Aça-75 - açıklamalar Şiiri - Akın Akça

Akın Akça
1865

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Aça-75 - açıklamalar

I. BÖLÜM AÇIKLAMALARI

Merddin=Merlyn

Olaylar hristiyanlık öncesi İngiltere'sinde.. Ve efsanenin muğlak biçimde -Arthur'un sislerin yurdu Avalon adası'na gidişiyle- noktalanışıyla, Hristiyanlık kendini belli etmeye başlar. Avalon, Merlin'in yaşamış olduğu yer. Daha sonra hristiyanlık tehdidi baş gösterince, bu adanın çevresi sisler ile kuşatılır, eski güçlerin ve geleneğin korunabilmesi adına. Bu sislerden yolunu bularak adaya ulaşabilen ancak güçlü ve iyi yürekler olabilecektir.

Arthur efsanesinde Mab, Druid getirisi, gücüne erişilmez fakat kötü bir büyücüdür ve Merlin’i kendi çatısı altında yetiştirir.
Onu esas yetiştiren uzun boylu kahya cüce Frig. Frig bile daha sonra Mab’i yalnız bırakarak Merlin’e yardımlar etmiştir.
Mab’in ölümü unutulmak yüzünden olmuş. En büyük korkusu da buymuş :) Gücünü idameli olarak yitirir ama bu birden olur ve ne olduğunu anlayamaz. kendisinden nefret edenler de onun çevresinden tamamen uzaklaşır.Bu büyü geleneğini Merlin ise iyiye kullanır, Mab kötüdür. Ancak düşünür de, yaptığı kötülükleri süzer ve devamlı kendini sorguladığı görünür, yazık ki duygusu yok gibidir.
Gölün Hanımı’na gelirsek, çok sessiz ve potansiyel bir hareketlilik bile barındırmayan bir şahıs. Tamamen sudan yapılmış fakat buza geçişi olmayan …
En ufak şiddet belirtisi göstermemesinden ayrı, Arthur’u korumak için dahi bir hareketliliği yok. Ancak Arthur’a Excalibur
kılıcını İngiltereyi adil yöneteceğine inandığı için veren de yine o; bu gelişmelerde, yine (de) , Merlin'in katkısı büyük. Lady of the Lake (Gölün Hanımı) , Mab’in ablası

*Sessiz: (Buradaki anlamıyla) kişisel bazda
-
Açıklamalar 2. BÖLÜM
Türettiklerim:
Isolia=Isolde+Ophelia, Orpetan=Orpheus+Tristan (Ophelia’yı diğer yakada kullanıp burada neden Orpheus’u Hamlet yerine seçmediğimi soracak olursanız,işin ucunu biraz da Antik Yunan kanalıyla bize uzatmak için diyebilirim :) Ve/ fakat, bunun anlamını bilen bilir, çünkü komple bir tarih var karşımızda dünyada, ne her şey bizim ne her şey onların -etkileşimli- hoş biz ve onlar ne anlama gelir onu da bi ara konuşmalı)
-
1) Bedwyr (= Bedivere) is also presented in early texts as one of the chief companions of Arthur and as a heroic figure of epic poetry, second only to Cai (in the early references Cai and Bedwyr are nearly always named in close conjunction, though Bedwyr is usually shown as subordinate in importance to Cai) :
2) Arthur called on Gwalchmei son of Gwyr, because he never came home without the quest he had gone to seek. He was the best of walkers, and the best of riders. He was Arthur's nephew, his sister's son, and his first cousin. (Culhwch ac Olwen (dating c.1100) : Rachel Bromwich (ed. and trans.) Trioedd Ynys Prydein. The Welsh Triads (University of Wales Press, 2nd edition, Cardiff 1978) p.369)
3) Gwenevere (old) =Guinevere: Arthur’un eşi. Yuvarlak masanın en cesur şövalyesi olan Lancelot’la onu aldatır. Daha sonra Yuvarlak Masa dağılır ve üvey oğlu mordred Arthur’u savaşta kılıçlar sonra da Arthur onu …

4) Tor: Glastonbury’deki Avalon Adasının yakınlarındaki dört tepe var. Bu tepelere ait kuleye verilen isim.

