İngilizcelerin açıklaması:
(Bu kısımlarda hezeyanlar şeklindeki geçişleri yoğun ama karmaşıksal bir ingilizceyle yansıtmaya çalıştım)
Pure pinkest: Has pespembe
Blood drinketh: kan içmişliği
Getting bigger unto lamb: kuzu üzerine.. büyüyor
teeth roots: diş kökleri
Roar: Kükre
end's the end's the end......... sondur sondaki ve bunların da sonundaki
it's everlasting, Eden's there: Bu sonsuz, cennet orada (bunların sonunda)
The W.E.T. towards The D.T.R.! (The Winter English Train towards The Dimensional Turkish Rain)
Türk Boyutsal Yağmuruna yönelik Kış İngiliz Treni
Do you really gonna goa? ? İstiyor musun gerçekten gitmek? Gidecek misin? (oraya)
Goa! ! ! (Haydi)
Activate yoaur space tribe (Gerçeğe geçir, canlandır)
Soe? head! (Evet? Kafa..
go, go ahead! .. ready, steady! ! (git, git doğruca, hazır bir iki)
-
Goa=goe=soe? head.=go ahead=so head (git dümdüz=öyleyse? kafa! =zihin=us)
-
Here is a distant tree, said:
(uzaktaki ağaç söyledi)
'i hurt myself today', to day! and alsoo day to day
(kendimi incittim gugün, gün’e! .. Ve de gün be gün)
... 'can i feel? ' that's why 'i focused on' pure '
(hissedebilir miyim? Bunun içindir ki odaklandım saf olana…)
pain.' Oh, 'my empire of dirt.'
(.. has acıya. Ah, benim kir imparatorluğum!)
So, go to such morning to b caused from the brightest clouds,
like a bee reproducing honey …
Ve böyle, buna benzer bir sabaha git sebep olunmak için en parlak bulutlar tarafınca)
(bir arı gibi, bal üreten)
as always! !
(her zaman)
I won't let you down!
(Düş kırıklığına uğratmayacağım seni)
Bu bölgeler Johnny Cash’in şarkısından alıntı tırnak içleri.
-
' Weialala leia
Wallala leialala...' T.S.Eliot'un Wasteland şiirinden alıntı
“Shantih,
shantih, T.S.Eliot'un Wasteland şiirinden alıntı (Barış)
shantih …”
Pure Pinkest'la başlayan:
Placebo'dan the bitter end şarkısını dinlerken...
Whilst'la başlayan:
Placebo'dan teenage angst'ı dinlerken
Winter'la başlayan:
Placebo'dan English Summer Rain
'Mavi dalgalar' kısmı'ndan 'Pembe ve mor' kısmı'nı da kapsayan bölge: wmp series 10'da 'Paul Oakenfold-Braveheart'
ve Johnny Cash-Hurt' çalarken, g-force-random' vis eklentisiyle oluşan görüntülerden doğaçlanan...
Tenzih: Aklama (suçlamanın dışında bırakma, kondurmama, temize çıkarma.. sizi tenzih ederim cumlesinin yardimci oyuncusu, bas aktor ise tenzih eden kisi) parantez içindekilere yönelik açıklama cümleleri için yardımcı oyuncu ise www.eksisozluk.com
Teşbih: benzetme
‘Karşında buluyor’la başlayan bölüm: resim ‘green sunset’
--
Bölüm 1.. ISSIZ YÜZEYİN ÜZERİNDE BİR KULEDE açıklama:
BİYOLOJİ KONUSUYLA ALAKALI BİR KAYNAKÇA:
Dna yapısı
•Metabolizmayı, büyümeyi, bölünmeyi ve kalıtsal karakterlerin aktarılmasını sağlar.
•Adenin, timin, guanin ve sitozin bazlarından oluşur.
•Kendini eşleyebilir (replikasyon) . Eşlenmeye DNA nın iki ipliğide katılır. Ortanda bulunan uygun nükleotidleri kullanarak yeni karşı diziyi tamamlar.
•Replikasyon sırasındaki hata DNA’nın tek ipliğinde ise sonraki eşlemelerde onarılabilir, iki ipliğinde ve karşılıklı bölgelerinde ise onarılamaz.
•Nükleotidleri oluşturan şeker ve bazlar birbirine glikozit bağı ile bağlanırlar. Nükleotidler ise fosfodiester bağı ile birbirine bağlanırlar.
•Adenin timinle, guanin sitozinle eşleşir.
Adenin sayısı timin, guanin sayısı sitozin sayısına eşittir.
A/T=1 ve G/C=1 olduğuna göre A+G/T+C=1olur.
•DNA nın iki zincirini zayıf hidrojen bağları bir arada tutar. Adenin ve timin arasında 2, guanin ve sitozin arasında 3 tane zayıf H bağı bulunur.
