I.
MAB VE ABLASI
a.
Biri ateşten, sudan diğeri:
Excalibur yine de su’dan çıktı
Arthur’a … Neden acaba,
baskın çıkamadı ateş?
ki engel de olmamıştı,
Suyun Hanımı ona
*
Sessiz bekleyen biliyor muydu;
kardeşini annesi doğurdu?
Peki annesi su muydu?
su’ydu, umarım!
Ama günler geçti ve
Mab unutuldu,
ölümü de bundan oldu
gotik kraliçenin.
Annesi fakat huzur
buldu -Gölün Hanımı
sudan yapılmıştı, ne de olsa
- çünkü yine barış geldi.
Gölün hanımı ensesinde
annesinin:
o yok
artık, çünkü
b.
Sessizliğin büyüsü,
hanımı sükunetin:
Gölün Hanımı.
Demir burguyu ver ona
ama ölürken kılıcı
o uzattığında sana;
su, yakaladı onu,
sen, değil!
sonra ve kavradın,
avuçladın
*
Su!
İlk başlangıç gibi …
Vardı hep,
ve daimi, var olacak!
Su!
İlk adımı attı
Gölün Hanımı -
gözettiği suyun
- ve son adımdı;
Mordred kin güttü,
Öldürdü Arthur’u,
üvey oğlu
…
Demişti, Eliot;
fakat ‘daha önce gösterildi:
“Suda Ölüm”:
Sessizlik,
Arthwyr’ı öldürdü;
değil kavga,
gürültü!
Gölün Hanımı:
onun katili,
Mab, değil -
Bu, çıkarcı çabalarını
bencilin, yürek taşıyan …
taşıdığı için, uğruna olsa
da suçsuz çıkartmak;
… Ama daha çok
suyun güzelliğine
büyük suçu layık
görebilmek için!
…
Ve ölüm döşeğinde
kayık götürdü..
Avalon’a -
adaya varamadı!
(Ama) Gördü:
Su,
(işte! Esas!
burada: bu noktada)
hem de sonuçtu!
Sessizdi öncesi
ve sonrası öncenin,
olacak sessiz:
Belki yaşam sona erecek,
tüm anlamlarıyla.
Ser verip sır vermeyen
yaşamın İçinde ise …
fakat onun çeperi de
olabilmeliydi.
Halbuki, birisi diğerini
çok seviyorken,
yoğun duygular
beslerken, iç yok,
çeper de yok:
*
Su!
Esas,
Bu sessizliğin içi -
bilinen
-sezilecek
ve o fark edildiğinde,
benimsenemeyecek sessizlik;
ne de çeper,
sarf iç ve kahsa:
Görünecek olanca berrak,
artık; ‘sessizliğin içi’, bu sefer
(iç ile çeperin bitiştiği,
ve sessiz'in kendi içinde *
sessizliği yırttığı)
ve içinde hayatın,
yerini bulacak:
Ölüm, artık
kendine kıyacak!
*
Sessizdi öncesi
ve sonrası öncenin,
sessiz olacak;
belki yaşam sona erecek,
tüm anlamlarıyla.
Ölüm ancak artık,
kendine kıyacak kancık
ve sonrası gür sesli,
ağlayan bir bebek gibi:
sona ermeyecek
ve yaşam var orada.
*
Mab izlerken,
sürüdün sen buzda
ve yürüdün; bir başına
koca bir sürüydün...
Merlin, ”neden? ”
demezler mi
Senin ateşin başına vurmuş;
dünya için,
kaldıracın
zerafeti bacaklarında.
Ii.
ISOLIA & ORPETAN
Koş bana Isolde, koş;
sarının hakim olduğu bu bahçeden! Ama sarı gelen,
kayalık tepelerinde sıçrayan sisini ayakta tutuyor Samuel’in!
Evimiz diye benimsediğimiz şu sahteleşmeye başlayan
gökyüzünü ama değil yıldızları! Fakat işte sema değil bu
sarı, ‘pancarlaşmış kırmızı’ ya, oh ne iyi!
Xanadu’yu yükselten en güzel, geçerek bu sis içimizden;
Tuhafçasına büyüleyici çiçekleri ile yaban meyvalarıdır güzel müjdeci,
Her birimizin bütüncül-bireysel enerjileri artık yayılan öz
benliklerimizle olanca yoğunca -ama yine
ya da hiç olmadı yine, kendimizden- Avalon’un huzur bahçesinde! ...
Görüyorsun bunları, görüyorum uzaktan! Ama sen onları görüyorsun, değil mi?
Engin ve sapsarı şu, su, çiçek tarlası, görünmüyor ucu,
bucağı, toprak ananın kucağı! Döndüremez bu güzellik yuvamız
yüreklerimizde konuşlanmış o gizli bahçenin
uğurlu salıncak ve tahterevallilerini gecenin oyun parkının!