5) Geoffrey of Monmouth: Bu işlerin piri bi adam. İnlerle, cinlerle, perilerle pek bi uğraşmış.

---

6) Tristan ve Isolde: (“Isolt” in Arthurian=Isolde)
tristan ve isolde – tristram ve iseult (opera)

wagner'in bir operası
izolde semiz gürbüz köylü kızını oynadığı için lirik sopranodur
isolde yi duyunca hep isolde hede hödö diyesim geliyo nedeni ni bilemiyorumtristanı duyunca bi şey diyesim gelmiyodu ama ona kasayım;
'tristan, pupa yelken, tam yol tornistan'

12'yuzyilin sonunda yazilmi$ anglo normand olarak adlandirilan acikli bir a$k oykusudur...
tristan (o zamanin krali marc cornaouailles) in sovalyesidir...kral, irlanda kralicesinin kizi yseut yu kralicesi olmasi icin fransaya davet eder..yseut gemide gelirken krala a$ik olmasi icin annesi tarafindan hazirlanmi$ ozel ickiyi icer.
ama kral yerine yseut,tristana a$ik olur....kral bunu ogrenince 2si ormana kacarlar.
bir gece kral bunlari uyuduklari yerde bulur ve kilicini 2sinin arasina safligin ve sadakatin simgesi olarak saplar...bunlar uyaninca ve kilici gorunce yseut kralin yaninda doner ve tristanda da ingiltereye surgune gider...
orda yseut adinda baska bir sevgili bulur ama akli hep obur yseut dedir..
bir gun yseut bir mektup alir tristan sava$ta yaralanmi$tir olmek uzeredir. yseut gemi ile derhal ingiltereye gider..ama mektupta yazdigina gore eger vardiginda beyaz bayrak gorurse tristan hayatta olcak siyah gorurse olmu$ olcaktir...
tristanin karisi obur yseut kiskancliktan siyah bayrak asaar
yseut de bunu gorunce uzuntuden olur....arkasindan da tristan
kral marc onlari a$k olumden cok daha gucludur diyerek yanyana gomer.....
zamanında, erotik içeriklidir diye nitelendirenler olmuş ve bu nedenle bir çok kişi tarafından büyük eleştirilere maruz kalmıştır. modern bir altyapıya sahip olduğu için müzik konusunda şu anda etrafta görebilinecek bir sürü 'yeni müzik' savunucularını etkilemiştir.

beni şok uğratan rastladığım basımında kapak olarak gustav klimtin der kussunun konulmuş olması olmuştu. garip bir şekilde bu iki eserin arasındaki ortak noktayı anlayamamıştım isolde'nin notalarına ilk baktığım zaman.
-
aslı 'tristan und isolde' olan, 3 perdelik bir wagner operası.. ilk defa sevgili hans von bülow tarafından 10 haziran 1865 pazar günü münih'te oynatılmıştır; wagner bey sudan bir sebeple husumet çıkarmış ve evinde yatmıştır bu esnada tabii.. kişilerimizi bir sayalım:

* tristan: kral mark'ın yeğeni (tenor) ,
* kurwenal: uşağı (bariton) ,
* isolde: irlandalı bir prenses (soprano) ,
* brangane: yukardakinin hizmetçisi (mezzo-soprano) ,
* kornval kralı mark (bas) ,
* melot: şövalyenin teki (tenor) ..

her ne kadar wagner, yaşamı boyunca saklamaya çalışsa da, öldükten sonra, bu operanın, wagner beyin olgunluk çağı kadını olan mathilde wesendonck içün yazıldığı ortaya çıkmıştır.. bu han'fendi ile wagner 1857'de zürih'de tanışmış, bir süre de beraber yaşamıştır (ben de ordaydım, ordan biliyorum) .. nitekim tristan und isolde de, 57-59 yılları arasında yazılmıştır (6 sene şişmesini beklemiş tabii, maksat zengin göstersin) ..