•Sentezlenmesini sağlayan enzim DNA polimeraz, hidrolizini sağlayan enzim Deoksiribonükleaz (DNAaz) dır.
Protein sentezi:
•Protein çeşitliliği yapısındaki aminoasitlerin sayı sıra ve çeşidine bağlıdır.
•Hücredeki proteinlerin sentezinden DNA molekülü sorumludur.
•DNA molekülü üzerindeki nükleotid sıraları aminoasitlerin proteindeki sırasını verir.
http://micmuss2.sitemynet.com/asit01.htm
--
BÖLÜM C. Açıklama: (deneme yazı)
Çok boyuttan kavrayışların algı sıçrayışı (Multi Dimensional high density of imaginational consciump)
Mulensimacons işlemi (Mulen denir kısaca) ana bilgisayara da, bu işlemde vardiya Mulen diye hitabedilir.
(doğaçlama olur. warp drive hazırlığının detaysı ama aslında en önemli kısmı
Düşünce kaynaştırıcısında, deneyimli ve genç mürettebatın düşünceleri üzerinden olasılıksal fakat yoğun
hazırlanmış düşün-akım izdüşümleri, rüyalar halinde duygu-bilinç döngüsünden de geçirilerek ana bilgisayara düşürülür.
'Her zaman için olası' bir ortak fikir geliştirilir: warp hızına ek bir fusepolyri* geliştirilir.
Bu sayede aşırı bükümlerle çarpılan bedenler, tekrardan ruhsal ivmelenmeyle eski hallerin döndürülürler.
Fakat ruhsal-dayanıksız kişilerin bu yolculuğa gelmesi düşünülemez ve bedensel ruhsal deformasyona uğrarlar.)
bu doğaçlamaya bir örnek olarak şu mesela: biri bir fikir atar. örneğin anti madde üretecini tersine döngüde işleterek
negatifini alıp bunu da füsyon yerine yeniden negatifsel bir ayrıştırma işlemi olan fision'a tabi tutarsak,
negatifin negatifini alabiliriz ki bu da... böyle fikirler enerji yoğunlaşmasını farklı boyulara taşıyacaktır.)
Türetilen kilit kelimeler:
consciump: jump-conscious
fusepo: fusion epope of lyrical
düşünce kaynaştırıcısı
Çok boyuttan kavrayışların algı sıçrayışı (Multi Dimensional high density of imaginational consciump)
Mulensimacons işlemi (Mulen denir kısaca) ana bilgisayara da, bu işlemde vardiya Mulen diye hitabedilir.
HAVZA
havza kara uzerinde bir arazidir ve sinirlari icerisine dusen yagislari yine sinirlari icerisinde bulunan nehir, dere, cay ya da gol gibi hidrolojik yapilara ulastirma ozelligindedir,yani havza bir nehrin suladigi arazi degildir; hidrolojide bu soyle aciklanir:
input = yagis
sistem = havza
output = su akışı
havza sinirlarini o iki havza arasindaki en yuksek noktalarin olusturdugu cizgi belirler.bu cizginin bir tarafina dusen yagis o taraftaki herhangi bi su birikintisine ulasacak diger taraftaki de benzer sekilde diger taraftakine ulasacaktir.
havza ayriyeten samsunun kaplica ve ilicalari ile meshur guzel bir ilcesidir.samsunun yogun nemli havasina tezat son derece kuru bir havasi vardir ki bu da denizden iceri samsuna 85 km. mesafede olmasina baglanabilir.
iste havza denince aklimiza gelenler bunlardir.
www.eksisozluk.com
OUTRO AÇIKLAMALARI:
Türetmeler:
Thundee: rastgele bir türetme oldu.
“Thunder” anlamlı, fakat bir arı gibi gelip ‘dertleri sokan arı’ özelliği var bu yıldırımın. Kapkara oluyor şiddetli yağmurda hava ve
korkunç yıldırımın mücadelesi başlıyor.
Fancy the-ress: dress: Bir parti veya dansta giyilen fantezi elbise
Gianti-size’d: Devasalaştırılmış
Analoji: öğrencinin temeli sağlamsa oldukça işe yarayan bir araçtır analoji, çünkü daha önceden öğrenilmiş birşeye gönderme yapılarak yeni öğretilen sistemin davranış yapısı tanıtılır. ortak bir özellikten yola çıkarak örnek a'da varilen yargının aynısını örnek b içinde vermek. Benzeşim. a olayında abcd özellikleri var b olayında abc özellikleri var o halde b olayında da d özelliği vardır demek.. benzerliklere dayandırarak çıkarımlara varma süreci.