Amanın! Sonsuz ufuk ile büyüklük hissi ve tekrar küçülen -beş çayında, kötü
kraliçenin huzurunda, Alice Harikalar Diyarı- ırsi, sınırlı beşeri!
Oradan, ufkumdan ufkuna koş! Ufkuna! ...
Iseult, koş bana, koş! !
Koş da koş! Çiçek tarlasında boylu boyunca dalgalan kanatlarınla ve çoş!
Derinliğine doğru bir köprü açıldı sindire sindire -zamanın- iki boyutlu düzlemin.
Fırla gir kapısından şu otobüsün, bin ve sonrasında in!
Tek güvenliğin olsun sessizliğin yerine bereket dolu senin hareketin!
İteleme ki düşme, binicisi de faytonun hem karakterin!
Durma ve bir yaz olsa bile bu ayaz, geliriz ilkbahara ki öyleyse yaz
olsun ve bulunsun da lapa lapa kış, üreyişine hareketin, böylesine dalış;
barış bulacaksın varışta, günleri gecelere karatmalar -zorba- uygulamadığında! ...
Ve güller yükselecek, emrimdir, ve kök sala ağaçlar gibi kıvrımları
ulu-şen damarları Toprağın Hades’in nehrine kadar ulaşan
döne dolaşa ve sonra yeniden gök kubbenin basamaklarından tırmanarak
sınırı olmayan çiçeklenmiş tarlamıza! ...
Onlar kadar üreyip, koşa koşa.. ormanlar bile, dört nala! Papatyalar
arasında kraliçe arılar, onlar içinde güller ve tam da uçan halısıyla
yetişecek antik Bağdat kaçkını Keltli periler
heyetinin İpek Yolu’nun üzerinden kanat çırpa
çırpa -ah, değerimizi verse! verecek de...
- umudu yarar yüklü hanımelleri...
sözü evciliğin!
Iii.
A. ANTIC ARCTIC. A
GWENEVERE IN RUIN
… BECAUSE OF ITS
… … GENDER-NEIGHBOURHOOD:
IN COLD, WITH
HER DEAF SOUND
… … BIG RAINBOW OUT FROM
… THE SKY, RISES WITH
THE 'TOR'...
IS BEING SHAKEN......................
……………... IN FRONT OF ITS FOUR HILLS.
GO FORTH, ISOLT! HOLD
TRISTRAM -HAND IN HAND
- WHEN YOU DEVELOP
THE SOUND AND CHANGE
AND RE-BUILD THE NORTH.
SHE WILL WAIT, TRISTAN;
TILL THE DEBATE,
COS TALIESIN LOVES
BLUES AND GREEN –
ESPECIALLY WHEN
HE’S IN HIS INN …
SO ‘GEOFFREY OF
MONMOUTH’! THINK AND
LISTEN:“ LIKE GIGGS, THE WELSH;
HE RUNS, YES, HAIRLESS-ROON;
CAN YOU SEE THAT
LIKE(S) TURK, WHILST GWYAR
BEGINS TO WALK …
(HE RUNS WHEN HE WALKS.)
AND NOR TENNYSON,
AS A TEACHER…
BEDWYR AND EVEN CAI,
IS COMIN CLOSER TO AVALON
AND LIKE REAL MAD DOGS:
THEN, SHOUT TO TALIESIN -
WHILE FRIGG WILL BE
THERE FOR TALIESIN
TO MAKE HIM HUMAN,
NOT IMMORTAL,
FOR THE LOVE OF NIMUE
AND’LL GIVE A WHISPER
UPON THE FOUR HILLS
OF THE TOR- THRU MYRDDIN,
THIS: “SUNSHINE’S BETTER …”
…”NO NEED FOR MISTS
OF HUNGER! ”
SO ARHWYR: YOUR GUINEVERE
IN THE PAST OF ITS FUTURE,
AIWAYS' GONNA RISE FROM
THE EAST, WHERE YOU DO THE
SAME FROM THE WEST-END.
*
Ve birinin izlediği, engin yeşillikteki;
mavi kostümü yeşil olanlarıyla
değiştirmelerini öğütleyen öğrencilerine
ve kendisi takas eden mavi renk
ile onun eşi yeşili, Taliesin dedi ki:
“Çaykovski de bu sulardan içmişti - ”
“ Morfyn, nerede? dergah pınarında.
- ama kolera olunca gerisini getiremedi,
yine de değiştirdi mavi olanla ancak yeşili.”
Kayıt Tarihi : 29.11.2004 20:45:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
teşekkürler
TÜM YORUMLAR (2)