birinci perde: isolde'nin, cornwell'e kral mark'la evlenmeye götürüldüğü, şehir hatlarına ait ertuğrul gazi nam vapurda geçer.. gelini damada götürme görevi, tam da adamına, kralın yeğeni tristan'a verilmiştir.. vapur karaya yanaşırken, isolde nihayet tristan'ı yanına çağırtır (vaktiyle isolde, savaşta yaralanan tristan'a bakıp, yaralarını otamıştır zira) ..

ve fakat meftun olduğu tristan'ın hısmı morold'un katili olduğunu öğrenir ve onun vapurda olmasına katlanamaz (ne yani aşağıya mı atacaksın kızım) .. morold'u öldürdüğü içün af dilemesini ister tristan'dan (tristan bilader bu kızdan sana hayır yok bak, söyleyeyim) .. tristan başlarda şiddetle reddettiği bu isteğin önünde duramaz artık.. neden? çünkü aşıktır efendim aşık..

aşka karşı durmanın beyhude olduğunu anlayan aşıklar, zehir içerek ölmeye karar verirler (hoppala) .. lakin isolde'nin sadık hizmetçisi brangane, zehir yerine bir aşk iksiri hazırlar ve böylece tristan'la isolde, vapur karaya yanaşırken (kaptan da acemidir ihtimal, yanaştıramamaktadır bir türlü vapuru) , içtikleri aşk iksirinin de etkisiyle birbirlerinin içine düşerler..

ikinci perde: isolde'nin bahçeye bakan odasında geçer efendim bu da.. kral ve saray erkanı ava çıkmıştır.. isolde ise heyecanla geceyarısı gelecek olan tristan'ı beklemektedir.. sonunda küçük bey gelir, bizimkilerde bir saadet, bir mutluluk elbet, bir görseniz.. lakiin, tristan'ın hayın arkadaşı melot, kralı vaziyetten haberdar eder, kral bir hışım geri döner.. tristan'ı derdest edip, taklamakan çölü'ne sürmek üzre iken, tristan melot'yu düelloya davet eder (bunlar böyle efendim, nerde ne yapacakları belli değil) ve neticede yaralanır..

üçüncü perde: tristan'ın britanya'daki muazzam şatosundayız bu sefer; kapılar gümüşten, aynalar som altındandır (eh tabii bakınca altın görülür, ayna olarak kullanılmazlar; zamanın dekoratörleri alıktır ziyadesiyle, ondandır efendim) .. tristan yaralıdır lakin; uşağı kurwenal isolde'ye mektup yazıp gelmesini rica eder.. tristan isolde'yi getiren gemiyi görünce, heyecandan zirzoplaşır, sargılarını çıkarır, yaralarına mikrop kaptırır; yemediği halt kalmaz yani.. nitekim isolde onu ölmek üzereyken bulur; tristan ise sevdiceğine son bir kez saadetini göstermek içün çırpınır, ayağa kalkar, ah lakin lakin, isolde'nin ayakları dibine düşüp can verir..

beri yanda kral mark, insafa gelip, sevgilileri birleştirmeye karar vermiştir ama heyhat, isolde de maşukunun ölümüne dayanamayarak oracıkta ruhunu teslim eder yetkililere..

neymiş efendim, aragon'muş ziyadesiyle değil mi? ..
-
tristan efsanesinin baş kahramanı ve sevgilisinin isimleri. lancelot ve guinevere ya da aragorn ve arwen ikililerine benzetilebilmesine karşın, belki de haklarında yazılan bir dörtlük şimdiye kadar kaleme alınmış en sade ve etkileyici aşk şiiridir:

a man, a woman
a woman, a man;
tristan, isolde
isolde, tristan

ayrıca isolde'nin ismi çeşitli bölgelerde çeşitli şekillerde de anılagelmiştir, örn: yseut, iseult, ysolde, vs.
-
tristan son nefesini verdikten sonra, isolde, kendinden gecmis bir halde ona dogru bakar. o anda hos bir ezgi duymaya baslar cevresinde ve sevgilisinin tekrar dirildigine inanir. bu sanrilarin dozu gittikce artar, ta ki isolde sevgilisinin yanina düserek ölünceye kadar... isolde'nin, bu sanrilar esnasinda söyledigi o etkileyici arya, 'isolde's liebestod' (isolde'nin ask ölümü) veya 'mild und leise' (yumusak ve sessizce) adiyla bilinir.