Fee: ücret
Squeeze: sıkmak
Quite unique: Oldukça biricik
Implement: (bir durumu kontrol etmek veya değiştirmek için bir planın, bir sistemin, bir yasanın vb. gerektirdiklerini) yerine getirmek, gerçekleştirmek.
the government is implementing its policy of helping the unemployed.
Elsewhere: Öteyer
Nucleus=nuclei: Çekirdek
Determinism: Determinizm=
Uncertainty=Uncertainty Principle
Anthropic Principle: İnsancı İlke
White Dwarf: Beyaz Cüce
Red Giant: Kızıl Dev
Ether=Aether: Eter
Entropy: Entropi
Acceleration: İvme
Sanal zaman:
Sezilgen parçacık
11 Bi bölümü “Finding Neverland” filminden ilham
-
11 Bii Brightwoman bölümü, tv’de Sarah Brightman’in bir konserini izlerken (Serpent Films PJM Productions)
-
A. METRUK KİLİSE’DE …(2) – GEREÇ bölümündeki ‘rüya’ kısmı için; rüya aracı düşünülerek ve Yull Brynner’in ‘West World’ filminin
bir uzantısı sayılabilecek ‘Future World’ filmininin, Gunslinger rolündeki Yull Brynner’in kadını kovaladığı koridor sahnelerinde geçen yerlere
hazırlık olarak ilham
-
1A4 FUTUREWORLD adlı kısım, aynı adlı filmden, koridor sahneleri seyredilerek ilham
ilk taslak şekli:
Gözbebeğinin içinden girilen bir insan yüzündeki göz, Bir roketin uzaklaşışı gibi yerküreyi kendinden öteliyor.
İki bin değişik dalga, beş bin beyin yerleşiminden; düş olarak gördüklerimi, milyonlarca bilgiyi taşıyor.
Zihnin yarattığı imajlar, içine bakıyorsun bunların. Ve kadın uyudu. Tülü aralayarak bir kapıdan içeri girdi.
Bir koridordan ilerliyor şaşkıncasına, duvarlarında bazı kapıların gömülü bulunduğu. Dışa açılan
Işığı yansıtan bir pencere gözüktü onun sağ yanında ve baktı bu ışığa ama duraksamadı, ilerliyor.
Sola döndüğünde koridor bitti, döne döne aşağı virajlanan başlıca merdivenine çıktı malikanenin.
Bir adam belirdi aşağıda, kovboy şapkalı, bakışı keskin, hafifçe alaycı gülümser edalı; kadın şaşırdı!
Yukarı koşmaya başladı gerisin geri, adam da peşinden yürüdü, yürüdü… Koştu kadın kapılar
Açılana dek duvarlardan, bez geçirilmiş ceset şekilli oluşumlar fırladı kapakların ardından!
Her yandan saldırırlarken, kadın saptı daha dar bir koridora ve yine dışı gösteren çıktı o pencereli,
O ışıklı kısma, o geniş sahanlığa! Dışarıyı gördük bu sefer, ama korkunçtu orası, orası bile!
Bir anda merdiveni inmeyi bitirdi ve kadının henüz uzaklaştığı ışıklı alanda bu sefer adam belirdi!
En son bir kapı daha açtı kadın, nedense daha önce hiç kapı açmamıştı ama onca yerden geçti ya:
Sargı bezi giysili adamlar, nükleer bir olguyu kontrol edengörevliler gibi veya daha çok birer mumya;
Seri yaklaşarak kadına; kapıdan, onun arkasında kalan yerden başkalarının da girmesini sağladılar!
Ve bu girenler ve halihazırda geniş salondakiler, kavradılar onun kollarından, sürümeye onu niyetlendiler!
Kapıyı kapadılar! ! Kovboy kapalı kapıyı açtı, girdi ve teker teker öldürdü rüyaları açıklamaya girişen
Bu yalancıları! ! Bir düzeneğe bağladıkları kadına kovboy yaklaştı, inci taneleri onun gözleri!
Düşteki bu odadan bembeyaz bir evlerine serpildiler başka bir düş içindeki ama öncesinden hazırlanılan.
Elleri bağlı kadın ellerini uzattı, açtı kovboy bağcıkları; dudakları dudaklarında, turluyorlar kendi etraflarında
Semazenler gibi, spiral gökada dış kolalrından biri gibi birden uzaklaştı ve kadın, ellerini açtı ve adamı çağırdı
Gittiği yerden; kemendi atan kovboy kadının demin vermiş olduğu bağcıkla onu geri yakaladı.
Belinden döndürüyor çevresinde, sonunda bir araya geldiler; boğazları tutuştu, öpüşmeye devam ettiler.
Sonra kadın uyandı. Ne var ki kovboy uyanamadı.
