Acaba o yaylaya sis yine çöktü mü.
Ben yoruldum artık bu şehirden, kalmadı mecalim, medeniyetim.
Bu bayramda gidemedim, hasretim, sılam, vuslatım memleketim.
Nice yıl geçse de iyileşmez yarası derin.
Acaba o yaylaya sis yine çöktü mü.
Gurbetin havası gayrı ağır geliyor.
Bir anlık mihman dostuna bile sağır geliyor.
Gönlüm gürgenini, çamını, yaylasını çekiyor.
Acaba o yaylaya sis yine çöktü mü.
Koşar durur çayırında kuzulu koyunlar.
Arşınla eremedim köyümün of dedikçe bağrım sızlar.
Kuşluk vakti süt kazanları, ekşi çökelekli kokular.
Acaba o yaylaya sis yine çöktü mü.
Dilim dönmüyor bu hasreti anlatmaya.
İçten içe çürütüyor bu hasret zemheri de, kiraz da, yaz da.
Çakırım hevesim yine kaldı kursakta.
Acaba o yaylaya sis yine çöktü mü.
Kayıt Tarihi : 24.11.2020 03:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!