mild und leise
wie er lächelt,
wie das auge
hold er öffnet -
seht ihr's, freunde?
seht ihr's nicht?
immer lichter
wie er leuchtet,
stern-umstrahlet
hoch sich hebt?
seht ihr's nicht?
wie das herz ihm
mutig schwillt,
voll und hehr
im busen ihm quillt?
wie den lippen,
wonnig mild,
süßer atem
sanft entweht -
freunde! seht!
fühlt und seht ihr's nicht?
hör ich nur diese weise,
die so wundervoll und leise,
wonne klagend,
alles sagend,
mild versöhnend
aus ihm tönend,
in mich dringet,
auf sich schwinget,
hold erhallend
um mich klinget?
heller schallend,
mich umwallend -
sind es wellen
sanfter lüfte?
sind es wogen
wonniger düfte?
wie sie schwellen,
mich umrauschen,
soll ich atmen,
soll ich lauschen?
soll ich schlürfen,
untertauchen?
süß in düften
mich verhauchen?
in dem wogenden schwall,
in dem tönenden schall,
in des welt-atems wehendem all -
ertrinken,
versinken -
unbewußt -
höchste lust!

yumusakca ve sessizce,
gülümsüyor.
gözünü
nasil sevecence aciyor-
gorüyor musunuz, dostlar?
görmüyor musunuz?
durmadan daha aydinlik
nasil parliyor cehresi,
yildizlarla aydinlanarak.
ayaga kalktigini?
görmüyor musunuz?
kalbinin nasil
cesurca kabardigini,
doluca ve soyluca,
gögsünde doldugunu?
dudaklarindan nasil
mutlu bir yumusaklikla
tatli nefesin
yumusakca kactigini-
dostlar! bakin!
hissetmiyor ve görmüyor musunuz?
yoksa yalnizca ben mi duyuyorum böylece o ezgiyi
o öyle harika ve sessiz ki,
mutluluk nazlanan,
hafifce teselli eden,
sesi ondan(tristan) gelen,
icime giren,
yukari dogru firlayan
tatlica cinlayan,
etrafimi sararak calan?
giderek daha acikca tinleyen,
etrafimda dalgalanan-
bunlar, yumusak rüzgarlarin
dalgalari mi yoksa?
bunlar yoksa, tatli kokularin
devasa dalgalari mi?
nasil kabariyorlar,
sesleri beni nasil cevreliyor,
nefes mi almaliyim,
dinlemeli miyim yoksa?
icmeli miyim,
dalip gitmeli miyim yoksa?
tatli kokular icinde
erimeli miyim?
o devasa dalgalarin icinde
o kuvvetle tinlayan sesin icinde
dünya nefesinin acili evreninde -
bogulmali,
batmali -
bilincsizce -
en yüce haz!
-
fransızca da tristan et iseult olarak gecmektedir.
(bkz: tristram und iseult)
avalonun sisleri'nde de ana hikayenin arasına sokuşturulan ortaçağ öyküsü. bu versiyona göre isolde irlandalı bir prenses, marcus cornwall'da morgaine'e vekalet eden yaşlı komutan, drustan ise marcus'un yanında bulunan usta bir müzisyen-şövalyedir. olaylar klasik öyküde olduğuna benzer şekilde gelişir ama enine boyuna anlatılmaz, yalnızca bir saray dedikodusu şeklinde aktarılır.

ridley scott'un yönetecegi yeni efsanesi.

ayrıca celtic odyssey adlı grubun böyle bir albümü vardır. çok güzel bir albümdür ve bu albümde the falcon adında eşsiz bir şarkı vardır kısacık olmasına rağmen sizi alır ve uzaklara götürür.

ortaçağ, breton efsaneleri'nin en ünlüsüdür. kelt kaynaklı bir aşk hikayesidir. 12. yüzyılda ünlü fransız ozanlarından béroul ve thomas tarafından kağıda alınmıştır. tristan, cornwall* kralı marc'ın kızkardeşi olan blanchefleur'le, komşu ülkenin kralı rivalen'in oğludur. annesi doğumda öldüğü için doğan oğlana 'hüzünlü' anlamına gelen tristan adı verilmiştir. babası da ilerki yıllarda bir savaşta öldürülür. yseult ise; irlanda kralının birtanecik kızıdır. tristan, kızın amcası*'nı mecburen öldürür. destanın sonunda ikisi de ölürler.