-
Bilimin anlamaya çalıştığı bazı noktalar..
Su katı hale gelip buz oldukça hafifleşir.ve buz, suyun üzerinde yüzer.su, diğer tüm sıvılardan bu yönüyle farklıdır.fizik yasalarına aykırı gibidir. su katılaştıkça, genleşir ve yayılır. Bu haliyle katılaşan su olarak, buz; suyun yukarısında kalır. Eğer buz suyun ağaşısında kalsaydı,
Sanırım her yer ebedi buz keserdi :)
Buz’un ve dolayısıyla suyun bu özelliği; bildiğim kadarıyla, molekülün cansızlık aşamasından canlılık basamağına geçişi, ya da cansız bir virüs ün, canlı organizmaya girişiyle canlılık kazanması, veya da canlılığın evrim platformunda zeka edinişi kadar tuhaf olmalı.
Televizyondan bir belgeselden “Ulus Devletçi Porsuk” şiirim için şahsen aldığım bazı notlar
akın akça
-
NATIONAL GEOGRAPHIC BELGESEL KANALINI İZLERKEN TUTTUĞUM BAZI NOTLARDAN VE AKILDA KALANLARDAN BAZI DERLEDİKLERİM …
DOĞAYA VE İNSANA DAİR …
2.SICAK, SOĞUK …
HİPOTERMİ: Üşüdükçe titremek iyidir. Sağlık işaretidir.
Aralarla aldığım şiirimsi bir not: Düşünce bir oluğa sıkıştı kardan yapılmış olan. Giyiminin çelik yakalığı sıyrılmış, çıplak boynu ve özellikle ensesi kara yapışmış ama rüzgarın etkilerinden uzak –güneşlenmekten öte fakat- bekliyordu..uyumamayı …
Umut ediyordu.
akın akça
çekirdek vücut ısısı
kar motorsikleti
1 saat soğuk suda kalınca vücut ısısı 5 derece düşebilir. (Titanik filmindeki adamı hatırlayın) 1 saatten sonra kurtulması tıbben zor. 15 dakika, 30 dakika soğuk suıda kalarak çıkarılabilip kurtarılanlar var.
-
3.ANNA BAGENHOLM’UN HİKAYESİ
Yaşamazsa kişi ölmüş demektir, yaşarsa sadece donmuş demektir.
Kimse yeterince ısınana kadar ölmüş sayılmaz.
Anna Bagenholm
Üç dört arkadaş Kuzey Norveç dağlarından birine çıkmak için harekete geçerler. Anna, dağdan geriye düşer ve karlı zeminde sırt üstü, kafası aşağı doğru gider ve yüzü gökyüzüne bakar biçimde sürüklenir bir süre. Daha sonra bu karlı zemin kırılır –sanırım buz- ve böylece bu toprk üstünden görünmeyen yer altı katmanında sürüklenmeye başlar. Burada su akışı vardır. Suyun içinde bata çıka sırt üstü şimdi bu pozisyonda yüzmeye başlar, tabi kulaçlayarak değil, bilinçsizcesine sürükleniyor.
Su akıyorsa ya da rüzgar gibi bir şey varken soğuk suda beklemek daha kötüdür. Soğuk daha da artar.
Donan birine kalp öasajı yapılır.
Helikopter geldi. Anna Bagenholm kurtarıldıktan sonra üç hafta baygın kaldı, onu uyuttular. Kredi kartının pin kodunu sordular, bildi. Aklı yerli yerindeydi. Bu bir mucizeydi. Fakat boyundan aşağısı felç olmuştu.Bu uzun süreli hipotermi’nin yan etkisi. Sinirler geçici etkilenmişti. Gereken 500 gündü. Bir yıl boyunca topallayarak yürüdü. Yine de ağır düzelen bir bünyesi var. Daha sonra tam olarak düzeldi. Bu tarz bir olaydan böyle bir kurtuluş görülmemişti. Hipotermi uzmanı oldu. Şimdi bu arkadaşlar ve Anna, Avrupa’nın her yerinde hipotermi dersleri veriyorlar.
En düşük yaşatılan derece, şu ana kadar, 33,5 derece. Daha aşağı ısılarda ise henüz insan yaşatılamadı. Normal vücut ısısı 37 derecedir.
36 derecede yaşam belirtisi yoksa insan ölmüştür.
İnsan beyni donmuş ise ille de ölmüş demek olmayabilir.
-
“İyi bir Müslüman..” dizeleri Enigma’yı dinlerken
-
Alıntılar:
Silence must be heard lafı enigma’dan
Kaliforniya Oteli ksımındaki tırnak içleri Eagles’’ın şarkısından
Kayıt Tarihi : 4.3.2005 14:41:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!