(bkz: breton efsaneleri)
(bkz: wilhelm richard wagner)
-

ISOLDE KİMDİR
yseult'da denir. breton efsaneleri'nin en ünlülerinden biri olan 'tristan ve isolde' efsanesinin kız tarafıdır. irlanda kralı'nın kızıdır. amcasını öldüren adama bilmeden aşık olur. onu ölümden kurtarır. ama oğlan da kendini tantris adıyla tanıtmıştır. olaylar gelişir
(bkz:http://www.artrenewal.org/images/artists/w/waterhouse_john_william/large/waterhouse_tristan_and_isolde_sharing_the_potion.jpg)

tristan KİMDİR

isolde ye yanık bir karakter.
isolde nin kral icin yaptigi ask buyusu yanlıslıkla tristan uzerinde etkili olur.halbuki o sadece isolde yi istemeye gelen zavalli bir elci idi.hiddetlenen kral bunları cezalandirmak ister.yakar yıkar ortalıgı tristan isoldeyi kaybeder,dag bayir isolde arar.ama bulamaz.

tristan ve isolde adlı kelt destanının erkek kahramanı.ayrıca dead can dance in bir şarkısı

avalonun sisleri'nde adı drustan olarak geçen kelt kahramanı.

mükemmel karakter,kusursuz bir insan tipi,gerçek hayatta da tristan gibi birileri olsaydı dedirtiyor insana izleyince

-

thomas'ın tristran'ına dayanılarak almanca'da muhteşem bir üslup ve nakışla terkip edilmiştir. müellifi ise gottfried von strassburg'tur....gottfried kitabın girişinde bir yerde şöyle der;

swem nie von liebe leit geschach,
dem geschach ouch liep von liebe nie.

[kimdir ki aşkın kederini taşımaz,
hazzını da taşımamıştır hiç.]

yuvarlak masa sovalyelerinden birinin adi.

kaynak:eksisozluk.com

---

7) Taliesin=Merddin=Myrddin=Merlyn
Bazı hikayelerde reenkarne olarak Taliesin olacak olma olayları… aynı kişi Merlyn. Merlyn büyücüdür ama büyü kullanmayı genelde sevmez ve kullanınca iyi amaçlar için hep kullanır. Uzun süre Pagan ve Druid etkileri altında olup hristiyanlığı reddeden Mab’in himayesinde gibi gözükse de hep karşı çıkar ve gücünü iyiden yana kullanır ve onla çatışır. Gerçi o da hristiyan değildir ancak iyiyle kötünün savaşıdır bir yerde bu.

8) Kötü kraliçe Mab’ın uzun boylu cüce uşağı ve Merlyn’in öğretmeni. Aslında cin gibi bi şey ve iyi yürekli. Efsanenin sonunda Merlyn ile sevgilisi Nimue’yi kötü büyücü Mab’e rağmen dayanamayarak buluşturuyor. Sam Neill’in baş rolünü oynadığı “Merlyn” adlı filmi önerebilirim. Ya da “Mists of Avalon”

9) İkinci bölümdeki 'Nor Tenysson' dizesinde, Alfred Tenysson'un aslında çağdaşları dışında sadece didaktik bulunabileceği görüşüne pek de inanmadığımı kasdetmek istedim

10) arthwyr=arthur

Küçük hatalar bulursanız affola, sonuçta mitolojik ne algıladı ve yaşadı isem onlara dayana. Bunları da samimiyetle söylediğime inanıla, dilerim günleriniz şiir dolu ola :)

Akın Akça
Kayıt Tarihi : 29.11.2004 20:51:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Akın Akça
    Akın Akça

    :))

    Cevap Yaz
  • Nisan Serap
    Nisan Serap

    affedildin, hatasız:)

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (2)

Akın Akça